Esas No: 2021/2102
Karar No: 2022/1671
Karar Tarihi: 28.04.2022
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/2102 Esas 2022/1671 Karar Sayılı İlamı
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2021/2102 E. , 2022/1671 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/2102
Karar No : 2022/1671
TEMYİZ EDENLER : 1-(DAVACI): …
VEKİLİ: Av. …
2-(DAVALI): … Genel Müdürlüğü (…)
İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının, aleyhe kısımlar yönünden taraflarca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: İstanbul İli, Çatalca İlçesi, … Mahallesi, … pafta, … parsel sayılı taşınmazın, 1/5000 ölçekli nazım imar planında Terkos Baraj Gölünün uzun mesafeli koruma alanı sınırları dahilinde ancak dere ıslah ve işletme bandı dışında tarımsal niteliği korunacak alan olarak ayrılmasına rağmen kamulaştırılmaması nedeniyle oluşan hukuki el atmadan dolayı uğranıldığı ileri sürülen 365.112,00-TL maddi tazminatın, adli yargı yerinde dava açma tarihi olan 22/02/2012 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla;
Mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor ile dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden;
Uyuşmazlıkta, dava konusu taşınmazın dere koruma bandında yer alması nedeniyle uzun yıllar kullanılamadığı, bununla birlikte davalı idarece anılan taşınmazın mevzuat uyarınca kamulaştırılması gerekirken kamulaştırılmadığı anlaşıldığından, davacının kamulaştırmasız el atma nedeniyle uğradığı zararın davalı idarece ödenmesi gerektiği,
Bilirkişi raporunda ortaya konulduğu üzere dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin 330.000,00-TL olduğunun anlaşıldığı,
Bu durumda, davacının talebinin 330.000,00-TL'lik kısmının kabulü ile adli yargıda dava açma tarihi olan 22/02/2012 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte bu kısmın davalı idare tarafından davacıya ödenmesine, davanın 35.112,00-TL'lik kısmının ise reddine hükmedilmesi gerektiği,
Ayrıca hükmedilen kamulaştırma bedelinin, söz konusu taşınmazın davacı tarafından her türlü kısıtlamadan ari bir şekilde davalı idare lehine tapuda ferağ verilmesi koşuluyla ödeneceğinin açık olduğu,
gerekçesiyle, davanın 330.000,00-TL'lik kısmının kabulüne, kabul edilen tutarın adli yargıda dava açma tarihi olan 22/02/2012 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idare tarafından davacıya ödenmesine, davanın 35.112,00-TL'lik kısmının ise reddine karar verilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Altıncı Dairesinin 17/01/2017 tarih ve E:2016/2328, K:2017/271 sayılı kararıyla;
İSKİ Genel Müdürlüğü İçmesuyu Havzaları Yönetmeliği ile Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği'nin davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan düzenlemelerine yer verilerek,
Mevzuat düzenlemelerine göre, "havza mutlak koruma alanı" ile "dere işletme bandının" farklı kavramlar olduğu, havza mutlak koruma alanının, içme ve kullanma suyu temin edilen ve edilecek olan suni ve tabii göller etrafında en yüksek su seviyesinde, su ile karanın meydana getirdiği çizgiden itibaren yatay 300 metre genişliğindeki kara alanı olduğu, havzanın mutlak koruma alanı içerisinde yapılaşma yasağı olduğundan bu alanda yer alan taşınmazların kamulaştırılmalarının zorunlu olduğu; havzayı besleyen derelerin dere işletme bandının ise, İSKİ Genel Müdürlüğü İçmesuyu Havzaları Yönetmeliği'nin EK-1 listesinde isimleri verilen derelerin, orman alanları ve tarımsal niteliği korunacak alanlar dışında kalan kısımlarında, ıslah projesine uygun olarak bu derelerin ıslah kesitinin her iki yanında, temizlik, bakım ve onarımlarının yapılabilmesi maksadıyla imar planlarında en az on metrelik bandı ifade ettiği ve dere işletme bandının da kamulaştırılmasının zorunlu olduğu,
