Esas No: 2020/497
Karar No: 2022/1716
Karar Tarihi: 28.04.2022
Danıştay 9. Daire 2020/497 Esas 2022/1716 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 9. Daire Başkanlığı 2020/497 E. , 2022/1716 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2020/497
Karar No : 2022/1716
TEMYİZ EDENLER :1-(DAVACI) … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
2-(DAVALI) …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, taraflarca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacının, kanuni temsilcisi ve ortağı olduğu … Nakliyat Turizm İnşaat Tarım Ürünleri Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ile … Uluslararası Taşımacılık Limited Şirketinden tahsil edilemeyeceği anlaşılan vergi borçları için 6183 sayılı Kanun'un 13'üncü maddesinin 3'üncü fıkrası uyarınca davacı adına kayıtlı taşınmazlar ile yapı kullanımına ait kesin teminat mektubuna konulan ihtiyati haciz işleminin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesi … gün ve E:…, K:… sayılı kararıyla; dava konusu ihtiyati hacizlerin bildirimine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin içeriğinde kanun yolu ve süresine ilişkin olarak; yazının tebliğ tarihinden itibaren on beş (15) gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde ihtiyati haczin sebebine itiraz edilebileceği bildirilmiş ise de; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunundan kaynaklanan dava konusu ihtiyati hacze ilişkin görevli yargı mercii vergi mahkemesi iken, … tarih ve … sayılı işlemde vergi mahkemesi yerine 06/01/1982 tarihinde kaldırılan vergi itiraz komisyonu kanun yolu olarak gösterildiğinden ve 6183 sayılı Kanun'un 15'inci maddesinde ihtiyati hacze karşı on beş (15) gün içerisinde dava açılabileceği hükmü uyarınca, davacının ihtiyati hacizden haberdar olduğu tarihte yani öğrenme tarihinden (30/01/2019) itibaren on beş (15) günlük dava açma süresi içerisinde 31/01/2019 tarihinde açılan davanın süresinde açıldığı saptandığından, davalı idarenin süre aşımı itirazı yerinde görülmeyerek, dava konusu ihtiyati haciz işlemlerinin esasının incelenmesine geçildiği, dava konusu ihtiyati hacze ilişkin vergilerin doğduğu dönemlerde … Nakliyat Turizm İnşaat Tarım Ürünleri Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ile … Uluslararası Taşımacılık Limited Şirketi'nin kanuni temsilcisi olduğu, dava konusu ihtiyati hacizlerin anılan şirketlerin vadesi geçmiş olan vergi borçlarından kaynaklandığı, … Nakliyat Turizm İnşaat Tarım Ürünleri Tekstil Sanayi Şirketi'nin tahakkuk ederek vadesi geçmiş olan borcunun 11.081.745,65-TL, … Uluslararası Taşımacılık Limited Şirketinin tahakkuk ederek vadesi geçmiş olan borcunun 2.340.871,11-TL olduğu, anılan şirketlerin tarhiyat aşamasında ve/veya tahakkuk etmemiş vergi borcunun bulunmadığı, 6183 sayılı Kanunun kamu alacağının korunması ile ilgili hükümlerini kapsayan birinci kısmının ikinci bölümünde yer alan teminat istenilmesi, ihtiyati haciz ve ihtiyati tahakkuk müesseseleri, henüz kamu alacağı olma niteliği