Esas No: 2021/3790
Karar No: 2022/1702
Karar Tarihi: 28.04.2022
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/3790 Esas 2022/1702 Karar Sayılı İlamı
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2021/3790 E. , 2022/1702 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/3790
Karar No : 2022/1702
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Genel Müdürlüğü
VEKİLLERİ : Av. ..., Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:... , K:... sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, Aksaray İli, Gülağaç İlçesi, ... Köyü'nde adına kayıtlı taşınmazların da içinde yer aldığı alanda 3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanunu kapsamında yapılan arazi toplulaştırma işlemi sonucunda kadastral taşınmazları ile yeni tahsis edilen taşınmazlar arasındaki verim farkından kaynaklandığı iddia edilen 291.033,62 TL değer kaybının yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla;
Toplulaştırma işlemleri sonrasında parsel maliklerine eşdeğer yer verilmemesi durumunda oluşan hukuka aykırılıkların ancak ilgili idaresince hakkaniyete uygun bir çözüm taşımak kaydıyla söz konusu işlemin geri alınması, ortadan kaldırılması veya yeni bir işlem tesis edilmesi ile ya da yargı kararıyla işlemin iptali yoluyla giderilebilmesinin mümkün olduğu, toplulaştırma işlemine yönelik hukuka aykırılık iddialarının tazminat müessesesi ile giderilmesinin mümkün olmadığı, iptali için dava açılmayan ve idarece de geri alınmayan toplulaştırma uygulamasına dair işlemin hukuka uygunluk karinesinden yararlandığı, uyuşmazlık konusu taşınmazları kapsayan alanın uygulama alanı olarak belirlenmesi işleminin Danıştay Onuncu Dairesinin E:2016/3383 sayılı dosyasında derdest olduğu, bu Dairenin E:2016/3383 sayılı dava dosyasında davacının taşınmazlarını da kapsayan alanın uygulama alanı olarak belirlenmesine dair işlem ile dayanağı işlemin hukuka aykırı bulunarak iptal edilmesi halinde uygulama işlemi dayanaksız kalacağından kök parsellere dönüleceği, hal böyle iken idarenin tazminat yükümlülüğünün şartlarının somut olayda gerçekleşmediğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: ... Bölge İdare Mahkemesi .. İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla;
Dava dosyasında yer alan bilgi ve belgeler ile mahallinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda dava dosyasına sunulan bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinden, Kanun'da öngörülen dağıtım ilke ve esasları ile teknik gereklilikler yerine getirilirken arazi toplulaştırmasına temel teşkil eden arazi çalışmalarının, tekniğine göre yapılmadığı, arazi derecelendirilmesinde denkliğin sağlanmadığı, eski ve yeni parsellerin eş değer hale getirilemediği, davacının eski parselleri ile yeni tahsis edilen parseller arasında verim farkının bulunduğu, bazı parsellerin tarımsal elverişlilik açısından uygun olmadığı, yeni tahsis edilen arazilerin, her ne kadar yüz ölçüm alanı olarak artmış görünse de verimlilik ve toplulaştırma mantığına uygun olmadığı, ... ve ... parsel sayılı taşınmazlarda (ifrazdan önceki ... nolu parsel) 32.872,89 TL hak kaybı yaşandığı anlaşıldığından toplulaştırma işleminin hukuka aykırı yönleri nedeniyle oluşan bu zararın davalı idarece davacıya ödenmesi gerektiği, bu zarar miktarını aşan tazminat talebinin ise reddi gerektiği gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, ... İdare Mahkemesince verilen ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararın, davacının tazminat isteminin 32.872,89 TL'lik kısmının reddine yönelik kısmının kaldırılmasına, 32.872,89 TL tazminat bedelinin dava tarihi olan 02/02/2018 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idareden alınarak davacıya ödenmesine, ... İdare Mahkemesince verilen ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararın, geri kalan tazminat istemine yönelik kısmına ilişkin davacının istinaf isteminin ise gerekçeli olarak reddine karar verilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onuncu Dairesinin 17/05/2021 tarih ve E:2020/6830, K:2021/2293 sayılı kararıyla;