Dava dosyasının incelenmesinden, davacının mülkiyetindeki İstanbul İli, Çatalca İlçesi, … Mahallesi, … pafta, … parsel sayılı taşınmazın 1/5000 ölçekli nazım imar planında Terkos Baraj Gölünün uzun mesafeli koruma alanında kaldığı ve taşınmazla davacının mülkiyet bağının 07/01/2011 tarihli satış işlemi ile kurulduğu, 22/02/2012 tarihinde ... Asliye Hukuk Mahkemesinde kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası açan davacının, bu davanın görev yönünden reddine karar verilmesi üzerine bakılan davayı açtığının anlaşıldığı,
Uyuşmazlıkta, davanın, davacının taşınmazının yapı yaklaşma mesafesi (mutlak koruma alanı) içinde kaldığı iddiasıyla uğranıldığı ileri sürülen maddi zararın tazmini talebiyle dava açıldığı, Mahkemece, taşınmazın dere koruma bandında yer alması nedeniyle uzun yıllardır kullanılamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş ise de; dava konusu taşınmazın Terkos Baraj Gölü uzun mesafeli koruma alanı içinde; ancak yukarıda anılan mevzuat gereği kamulaştırılması zorunlu olan dere ıslah ve işletme bandı dışında tarımsal niteliği korunacak alanda kaldığı anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmesi gerektiği,
gerekçesiyle, ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi ısrar kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla;
Davacı tarafından, dava açıldığı tarihte yürürlükte bulunan … Genel Müdürlüğü İçmesuyu Havzaları Yönetmeliği'nin 6. maddesinin 9. fıkrasının (g) bendinde "İmar planları hazırlanırken, Ek 1'de isimleri verilen derelerin her iki tarafında kadastral sınırlarından itibaren 100 metrelik yapı yaklaşma mesafesi bırakılır. Derelerin yapı yaklaşma mesafesi içinde kalan bu alanlardaki yapılaşma hakları parsel yüzölçümünün %60'ı hesaplanmak kaydıyla Ek 2'de verilen yoğunluk değerlerine göre ait olduğu imar planı sınırı içinde bulunan havza dışındaki alanlar ile orta ve uzun mesafeli koruma alanlarında kullanılır. Bu durumda yapı yaklaşma mesafesi içinde kalan bu alanlar ağaçlandırma, yol, yeşil alan, rekreasyon v.b maksatlarla kullanılmak üzere kamuya bedelsiz terk edilir ve bu alanlarda yapı yapılamaz." hükmü uyarınca taşınmazlarının dere koruma bandında kalması nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiğinden bahisle kamulaştırmasız el atma bedelinin tarafına ödenmesi istemiyle dava açıldığı, ancak … Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile Yönetmeliğin anılan maddesinde değişikliğe gidildiği,
Yapılan değişiklikle, anılan maddede, "İçme suyu havzalarında Ek 1'de isimleri verilen derelerin, orman alanları ve tarımsal niteliği korunacak alanlar dışında kalan kısımlarında; ıslah projesine uygun olarak bu derelerin ıslah kesitinin her iki yanında temizlik, bakım ve onarımlarının yapılabilmesi maksadıyla imar planlarında en az on metrelik dere işletme bandı ayrılır. Dere ıslah alanı ile dere işletme bandları idarece kamulaştırılır." kuralının getirildiği,
Uyuşmazlığın çözümünde; davacının taşınmazının dere işletme bandında kalıp kalmadığının önem arz ettiği, davacının taşınmazının dere işletme bandında kalması halinde kamulaştırmadan sorumlu idare olarak İSKİ Genel Müdürlüğünün tazmin sorumluluğunun ortaya çıkacağı,
İSKİ Genel Müdürlüğü İçmesuyu Havzaları Yönetmeliğinin 6. maddesinin 9. fıkrasının (g) bendinde 100 metre olarak belirlenen dere işletme bandının, 10 metreye düşürülmesine ilişkin İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Kurulunun 16/01/2013 tarih ve 2 sayılı kararıyla yapılan Yönetmelik değişikliğine karşı İstanbul 8. İdare Mahkemesinin 2016/1046 esasına kayden açılan davada; anılan Mahkemenin 30/10/2020 tarih ve E:2016/1046, K:2020/1490 sayılı kararıyla, dere işletme bandının 100 metreden 10 metreye düşürülmesine ilişkin söz konusu Yönetmelik değişikliğinin iptaline karar verildiği,