kazanmamış vergi ve cezaların, tahakkuk ettikleri tarihte karşılaşılabilecek tahsil imkansızlığına bir önlem olarak öngörüldüğünden, ilgililer hakkında ihtiyati haciz kararı alınabilmesi için vergi ve cezaların henüz tahakkuk etmemiş olması gerektiğinden, davacı adına kayıtlı taşınmazlar ile yapı kullanımına ait kesin teminat mektubuna konulan ihtiyati hacizlerin dayanağı olan vergi borç ve cezalarının tahakkuk ederek kesinleştiği, vadesi gelmiş alacak niteliğinde bulunduğu anlaşıldığından, davacıya ait taşınmazlar ile yapı kullanımına ait kesin teminat mektubuna konulan ihtiyati haciz işleminde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu ihtiyati haciz işleminin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesi kararının, banka teminat mektuplarına uygulanan ihtiyati hacze ilişkin kısmına yönelik istinaf başvurusu yönünden; teminatlar hangi iş için verilmişse o iş için haczedilmesi gerektiği, sözkonusu ihtiyati hacze konu banka teminat mektuplarının ise davacı tarafından asıl borçlu şirketin vergi borçlarına karşılık gösterilen teminatlar olmadığı, dolayısıyla teminat mektuplarına uygulanan ihtiyati hacizde bu gerekçeyle hukuka uyarlık bulunmadığı, Vergi Mahkemesi kararının, davacı adına kayıtlı taşınmazlara uygulanan ihtiyati hacze ilişkin kısmına yönelik istinaf başvurusu yönünden; 6183 sayılı Yasanın 9'uncu ve 13'üncü maddelerinde sözü edilen teminat isteme, ihtiyati haciz ve ihtiyati tahakkuk, kamu alacağının cebren tahsil ve takip işlemleri olmayıp, icrai muamelelere başlamadan önce tahsile konu amme alacağının tehlikeye girmemesi için korunmaya yönelik işlemler olduğundan şirketten tahsil edilemeyen vergi ve cezalardan şirketin kanuni temsilcileri ve ortakları yasalarda öngörülen şartlar dahilinde sorumlu olduklarından ihtiyati haciz ve ihtiyati tahakkuk işlemleri şirketin kanuni temsilcileri ve ortakları hakkında da uygulanabileceği, asıl borçlu şirketlerin faaliyetlerini yürütmeleri için mutlak gerekli olan malları aynı dönemde ellerinden çıkardıkları, bu şirketlerin kanuni temsilcisi olan davacının da kaçma veya mal kaçırma şüphesi altında bulunduğu sonucuna varılmakta olup, bu sebeple bu denli yüksek tutardaki vergi alacağını güvence altına almak amacıyla davacının banka hesaplarına uygulanan ihtiyati haciz işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle mahkeme kararının banka teminat mektuplarına uygulanan ihtiyati hacze ilişkin kısmı sonucu itibariyle uygun olduğundan bu kısma yönelik istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçeyle reddine; davacının taşınmazlarına uygulanan ihtiyati hacze ilişkin kısmına yönelik istinaf başvurusunun kabulüne, bu kısmının kaldırılmasına; bu kısım yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI:
DAVACININ İDDİALARI: Asıl borçlu şirket hakkında takiplerin kesinleştirilmediği ve 6183 sayılı Kanun'un 13'üncü maddesinde belirtilen ihtiyati haciz koşullarının gerçekleşmediği iddialarıyla kararın aleyhe olan kısmının bozulması istenilmektedir.