Dava konusu tazminat talebinin dayanağını oluşturan hak ihlali iddiasının, idarenin gerçekleştirdiği arazi toplulaştırmasına ilişkin idari işlemden kaynaklandığı,
Davacı tarafından, davalı idarece gerçekleştirilen arazi toplulaştırma işleminin kendi taşınmazları yönünden iptaline yönelik olarak işlemin öğrenildiği tarihten itibaren kanuni süresi içinde herhangi bir dava açılmadığı, bir başka ifadeyle işlemin icrasından kaynaklanan zararın tazmini istemiyle dava açıldığının görüldüğü,
Davacının açtığı tam yargı davasının, 2577 sayılı Kanun'un 12. maddesi hükmü uyarınca, tam yargı davasının dayanağı olan işleme karşı açılacak iptal davasının açılması için belirlenen kanuni süresi içinde açılması ya da aynı süre içinde anılan Kanun'un 11. maddesine göre başvuruda bulunulması ve idarece verilecek cevaba göre yine kanuni süresi içinde dava açılması gerektiği,
Davacının zararına neden olduğu ileri sürülen arazi toplulaştırma işlemi sonucunda, davacıya yeni tahsis edilen taşınmazların fiili teslimlerinin yapılması ve tescile esas parselasyon planlarının kesinleşmesi üzerine yeni oluşan parsellerin, ... tarih ve ... yevmiye numaralı işlemle tapuya tescil edildiği,
Buna göre, davacı tarafından açılan tam yargı davasının, yeni parsellerin tahsisine ilişkin arazi toplulaştırma işleminin icrasının en geç taşınmazların tapuya tescil edildiği 02/01/2017 tarihinde öğrenilmesinden itibaren kanuni süresi içinde açılması gerekirken, bu süreden çok sonra 02/02/2018 tarihinde kayda giren dilekçe ile açıldığı anlaşılmakla, davanın esasının incelenme olanağı bulunmadığı,
Bölge İdare Mahkemesince, davanın reddi yolundaki ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun, davanın süresinde açılmadığından dolayı gerekçe değiştirilerek reddine karar verilmesi gerekirken, davanın esası hakkında bir karar verilmesinde hukuki isabet bulunmadığı,
Bu durumda, Bölge İdare Mahkemesi kararının tazminat isteminin kısmen reddine ilişkin kısmına karşı yapılan davacının temyiz isteminin gerekçeli reddine, davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile kararın tazminat isteminin kabulüne ilişkin kısmının bozulmasına karar verilmesi gerektiği sonucuna varıldığı gerekçesiyle,
... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:.... sayılı kararının davanın kısmen reddine ilişkin kısmının gerekçeli onanmasına, davanın kısmen kabulüne ilişkin kısmının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi ısrar kararının özeti: ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla;
Uyuşmazlık konusu olayda, tesis edilen arazi toplulaştırması işleminin, özü itibarıyla Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile temel bir insan hakkı olarak öngörülen mülkiyet hakkı ile yakından ilgili olduğu, diğer taraftan, niteliği itibarıyla teknik bir konu olması bağlamında, mühendislik uygulamalarını da içeren uygulamanın, ne şekilde gerçekleştiğinin muhataplarınca tam olarak öğrenilmesinin sağlanması adına, davalı idarece işlemin tüm unsurlarıyla davacıya tebliğ edilmesi, açıklanması gerektiği,
Tarımsal işletme verimliliğinin arttırılması, optimum tarımsal arazi büyüklüklerinin sağlanması adına arazi toplulaştırmasının yapılabileceği, arazi toplulaştırma sürecinin; uygulama alanı belirlenmesi, arazi derecelendirmesinin yapılması, mülkiyet durumunun tespiti ile parselasyon yapılarak yeni parsellerin oluşması şeklinde gerçekleştiği, anılan süreçte tesis edilen işlemlerin tebliği konusunda ilan yönteminin öngörüldüğü ve itiraz süreleri tanındığının anlaşıldığı,
