1. Hukuk Dairesi 2018/2511 E. , 2019/2937 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ ... HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın davalılar ..., ..., ..., ..., ... yönünden kayıt maliki olmadıkları gerekçesiyle husumet yokluğundan reddine, diğer davalılar yönünden davanın kabulüne ilişkin olarak verilen kararın davalılar ..., ... ve ... vekili tarafından istinafı üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin olarak verilen karar davalılar ... ve ... vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, mirasbırakan babası ..."nun ... parsel sayılı taşınmazı ile ... parsel sayılı taşınmazın 5/24 payını davalı oğlu ..."ye ... parsel sayılı taşınmazın 1/12 payını davalı oğlu ..."a, 1/24 payını davalı torunu ..."e, ... parsel sayılı taşınmazının 3/24 payı ile ... parsel sayılı taşınmazını davalı oğlu ..."e, ... parsel sayılı taşınmazını ise davalı çocukları ..., ..., ..., ... ve ..."ya satış yoluyla temlik ettiğini, anılan kişilerce ... ve ... parsel sayılı taşınmazın davalı ..."a, ... parsel sayılı taşınmazın ise davalı ..."na devredildiğini, işlemlerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... ve ..., anılan taşınmazların mirasbırakan tarafından çocuklarına bedel karşılığı verildiğini, mirasbarıkanın davacı için de ev inşaa etmesine rağmen davacının bu evde oturmayı kabul etmediğini, mirasbırakanın başka taşınmazlarının da bulunduğunu, davalı ..., ... parsel sayılı taşınmazdaki ..."ya ait 3/24 payı bedeli karşılığı satın alarak ..."ya kiraladığını, davalı ... parsel sayılı taşınmazı ..."den satın aldığını, taşınmazın eski maliklerini ve aralarındaki ilişkiyi bilmediğini, iyi niyetli olduğunu, davalı ..., ... parsel sayılı taşınmazı inşaat yapmak amacıyla satın aldığını, inşaata başlayıncaya kadar da eski maliklerin taşınmazda ikamet etmesine izin verdiğini, iyi niyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davalılar ..., ..., ..., .., ..., ... yönünden kayıt maliki olmadıkları gerekçesiyle husumet yokluğundan davanın reddine, yapılan tüm temliklerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle diğer davalılar yönünden davanın kabulüne ilişkin verilen kararın davalılar ..., ... ve ... vekili tarafından istinafı üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
1925 doğumlu mirasbırakan ..."nun 29.12.2013 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak ilk eşi ..."den olma davacı oğlu ... ile ikinci eşi ..."den olma davalı çocukları ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ile ..."den olma dava dışı oğulları ... ve ..."yi bıraktığı, mirasbarıkanın maliki olduğu ... parsel sayılı taşnımazını 29.07.2004 tarihinde 1/5"er paylar ile davalı çocukları ..., ..., ..., ... ve ..."ya satış suretiyle temlik ettiği, anılan kişilerin de payları 06.08.2013 tarihinde davalı ..."na satış suretiyle temlik ettikleri, mirasbırakanın ... parsel sayılı taşınmazını 15.01.2008 tarihinde davalı oğlu ..."ya satış suretiyle temlik ettiği, ..."in de anılan taşınmazı 09.03.2011 tarihinde dava dışı..."e satış suretiyle devrettiği, ..."in de 05.04.2013 tarihinde davalı ... oğlu ..."a satış suretiyle temlik ettiği kayden sabittir.
Dosya içeriği ve toplanan deliller ile her iki parsel bakımından da mirasçı davalılara yapılan temliklerin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu şeklindeki kabullerde bir isabetsizlik yoktur. Ancak her iki taşınmazı da mirasçılardan edinen 3.kişilerin iyi niyetli olmaları halinde edinimlerinin korunacağı kuşkusuzdur.
Hukukumuzda, diğer çağdaş hukuk sistemlerinde olduğu gibi kişilerin huzur ve güven içerisinde alış verişte bulunmaları satın aldıkları şeylerin ilerde kendilerinden alınabileceği endişelerini taşımamaları, dolayısıyla toplum düzenini sağlamak düşüncesiyle, alan kişinin iyi niyetinin korunması ilkesi kabul edilmiştir. Bu amaçla 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 2. maddesinin genel hükmü yanında menkul mallarda 988 ve 989 tapulu taşınmazların el değiştirmesinde ise 1023. maddesinin özel hükümleri getirilmiştir.
