21. Hukuk Dairesi 2016/14520 E. , 2017/5150 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan Kurum ile ... vekillerince ve ... Ltd Şti, ..., ..., ... ... ve ... tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının 01.01.1983-05.09.2001 tarihleri arasında davalı işverenlere ait işyerinde geçen ve davalı Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, Dairemizin 28.04.2009 tarihli, 2008/8166E, 2009/6041K sayılı ve 29.04.2014 tarihli, 2014/4325E, 9487K sayılı ilamları ile eksik araştırma ve inceleme sonucu verilen kararlar bozulmuş, bozma ilamımıza uyan mahkemece araştırma yapılmış ise de bozma gereğinin tam olarak yerine getirilmediği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davalı ... mirasçılarından ...’nin, terekenin borca batık olması sebebi ile mirasın hükmen reddine karar verilmesi için ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açtığını beyan ettiği halde, mahkemece 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 605 ve devamı maddeleri uyarınca açılan bu davanın sonucu beklenmeden karar verilmiş olması hatalı olmuştur. Bunun yanı sıra davacının hangi davalının yanında hangi tarihlerde çalıştığını açıklaması istenmeden, hükümde hangi tarihler arasında hangi işveren yanında çalıştığının tespitine karar verildiği açıkça gösterilmeden infazda tereddüt yaratacak şekilde karar verilmiş olması da yerinde değildir. Ayrıca davalı ... ve ... adına kapsama alınan ve davacının da bir dönem hizmetinin bildirildiği 13966 sicil numaralı işyeri 01.11.1981-23.07.1992 tarihleri arasında kanun kapsamında ise de “...-... ...Koll. Şti.” nin vergi
mükellefiyetinin 01.12.1980-17.10.1983 tarihleri arasında olduğu, davalı ... tarafından ibraz edilen 17.10.1983 tarihinde şirketin feshine dair noterde tanzim edilmiş mukavele ve davalı Kurumun 21.10.1983 tarihinde düzenlenen işyeri bildirgesinde eski unvanı “ ...-...” olan işyerinin davalı ...’ye 17.10.1983 tarihinde devredildiğine dair bildirge karşısında artık davalı ...’un ihtilaflı dönemden sorumluluğunun 17.10.1983 tarihine kadar olduğunun kabulü gerektiği açık olmasına rağmen bu hususun dikkate alınmamış olması da usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
Yapılacak iş, öncelikle davacıya talebini açıklatmak, hangi tarihler arasında davalı işverenlerden hangisinin yanında çalıştığını beyan etmesini istemek, davalılar adına tescilli işyerlerinin hangi tarihlerde kanun kapsamından çıktıklarını davalı Kurumdan sormak, davacının hangi tarihler arasında davalı işverenlerden hangisinin yanında çalıştığına dair tanık beyanlarının yetersiz olduğu anlaşıldığından, bu hususta ihtilaflı döneme ilişkin dönem bordrolarında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, bordolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek beyanlarını almak, hükümde davacının hangi tarihler arasında davalı işverenlerden hangisinin yanında çalıştığını göstermek, 1969 doğumlu olan davacının çalıştığının tespitine karar verilen 1.1.1983 tarihinde 14 yaşında olduğunu da göz önünde bulundurup değerlendirerek, davalı ... mirasçısı ...’nin açtığı mirasın reddi davasının sonucu beklenerek ve 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 605 ve devamı maddeleri uyarınca gereği değerlendirilerek ve nihayetinde gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılardan Kurum haricindekilere iadesine, 12.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.