Diğer taraftan; arazi toplulaştırma işleminin mahiyeti itibarıyla; bir uygulama alanında proje uygulanması şeklinde gerçekleşmesine rağmen, kişilerin maliki oldukları taşınmazların her biri açısından subjektif etkiler doğuran bireysel bir işlem niteliğinde olduğu; aynı zamanda kişilerin malik oldukları taşınmazlar üzerinde tasarrufta bulunulması konusunda idarelere yetki tanınması anlamında mülkiyet hakkını doğrudan ilgilendirdiği, hukuki uyuşmazlıkların da adil yargılanma hakkı çerçevesinde çözümlenmesi gerektiğinin açık olduğu,
Uyuşmazlık konusu olayda, toplulaştırma işleminin davacıya tebliğ edilmediği, dava konusu arazi toplulaştırması işleminin tüm unsurlarıyla davacı tarafından öğrenildiğinin açıkça ortaya konulamadığı, ayrıca Dairelerinin 06/10/2021 tarihli ara kararı ile dava konusu taşınmazların fiili teslimlerinin yapılıp yapılmadığının sorulması üzerine davalı idarece gönderilen çaplı yer teslim tutanaklarında davacının parselleri teslim aldığına ilişkin imzasının bulunmadığının görüldüğü,
Bu durumda, uyuşmazlığın mülkiyet hakkıyla ilgili olması, arazi toplulaştırmasının subjektif bir işlem olması anlamında ilanen tebliğin veya tapuya tescil tarihinin dava açma süresi başlangıcına esas alınamayacağı, işlemin teknik bir yönünün bulunması hususu da dikkate alındığında, tüm unsurlarıyla davacı tarafından öğrenilemediği, değişikliklerin davacıya bildirilmediği, davalı idarece yapılan bilgilendirmelerin yetersiz olduğu ve davacının bilgiye erişim hakkının tam anlamıyla sağlanmadığı, dava açma süresinin geçirildiği yorumunun, mahkemeye erişim hakkının özünü ihlal edeceği görüldüğünden, bakılan davanın süresinde açıldığı ve işin esasının incelenmesi gerektiği sonucuna varıldığı gerekçesi eklenmek suretiyle,
Davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, ... İdare Mahkemesince verilen ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararın, davacının tazminat isteminin 32.872,89 TL'lik kısmının reddine yönelik kısmının kaldırılmasına, 32.872,89 TL tazminat bedelinin dava tarihi olan 02/02/2018 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idareden alınarak davacıya ödenmesine, (Her ne kadar fazlaya ilişkin tazminat talebinin reddine ilişkin kısmı kesinleştiğinden yalnızca kabule ilişkin kısım yönünden hüküm kurulması gerekmekte ise de, sehven) ... İdare Mahkemesince verilen ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararın, geri kalan tazminat istemine yönelik kısmına ilişkin davacının istinaf isteminin ise gerekçeli olarak reddine yönelik ilk kararda ısrar edilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, tazminat istemine konu işlemin yetki, şekil, konu, amaç ve sebep yönlerinden hukuka ve mevzuata uygun olduğu, davaya konu parsellerin, 1.2. ve 3. askı süreçleri neticesinde planlandığı, bu projenin uygulanma amacının devlet yatırımı olan Niğde-Ankara Otoyolu yapımı için gerekli olan; güzergahı boşaltmak, kamulaştırma yapmayarak yatırım maliyetini düşürmek olduğu, yapılan uygulama ile Köydeki mera ve Devletin hüküm ve tasarrufunda bulunan hazine arazilerinin taraflarınca otoban güzergahına getirildiği, güzergah altında kalan parsellerin de muadili olan bölgelerde değerlendirildiği, çalışmalarının, Bakanlıkları Tarım Reformu Genel Müdürlüğü ile Karayolları Genel Müdürlüğü arasında imzalanan protokol hükümlerine göre yapıldığı, yine Karayolları Genel Müdürlüğünün, otoyol güzergahını belirlerken maliyeti düşürmek için düz ve düze yakın arazilerle ova diye tabir edilen güzargahları kullandığı, idarelerinin otoyolla ilgili