İSKİ Genel Müdürlüğü İçmesuyu Havzaları Yönetmeliği ve Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliği hükümlerine göre, "dere işletme bandı" ve "dere mutlak koruma alanı" olarak belirlenen alanda kalan taşınmazların, bu taşınmazların kamulaştırılması için kısıtlamanın üzerinden belirli bir süre geçmesi gerekliliğinin belirtilmemesi nedeniyle, kısıtlılık devam ederken devredilmiş ve üzerinden belirli bir süre geçmemiş olsa dahi ilgili idare tarafından kamulaştırmasının zorunlu olduğu,
Bir örneği dava dosyası içerisinde bulunan ... Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu Harita Mühendisi … tarafından hazırlanan 19/07/2012 tarihli raporda; dava konusu … sayılı parselin tamamının Istıranca Deresinin 100 metrelik yapı yaklaşma mesafesi sınırında kaldığının belirlendiği,
Öte yandan; dava konusu taşınmazın 100 metrelik yapı yaklaşma mesafesi sınırları içerisinde olmasına dair taraflar arasında herhangi bir anlaşmazlığın bulunmadığı, sadece davalı idarece 100 metrelik dere işletme bandının 2013 tarihinde yapılan Yönetmelik değişikliğiyle 10 metreye düşürüldüğü yönünde itirazda bulunulduğu,
Buna göre; yukarıda anılan ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı uyarınca halihazırda yürürlükte bulunan … Genel Müdürlüğü İçmesuyu Havzaları Yönetmeliği'nin 6. maddesinin 9. fıkrasının (g) bendi uyarınca davacının taşınmazının 100 metrelik dere işletme bandı içerisinde bulunması nedeniyle, söz konusu taşınmazın … Genel Müdürlüğü tarafından kamulaştırılması gerekirken, kamulaştırmadan kaçınılması sebebiyle mülkiyet hakkı kısıtlanan davacının oluşan maddi zararlarının davalı idare tarafından tazmin edilmesi gerektiği,
gerekçesi eklenmek suretiyle, davanın kısmen kabulü, kısmen reddi yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacı tarafından, davanın tamamının kabulü ile faizin başlangıç tarihinin kabul edilen miktarın tamamı için dava tarihi olarak esas alınması ve vekalet ücretine de nispi olarak hükmedilmesi gerektiği belirtilerek ısrar kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
Davalı idare tarafından, dava konusu taşınmazın Terkos Baraj Havzasının uzun mesafeli koruma alanında ve dere ıslah alanı ve işletme bandı dışında kaldığı, … 1/5000 ölçekli nazım imar planında ise tarım arazisi olarak gösterildiği, ısrar kararında bahsi geçen Yönetmelik değişikliğinin iptali yolunda verilen karar sonrasında mülga 100 metrelik dere koruma bandının yeniden yürürlüğe girme olanağının bulunmadığı, oluşan boşluğun yeni bir Yönetmelik değişikliği ile kısa zaman içerisinde giderileceği, 100 metre gibi afaki koruma standardının çok çok özel durumlar haricinde ulusal ve uluslararası hiçbir düzenlemede bulunmadığı, 100 metrenin uygun görülmesi ihtimalinde ise ısrar kararında dava konusu taşınmazın tapuda idareleri adına tescil edilmesi veya tapuda idareye devri için ferağ verilmesine yönelik bir hükme yer verilmemesinin de idareleri açısından ileride mağduriyet oluşturacağı, yeni uyuşmazlıklar oluşturması kaçınılmaz olan ısrar kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Taraflarca, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Davacının temyiz isteminin reddi, davalı idarenin temyiz isteminin ise kabulü ile ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
07/01/2011 tarihli satış işlemi ile mülkiyeti davacı tarafından iktisap edilen, İstanbul İli, Çatalca İlçesi, … Mahallesi, … pafta, … parsel sayılı taşınmaz … 1/5000 ölçekli nazım imar planında, Terkos Baraj Gölünün uzun mesafeli koruma alanı sınırları dahilinde tarımsal niteliği korunacak alan olarak belirlenmiştir.