Öte yandan, bir devleti oluşturan unsurlardan biri insan unsuru ise bundan kadar önemli olan ötekisi topraktır. İşte bu nedenle Devlet, nüfus sicilleri gibi tapu sicillerinin de tutulmasını üstlenmiş, bunların aleniliğini (herkese açık olmasını) sağlamış, iyi ve doğru tutulmamasından doğan sorumluluğu kabul etmiş, değinilen tüm bu sebeplerin doğal sonucu olarak da tapuya itimat edip, taşınmaz mal edinen kişinin iyi niyetini korumak zorunluluğunu duymuştur. Belirtilen ilke TMK"nin 1023. maddesinde aynen "tapu kütüğündeki sicile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan 3. kişinin bu kazanımı korunur" şeklinde yer almış, aynı ilke tamamlayıcı madde niteliğindeki 1024. maddenin 1. fıkrasına göre "Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunun bilen veya bilmesi gereken 3. kişi bu tescile dayanamaz" biçiminde öngörülmüştür.
Ne var ki; tapulu taşınmazların intikallerinde, huzur ve güveni koruma, toplum düzenini sağlama uğruna, tapu kaydında ismi geçmeyen ama asıl malik olanın hakkı feda edildiğinden iktisapta bulunan kişinin, iyi niyetli olup olmadığının tam olarak tespiti büyük önem taşımaktadır. Gerçekten bir yanda tapu sicilinin doğruluğuna inanarak iktisapta bulunduğunu ileri süren kimse diğer yanda ise kendisi için maddi, hatta bazı hallerde manevi büyük değer taşıyan ayni hakkını yitirme tehlikesi ile karşı karşıya kalan önceki malik bulunmaktadır.
Bu nedenle, yüzeysel ve şekilci bir araştırma ve yaklaşımın büyük mağduriyetlere yol açacağı, kişilerin Devlete ve adalete olan güven ve saygısını sarsacağı ve yasa koyucunun amacının ilk bakışta, şeklen iyi niyetli gözükeni değil, gerçekten iyiniyetli olan kişiyi korumak olduğu hususlarının daima göz önünde tutulması, bu yönde tüm delillerin toplanıp derinliğine irdelenmesi ve değerlendirilmesi gerekmektedir.
Nitekim bu görüşten hareketle, "kötü niyet iddasının def"i değil itiraz olduğu, iddia ve müdafaanın genişletilmesi yasağına tabii olmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve mahkemece kendiliğinden (resen) nazara alınacığı" ilkeleri 08.11.1991 tarih 1990/4 Esas 1991/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında kabul edilmiş, bilimsel görüşlerde aynı doğrultuda gelişmiştir.
Somut olaya gelince, mahkemece davalılar Bülent ve ..."ın mirasçıları tanımalarını kötü niyetli olmalarına gerekçe yapmış ise de tanışıyor olmak başlı başına kötü niyetin kabulü için yeterli değildir. Davalı ... parsel sayılı taşınmazı satın aldıktan sonra, aynı gün 06.08.2013 tarihi itibari ile ... parsel sayılı taşınmazdaki evde oturan mirasçılardan tahliye taahüdü almış, ayrıca davalılar dava konusu ... ve ... parsel sayılı taşınmazların tevhidi için ... Belediyesi"ne müracaat etmişler, belediyece 16.08.2013 tarihinde her iki parsel için tevhit kararı verilmiştir. Kötü niyetli olmaları halinde anılan davalıların emek ve para harcayarak tevhit işlemi yaptırıyor olmaları hayatın olağan akışına aykırıdır. Dolayısıyla toplanan tüm deliller yukarıdaki ilkeler ile birlikte değerlendirildiğinde davalılar ... ve ..."nun kötü niyetli olduğunu söyleme imkanı yoktur.
Hal böyle olunca, anılan davalılar bakımından davanın reddine karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 373/1. Maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerden dolayı 6100 sayılı HMK"nın 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren ... 3. Asliye Mahkemesi"ne, kararın bir örneğinin ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi"ne gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.