güzergahın belirlenmesi ile ilgili tasarrufunun olmadığı, Köy'deki arazilerin topoğratif olarak eğimli, arazi sınıfı olarak düşük arazi sınıfında olduğu, otoban güzergahında dava konusu olan arazilerin, muadiline en yakın bölgede değerlendirildiği, idarelerinin maddi olarak cezalandırılmasının anlamsız olduğu, tarımsal olarak, parsel şekillerinin düzenlendiği ve mülkiyetle ilgili sorunların çözümlendiği, her parsele tarla içi yol verilerek arazi sahipleri arasındaki anlaşmazlıkların çözümlendiği, Bölge İdare Mahkemesince hükmedilen miktarın belirlenmesi için bilirkişilerin yıllara göre ayrıntılı ekonomik analiz yapmasının gerektiği, arazi toplulaştırması çalışmalarında davacının alanının arttığı, Teknik Talimata göre arazi puanı iyi olandan, puanı düşük olan bölgeye arazi taşındığında arazi miktarının arttığı, bunun maddi karşılığı ile ilgili mevzuatta bir hüküm bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, arazi toplulaştırma işleminin mevzuata aykırı tesis edildiği ve kadastral taşınmazları ile yeni tahsis edilen taşınmazlar arasında denklik sağlanmadığının bilirkişi raporu ile sabit olduğu, ısrar kararının hukuka ve usule uygun bulunduğu, temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebeplerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı, istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi kararının, davanın süresinde açıldığına yönelik ısrara ilişkin kısmının onanmasına, davanın esası hakkında bir karar verilmek üzere dosyanın Danıştay Onuncu Dairesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden davalı idarenin yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
07/11/2012 tarih ve 28640 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Bakanlar Kurulunun 12/10/2012 tarih ve 3857 sayılı kararı ile, Aksaray İli, Gülağaç İlçesi, ... Köyü'nde bulunan ve davacı adına kayıtlı taşınmazların da içinde yer aldığı alan, 3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanunu uyarınca "uygulama alanı" olarak tespit ve ilan edilmiştir.
Tarım Reformu Genel Müdürlüğünce arazi toplulaştırma kararı alınarak gerçekleştirilen uygulama sonucu, davacının maliki bulunduğu ... , ... , ... , ... ve ... parsel sayılı taşınmazlara karşılık olarak ... , ..., ... ve ... parsel sayılı taşınmazlar tahsis edilmiştir.
Akabinde parselasyon planı, kesinleşmesini müteakip ... tarih ve ... yevmiye numaralı işlemle tapuya tescil edilmiştir.
Davacı tarafından, arazi toplulaştırması uygulamasına ilişkin işlemin iptali için herhangi bir dava açılmamış, eski parselleri ile yeni tahsis olunan parsellerin eş değer olmadığı, aralarında verim farkı bulunduğu, yeni verilen yerlerin arasında ekim ve dikime müsait olmayan alanların mevcut olduğu iddia edilerek 291.033,62 TL değer farkının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle 02/02/2018 evrak kayıt tarihli dilekçe ile temyizen incelenen dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 7. maddesinin 1. fıkrasında; "Dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gündür." hükmü, "İptal ve tam yargı davaları" başlıklı 12. maddesinde; "İlgililer haklarını ihlal eden bir idari işlem dolayısıyla Danıştaya ve idare ve vergi mahkemelerine doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabilecekleri gibi ilk önce iptal davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine, bu husustaki kararın veya kanun yollarına başvurulması halinde verilecek kararın tebliği veya bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açabilirler. Bu halde de ilgililerin 11 nci madde uyarınca idareye başvurma hakları saklıdır." hükmü yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Uyuşmazlıkta, ısrar kararı davanın süresinde açıldığına ilişkindir.