Anılan taşınmazın, Istıranca Deresinin mutlak koruma alanında bulunmasına rağmen kamulaştırılmaması ve taşınmazdan yararlanılamaması ile oluşan hukuki el atma nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen maddi zararların tazmini istemiyle, ilk olarak, … tarihinde ... Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan tazminat davasının tamamının kabulü yolunda verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın, temyiz aşamasında Yargıtay ... Hukuk Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla bozulması üzerine, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile davanın görev nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Bunun üzerine, hukuki el atmadan dolayı uğranıldığı ileri sürülen 365.112,00-TL maddi tazminatın, adli yargı yerinde dava açma tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle, temyizen incelenen dava açılmıştır.
Davalı idare tarafından sunulan Havza Sorgulama Sistemi sonuçlarından, dava konusu İstanbul İli, Çatalca İlçesi, … Mahallesi, … pafta, … parsel sayılı taşınmazın, dere ıslah ve işletme bandı ve orman sınır dışında kaldığı ve tarım arazisi vasfında olduğu, taşınmazın da bulunduğu alana ilişkin 1/1000 ölçekli uygulama imar planının bulunmadığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT :
14/01/2011 tarih ve 2 sayılı İSKİ Genel Kurulu kararı ile kabul edilerek, 23/01/2011 tarihinde yürürlüğe giren
İSKİ Genel Müdürlüğü İçmesuyu Havzaları Yönetmeliği'nin "Tanımlar" başlıklı 4. maddesinde; "...İçmesuyu havzaları (Havza): Bir akarsu, göl, baraj rezervuarı veya yeraltı suyu haznesi gibi bir su kaynağını besleyen yeraltı ve yüzeysel suların toplandığı bölgenin tamamıdır... Mutlak Koruma Alanı (0-300 m.): İçme ve kullanma suyu temin edilen ve edilecek olan suni ve tabii göller etrafında en yüksek su seviyesinde, su ile karanın meydana getirdiği çizgiden itibaren yatay 300 metre genişliğindeki kara alanıdır. Bahse konu alanın, havza sınırını aşması halinde mutlak koruma alanı havza sınırında son bulur. Kısa Mesafeli Koruma Alanı (300.-1000 m.): Mutlak koruma alanı üst sınırından itibaren yatay 700 metre genişliğindeki kara alanıdır. Bahse konu alanın, havza sınırını aşması halinde kısa mesafeli koruma alanı havza sınırında son bulur. Orta Mesafeli Koruma Alanı (1000-2000 m.): Kısa mesafeli koruma alanı üst sınırından itibaren yatay 1000 metre genişliğindeki kara alanıdır. Bahse konu alanın, havzasınırını aşması halinde orta mesafeli koruma alanı havza sınırında son bulur. Uzun Mesafeli Koruma Alanı (2000-havza sınırı): Orta mesafeli koruma alanının üst sınırından başlamak üzere su toplama havzasının nihayetine kadar uzanan bütün kara alanıdır." tanımlarına yer verilmiş, "Genel hükümler" başlıklı 5. maddesinde; "Bu Yönetmelikte açıklanmayan tüm hususlarda Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği’nin içmesuyu havzaları ile ilgili hükümleri uygulanır..." hükmü yer almıştır.
