16. Hukuk Dairesi 2016/11187 E. , 2019/5710 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı ..., ... İlçesi, ... Köyü çalışma alanında bulunan ve 10.12.1984 tarihinde yapılan kadastro sırasında taşlık vasfıyla tespit harici bırakılan taşınmaz bölümü hakkında, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak adına tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, 28.10.2015 tarihli bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 26.480,00 metrekare yüzölçümlü taşınmaz bölümünün davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; 4721 sayılı TMK"nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir. Bu nitelikte bir yerin kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak edinilebilmesi için, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14 ve 17. maddesinde belirtilen koşulların zilyet yararına oluşması gereklidir. Mahkemece, dava konusu taşınmaz bölümleri üzerinde davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki, davacı, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği hukuki nedenine dayanarak çekişmeli taşınmaz bölümünün adına tescili isteğinde bulunmuş olup, mahallinde yapılan keşifte beyanlarına başvurulan mahalli bilirkişiler ve davacı tanıkları, dava konusu taşınmaz bölümünün öncesinde davacının babası Derviş tarafından, sonrasında ise davacı tarafından kullanıldığını, taşınmaza 40-50 yıldır davacının ve babasının zilyet olduklarını beyan ettikleri halde mahalli bilirkişi ve tanıklardan davacının taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin hangi sebebe dayalı olduğu, zilyetliğin babası ile birlikte mi yoksa kendi adına mı olduğu, kendi adına ise taşınmazın davacıya nasıl geçtiği ve zilyetliğini ne sebeple sürdürdüğü hususları sorulmadığı gibi bu konu davacıya da açıklattırılmamıştır. Öte yandan bir arazinin niteliğini ve kullanım durumunu en iyi belirleme yöntemi hava fotoğrafları olduğu halde, mahkemece hava fotoğraflarından yöntemince yararlanılmamış, bu konuda ehil olmayan jeoloji mühendisi bilirkişi tarafından yapılan hava fotoğrafı incelemesi ile yetinilmiş, çekişmeli taşınmaz üzerinde imar ve ihyanın tamamlandığı yönünde değerlendirmeyi içeren soyut ve denetimden uzak ziraat mühendisi bilirkişi raporuna itibar edilmiştir. Eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece öncelikle davacıdan çekişmeli taşınmaz bölümünün muris babasından kendisine ne şekilde intikal ettiği hususunda açıklama istenmeli; taksim, bağış, satın alma vs. gibi nedenlerden birine dayanması durumunda, bu hususu kanıtlaması için kendisine süre ve imkan verilmeli; bu şekilde davacının aktif dava ehliyeti bulunduğu sonucuna varılması halinde, çekişmeli taşınmaz bölümüne ait temin edilebilen ortofoto ve uydu fotoğrafları, dava tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıllık süreye ilişkin hava fotoğrafları, var ise dava konusu taşınmaz bölümüne komşu taşınmazların kadastro tutanak ve dayanakları ilgili yerlerden getirtilip dosya arasına konulmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, ziraat fakültelerinden temin edilecek 3 kişilik ziraat bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri mühendisi ve fen bilirkişisi hazır olduğu halde mahallinde yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan; dava konusu taşınmaz bölümünün geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın ne zaman başlayıp bitirildiği, hangi suretle tamamlandığı, taşınmaz bölümünün davacıya nasıl intikal ettiği, davacının açıklayacağı dava sebebi de dikkate alınarak taşınmaz bölümünün paylaşım, satın alma, bağış ya da başka yolla davacıya geçip geçmediği hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; komşu taşınmazların dayanak kayıtlarının dava konusu taşınmazın bölümünün yönünü ne okuduğu belirlenmeli; bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli; dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı; ziraatçi bilirkişi kurulundan taşınmaz bölümünün toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz bölümü üzerindeki bitki örtüsünü, komşu parsellerle karşılaştırmalı olarak değerlendirmeyi ve taşınmaz bölümünün değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içerir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisinden, belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak, çekişme konusu taşınmaz bölümü hava fotoğraflarında gösterilmeli, taşınmaz bölümünün önceki ve şimdiki niteliğinin, imar-ihyaya muhtaç olup olmadığının, imar-ihyaya muhtaç yerlerden ise imar-ihyasına ne zaman başlanıldığının ve hangi tarihte tamamlandığının belirlenmesine çalışılmalı; fen bilirkişisine keşfi ve uygulamayı denetlemeye elverişli, ayrıntılı rapor ve harita düzenlettirilmeli; böylelikle zilyetlikle kazanma şartlarının davacı lehine oluşup oluşmadığına ilişkin olarak tüm deliller birlikte değerlendirilip, sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
25.09.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.