DAVALININ İDDİALARI: Usul yönünden; davanın süresinde açılmadığı, esasta ise; davacının kanuni temsilcisi olduğu … Nakliyat Turizm İnşaat Tarım Ürünleri Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine ait 302, … Uluslararası Taşımacılık Limited Şirketi'ne ait 114 adet aracın bir aydan kısa süre içerisinde satıldığının anılan şirketlerce beyan edilmesi üzerine adlarına düzenlenen ödeme emirlerine rağmen ödeme emirleri içeriği amme borçları süresinde ödenmediğinden haciz yoluyla tahsiline çalışıldığı, şirketler hakkın yapılan malvarlığı araştırmasında şirketlere ait düşük modelli araçların bulunduğu ve bu araçların tamamının hak mahrumiyetli, hacizli ve ipotekli olduğu, davacının da aralarında bulunduğu kanuni temsilcilerin, şirketlerin malvarlıklarını muvazaalı satışlarla kaçırdıkları, geriye ipotekli ve hacizli malvarlıklarının bırakıldığı, ayrıca anılan şirketlerin mahkemeye başvurarak konkordato talep ettikleri, anılan şirketlerin kanuni temsilci olan davacıya ait taşınmazlar ile yapı kullanımına ait kesin teminat mektubuna konulan ihtiyati hacizlerin usul ve yasalara uygun olduğu iddialarıyla kararın aleyhe olan kısmının bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI: Davacı savunması yasal dayanaktan yoksun olan temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır. Davalı tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY: Davacının, kanuni temsilcisi ve ortağı olduğu … Nakliyat Turizm İnşaat Tarım Ürünleri Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ile … Uluslararası Taşımacılık Limited Şirketinden tahsil edilemeyeceği anlaşılan vergi borçları için 6183 sayılı Kanun'un 13'üncü maddesinin 3'üncü fıkrası uyarınca davacı adına kayıtlı taşınmazlar ile yapı kullanımına ait kesin teminat mektubuna konulan ihtiyati haciz işleminin iptali istenilmektedir.
İLGİLİ MEVZUAT:
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un "teminat isteme" başlıklı 9. maddesinde; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 344. maddesi uyarınca kaçakçılık cezası kesilmesini gerektiren haller ile 347. maddesinde sayılan hallere temas eden bir amme alacağının salınması için gerekli muamelelere başlanmış olduğu takdirde vergi incelemesine yetkili memurlarca yapılan ilk hesaplamalara göre belirtilen miktar üzerinden tahsil dairelerince teminat isteneceği, aynı Kanun'un 13. maddesinde, ihtiyati haciz sebeplerinin yedi bent halinde sayıldığı, bu hallerden herhangi birisinin mevcudiyeti halinde ihtiyati haczin hiçbir müddetle mukayyet olmaksızın alacaklı amme idaresinin mahalli en büyük memurun kararıyla, haczin ne suretle yapılacağına dair olan hükümlere göre derhal tatbik olunacağı, ihtiyati tahakkuk başlığını taşıyan 17. maddesinde de, ihtiyati tahakkuk sebeplerinin üç bent halinde sayıldığı, bu hallerden birinin bulunması durumunda vergi dairesi müdürünün yazılı isteği üzerine defterdarın, mükellefin henüz tahakkuk etmemiş vergi ve resimlerden Maliye Bakanlığınca tespit ve ilan edilecek olanlarla, bunların zam ve cezalarının derhal tahakkuk ettirilmesi hususunda yazılı emir vereceği, vergi dairesi müdürünün de bu emri derhal tatbik edeceği hükme bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge İdare Mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Bölge İdare Mahkemesi kararının, banka teminat mektuplarına uygulanan ihtiyati hacze ilişkin kısımlarına ilişkin hüküm fıkrası usul ve hukuka uygun olup, davalı tarafından ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Davacının, temyiz istemine gelince;
Yukarıda bahsedilen hükümlerde sözü edilen teminat isteme, ihtiyati haciz ve ihtiyati tahakkuk, kamu alacağının cebren tahsil ve takip işlemleri olmayıp, icrai muamelelere başlamadan önce tahsile konu amme alacağının tehlikeye girmemesi için korumaya yönelik işlemlerdir. Bu işlemler korumaya yönelik olduğundan, bunların asıl muhatabı amme borçlusu, diğer bir değişle verginin mükellefi veya sorumlusudur.
İlgili düzenlemelerde, esas amme borçlusu olmayan ortaklar, yönetim kurulu üyeleri, icra komitesi üyeleri, kanuni temsilciler adına teminat isteme, ihtiyati haciz ve ihtiyati tahakkuk gibi amme alacağının korunmasına ilişkin işlemlerin uygulanabileceğine dair bir açıklık bulunmamaktadır. 213 sayılı Kanun'un 10. maddesi uyarınca kanuni temsilciler ancak kesinleşen ve şirketin mal varlığından tamamen veya kısmen alınamamış olan borçlarından dolayı sorumlu tutulabileceklerinden, henüz tahakkuk etmemiş vergi borçlarından bu aşamada sorumlu olmaları düşünülemez.