Aynı Yönetmeliğin, "Özel hükümler" başlıklı 6. maddesinin 1. fıkrasında; İstanbul’a su temin edilen ve edilecek olan içmesuyu havzaları ve derelerin EK-1’de gösterildiği ifade edilmiş, aynı maddenin içmesuyu havzalarında imar planlarında uyulması gereken esasları düzenleyen 9. fıkrasının (g) bendinin ilk halinde; "İmar planları hazırlanırken, 'Ek 1'de isimleri verilen derelerin her iki tarafında kadastral sınırlarından itibaren 100 metrelik yapı yaklaşma mesafesi bırakılır. Derelerin yapı yaklaşma mesafesi içinde kalan bu alanlardaki yapılaşma hakları parsel yüzölçümünün %60'ı hesaplanmak kaydıyla 'Ek 2'de verilen yoğunluk değerlerine göre ait olduğu imar planı sınırı içinde bulunan havza dışındaki alanlar ile orta ve uzun mesafeli koruma alanlarında kullanılır. Bu durumda yapı yaklaşma mesafesi içinde kalan bu alanlar ağaçlandırma, yol, yeşil alan, rekreasyon v.b maksatlarla kullanılmak üzere kamuya bedelsiz terk edilir ve bu alanlarda yapı yapılamaz." kuralına yer verilmiş iken, İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Kurulunun 16/01/2013 tarih ve 2 sayılı kararı ile Yönetmeliğin anılan maddesinde değişikliğe gidilerek anılan bent; "İçme suyu havzalarında Ek 1'de isimleri verilen derelerin, orman alanları ve tarımsal niteliği korunacak alanlar dışında kalan kısımlarında; ıslah projesine uygun olarak bu derelerin ıslah kesitinin her iki yanında temizlik, bakım ve onarımlarının yapılabilmesi maksadıyla imar planlarında en az on metrelik dere işletme bandı ayrılır. Dere ıslah alanı ile dere işletme bandları idarece kamulaştırılır." şeklinde yeniden düzenlenmiştir.
31/12/2004 tarih ve 25687 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliği'nin davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan haliyle "Mutlak Koruma Alanı" başlıklı 17. maddesinde; "Mutlak koruma alanı, içme ve kullanma suyu rezervuarının maksimum su seviyesinden itibaren 300 metre genişliğindeki şerittir. Söz konusu alanın sınırının su toplama havzası sınırını aşması hâlinde, mutlak koruma alanı havza sınırında son bulur. Bu alanda aşağıda belirtilen koruma tedbirleri alınır,
a) Maksimum su seviyesinden itibaren 300 metre genişliğindeki şerit kamulaştırılır..." düzenlemesine yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İlgili mevzuat başlığı altında yer verilen düzenlemelerin incelenmesinden; "havza mutlak koruma alanı" ile "dere ıslah ve işletme bandının" farklı kavramlar olduğu, havza mutlak koruma alanının, içme ve kullanma suyu temin edilen ve edilecek olan suni ve tabii göller etrafında en yüksek su seviyesinde, su ile karanın meydana getirdiği çizgiden itibaren yatay 300 metre genişliğindeki kara alanı olduğu, havzanın mutlak koruma alanı içerisinde yapılaşma yasağı olduğundan bu alanda yer alan taşınmazların kamulaştırılmalarının zorunlu olduğu, havzayı besleyen derelerin ıslah alanı ve işletme bandının ise, İSKİ Genel Müdürlüğü İçmesuyu Havzaları Yönetmeliği EK-1’de isimleri verilen derelerin, orman alanları ve tarımsal niteliği korunacak alanlar dışında kalan kısımlarında, ıslah projesine uygun olarak bu derelerin ıslah kesitinin her iki yanında, temizlik, bakım ve onarımlarının yapılabilmesi maksadıyla imar planlarında en az on metrelik bandı ifade ettiği ve dere ıslah alanı ve işletme bandının da kamulaştırılmasının zorunlu olduğu anlaşılmaktadır.
İSKİ Genel Müdürlüğü İçmesuyu Havzaları Yönetmeliği'nden önce yürürlükte olduğu anlaşılan 04/08/1998 tarihli İSKİ Genel Müdürlüğü, İçme Suyu Havzaları Koruma ve Kontrol Yönetmeliği'nin 11. maddesinde, bu Yönetmeliğe ekli 2 sayılı listede isimleri verilen derelerin İSKİ tarafından koruma altına alındığı ve derenin her iki tarafındaki 100 metrelik alanın, mutlak koruma bandının koşullarına tabi olduğu yönündeki düzenleme ve Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliği'nin mutlak koruma alanında kalan taşınmazların kamulaştırılacağını düzenleyen mülga 17. maddesindeki düzenleme uyarınca, derelerin her iki tarafında bırakılan 100'er metrelik yapı yaklaşma mesafesi içinde kalan alanın kamulaştırılması gerekmekte idi.
