11. Ceza Dairesi 2019/4109 E. , 2021/2774 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, suç eşyasının satın alınması
HÜKÜM : Mahkumiyet
1- Sanık ... hakkında "resmi belgede sahtecilik" suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde ;
5237 sayılı TCK"nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışılarak değerlendirildiği, fiilin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezanın kanuni takdir sınırlarında uygulandığı, incelenen dosyaya göre kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmış, sanık ve müdafinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükmün ONANMASINA,
2-Sanıklar ... ve ... hakkında "suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi" suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz incelemesinde;
Sanıklara yüklenen "suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi" suçunun Kanun"daki cezasının türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK"nin 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen olağanüstü dava zamanaşımının, suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, sanık ..., sanık ... ve müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanunun 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanıklar hakkındaki kamu davalarının gerçekleşen olağanüstü dava zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK"nin 223/8. maddesi gereğince DÜŞMESİNE,
3- Sanık ... hakkında "resmi belgede sahtecilik" suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde ;
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanığın diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak;
a-Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 22.04.2014 gün, 2013/11-397 Esas, 2014/202 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK"nin “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “resmi belgede sahtecilik” suçlarında korunan hukuki yararın kamu güveni olduğu, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında, bir veya birden fazla kişi de haksızlığa uğrayıp, suçtan zarar görmesi halinde dahi, suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğuna dair kabulünün etkilenmeyeceği, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerekeceği ve 5237 sayılı TCK"nin 43. maddesi uyarınca, "bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla ya da aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi" durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasının mümkün olduğu da gözetilerek; açıklanan ilkeler doğrultusunda; sanık hakkında Antalya 3.Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/563 Esas, 2017/358 Karar sayılı ilamı ile 25.02.2009 suç tarihli sahte araç muayenesi eylemlerinden dolayı 5237 sayılı TCK"nin 204/1 maddesi uyarınca 6 kez 1 yıl 8 ay hapis cezasına hükmedildiği, iddianamesinin 24.09.2009 tarihli olduğunun ve kararın 07.10.2017 tarihinde İstinaf kararı ile kesinleştiğinin anlaşılması ve incelenen dosya ile belirtilen dosya arasında hukuki kesinti bulunmayıp; eylemlerinin aynı suç işleme kararına bağlı olarak zincirleme biçimde resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturup oluşturmadığının değerlendirilebilmesi için anılan dosyanın aslı ya da onaylı örneğinin getirtilip incelendikten sonra, sonradan sübutu kabul edilen eylemleri nedeniyle zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanarak tayin olacak cezadan kesinleşmiş önceki cezaların Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 15.03.2016 tarihli 2014/487 E. ve 2016/128 K. sayılı ilamında belirlediği ilkeler uyarınca mahsup edilmesi gerekeceği de dikkate alınarak, kesinleşen dava dosyası yönünden bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dosya içine konulmasından sonra tüm dosyalar birlikte değerlendirilerek sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulması;
b-Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 18/03/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.