Davacı adına yeni tahsis edilen taşınmazlar ile eski taşınmazları arasındaki verim farkı nedeniyle oluştuğu ileri sürülen değer farkına ilişkin dava konusu tazminat talebinin, arazi toplulaştırmasına dair uygulama işleminden, diğer bir ifadeyle söz konusu zararın, yeni tahsis edilen taşınmazlara ilişkin parselasyon işleminden kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Dava dosyasında yer alan bilgi ve belgeler ile davacı ile birlikte başkaları tarafından açılan ve davacının taşınmazlarını da kapsayan alanın uygulama alanı olarak belirlenmesine ilişkin işlem Bakanlar Kurulu kararının dava konusu edildiği Danıştay Onuncu Dairesinin E:2016/3383 sayılı dava dosyasında yer alan bilgi ve belgelerin birlikte incelenmesinden, davacı tarafından arazi toplulaştırma işlemlerine karşı Aksaray Valiliği İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğüne yapılan itirazlarda, tarafına ait verimli arazilerin elinden alınarak verimsiz yerlerin tarafına verildiği, böylelikle mağdur edildiğine yönelik beyanlara yer verildiği, yine Danıştay Onuncu Dairesinin E:2016/3383 sayılı dava dosyasındaki 15/07/2016 evrak kayıt tarihli dava dilekçesinde, tarafına yeni tahsis edilen taşınmazlara ait parsel numaraları belirtilerek bu taşınmazların eski taşınmazlarına kıyasla verimsiz olduğu iddiasıyla davanın açıldığı görülmüş olup, her ne kadar, dava dosyalarında arazi toplulaştırmasına dair uygulama işleminin davacıya tebliğ edildiğine ilişkin herhangi bir bilgi ve belge bulunmasa da, davacının tarafına tahsis edilen yerlerden en geç 15/07/2016 tarihinde haberdar olduğu ve davacı tarafından, uygulama işleminin kendi taşınmazları yönünden iptaline yönelik olarak işlemin öğrenildiği tarihten itibaren kanuni süresi içinde herhangi bir dava açılmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davacı tarafından, arazi toplulaştırması sonucu tahsis edilen taşınmazlar ile eski taşınmazları arasındaki değer farkının tazmini istemiyle açılan tam yargı davasının, arazi toplulaştırma işlemi ile tahsis olunan taşınmazlar ve bu taşınmazların verimsiz olduğu iddia edilmek suretiyle bilindiği 15/07/2016 tarihinden itibaren kanuni süresi içinde açılması gerekirken, bu süreden çok sonra 02/02/2018 tarihinde kayda giren dilekçe ile açılması nedeniyle esasının süre aşımı nedeniyle incelenme olanağı bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.
Bu itibarla, Bölge İdare Mahkemesince, davanın reddi yolundaki ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun süre aşımı nedeniyle gerekçeli reddine karar verilmesi gerekirken, davanın süresi içinde açıldığı hususunda ısrar edilerek esası hakkında bir karar verilmesinde hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2.... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin temyize konu ... tarih ve E:..., K:... sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,
3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesine gönderilmesine,
4.Kesin olarak, 28/04/2022 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
X- Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin temyize konu ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının ısrara ilişkin kısmının usul ve hukuka uygun olduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, davalı idarenin temyiz isteminin reddi ile Bölge İdare Mahkemesi kararının ısrara ilişkin kısmının onanması, davanın esası hakkında bir karar verilmek üzere dosyanın Danıştay Onuncu Dairesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.