Ancak, mülga ve meri mevzuatımızda, dereler için "Dere Mutlak Koruma Bandı/Alanı" şeklinde bir alan tanımı yer almamaktadır.
Uyuşmazlıkta, tazminat isteminin sebebi olan hukuki el atma iddiasının dayanağının, İSKİ Genel Müdürlüğü İçmesuyu Havzaları Yönetmeliği olduğu anlaşılmaktadır.
Kamulaştırmasız el atma (hukuki el atma) terimi, genel olarak, imar planlarında kamu hizmetinde kullanılmak üzere ayrılan özel mülkiyete konu taşınmazların, imar planları doğrultusunda imar programlarının uygulanması için mevzuatta öngörülen süre içerisinde, kamu hizmetini ifa edecek idare tarafından kamulaştırılmamasından kaynaklanan ve mülkiyet hakkının kısıtlanması sonucunu doğuran olguyu ifade etmektedir. Ancak bazı durumlarda hukuki el atmanın, idarenin imar planı dışındaki düzenleyici işlemlerinden de kaynaklanması mümkündür.
Her ne kadar davacı tarafından, davaya konu taşınmazın 1/5000 ölçekli nazım imar planında, 100 metre esasına göre dere mutlak koruma alanında kaldığından bahisle, taşınmazına hukuken el atıldığı belirtilerek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla, taşınmazın değerine karşılık 365.112,00 TL maddi tazminatın davalı idare tarafından, adli yargı yerinde ilk dava açma tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle dava açılmış ise de, uyuşmazlığın, yukarıda yer verilen açıklamalar çerçevesinde, hukuki el atmanın sebebi olan İSKİ Genel Müdürlüğü İçmesuyu Havzaları Yönetmeliği'nin ilgili düzenlemelerine göre çözümlenmesi icap etmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, İdare Mahkemesince, … Genel Müdürlüğü İçmesuyu Havzaları Yönetmeliği'nin 6. maddesinin 9. fıkrasının (g) bendinde 100 metre olarak belirlenen yapı yaklaşma mesafesinin kaldırılarak, bunun yerine Yönetmeliğin Ek 1 listesinde isimleri belirtilen derelerin her iki yanında, 10 metrelik dere ıslah alanı ve işletme bandı ayrılmasına ilişkin İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararıyla yapılan değişikliğe karşı ... İdare Mahkemesinin … esasına kayden açılan davada; anılan Mahkemenin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla söz konusu Yönetmelik değişikliğinin iptaline karar verildiği belirtilerek, davanın kısmen kabulü, kısmen reddi yolunda verilen ilk kararda ısrar edilmiş ise de; ... İdare Mahkemesinin Yönetmelik değişikliğine ilişkin anılan iptal kararının, Danıştay Altıncı Dairesinin 24/02/2022 tarih ve E:2021/2941, K:2022/2210 sayılı kararıyla bozulduğu ve dava dosyasının uyuşmazlık hakkında yeniden bir karar verilmek üzere İstanbul 8. İdare Mahkemesine gönderildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, İdare Mahkemesince, … Genel Müdürlüğü İçmesuyu Havzaları Yönetmeliği'nde, İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararıyla yapılan değişikliğe karşı açılan davada, Danıştay Altıncı Dairesinin yukarıda değinilen bozma kararı sonrasında, İstanbul 8. İdare Mahkemesince verilecek karar doğrultusunda, uyuşmazlığın esası hakkında yeniden bir karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Bu itibarla, davanın kısmen kabulü, kısmen reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi ısrar kararında, bu aşamada, hukuki isabet bulunmamaktadır.
Öte yandan, bozma kararı sonrası yeniden hüküm kurulacağından, davacının miktar, faizin başlangıcı ve vekalet ücretine ilişkin temyiz istemlerinin bu aşamada incelenmesine olanak bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin KABULÜNE;
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle kısmen kabul, kısmen reddine ilişkin ... İdare Mahkemesinin temyize konu … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ... İdare Mahkemesine gönderilmesine,
4. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/04/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.