Dosyanın incelenmesinden, davacının kanuni temsilcisi olduğu … Nakliyat Turizm İnşaat Tarım Ürünleri Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ile … Nakliyat Turizm İnşaat Tarım Ürünleri Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ile … Uluslararası Taşımacılık Limited Şirketinden tahsil edilemeyeceği anlaşılan vergi borç ve cezalarının 6183 sayılı Kanun'un 13'üncü maddesinin 3'üncü fıkrası uyarınca davacı adına kayıtlı taşınmazlara konulan ihtiyati hacizlerin kaldırılması istemiyle dava açıldığı anlaşılmıştır.
Bu durumda, amme alacağının asıl borçlusu olmayan kanuni temsilci adına doğrudan teminat, ihtiyati haciz ve ihtiyati tahakkuk gibi amme alacağının korunmasına ilişkin işlemlerin uygulanmasına yasal olanak bulunmadığından, davacı adına kayıtlı taşınmazlara uygulanan ihtiyati haciz işleminin iptali istemiyle açılan davayı kabul eden Vergi Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunu kabul ederek bu kısım bakımından davayı reddeden Bölge İdare Mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne, davalının temyiz isteminin reddine,
2…. Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının banka teminat mektuplarına uygulanan ihtiyati hacze ilişkin kısımlarına ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA, davacı adına kayıtlı taşınmazlara uygulanan ihtiyati hacze ilişkin kısmının BOZULMASINA,
3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesine gönderilmesine , 28/04/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.
(X)KARŞI OY : 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 13.maddesinde, ihtiyati haczin yasada belirtilen hallerden herhangi birinin mevcudiyeti takdirinde hiçbir müddetle mukayyet olmaksızın alacaklı amme idaresinin mahalli en büyük memurunun kararıyla, haczin ne suretle yapılacağına dair hükümlere göre derhal tatbik olunacağı, aynı maddenin 3 numaralı bendinde, borçlunun kaçmış olması, kaçma ihtimali veya mallarını kaçırması ve hileli yollara sapma ihtimali varsa ihtiyati haciz uygulanacağı belirtilmektedir.
Teminat istenmesi, ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz işlemleri; 6183 sayılı Yasa'nın, Birinci Kısmında ve Amme Alacaklarının Korunması başlığını taşıyan Birinci Bölümünde yer alan, henüz tahakkuk etmemiş, dolayısıyla kamu alacağı niteliğini kazanmamış vergi ve cezalar yönünden uygulanabilmektedir. Dolayısıyla ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz kararı, henüz tahakkuk etmediği için ödenmesi gereken safhaya gelmemiş vergi ve cezaları için alınabilen, nedeni yeterli teminat gösterilmemesi olduğu takdirde, yeterli teminat gösterilmesi halinde, 6183 sayılı Yasa'nın 16. maddesi uyarınca kaldırılması gereken geçici önlemlerdendir.
Kesin haciz uygulanabilmesi için kamu alacağının tahakkuk etmiş ve ödeme emri ile istenilmiş olması gerekmesine karşın, ihtiyati haciz henüz tahakkuk etmemiş veya tahakkuk ettiği halde ödeme vadesi gelmemiş veya vadesi geldiği halde henüz cebren tahsil ve takibata başlanmamış, ödeme emri düzenlenmemiş kamu alacakları için öngörülen, geçici nitelikte bir koruma önlemidir.
Öte yandan, ihtiyati haczin uygulanabilmesi için kural olarak kamu alacağının henüz taakkuk etmemiş olması aranmakla birlikte, ihtiyati haczi düzenleyen yukarıda değinilen 6183 sayılı Kanun'un 13. maddesinde yer verilen kimi bentlerinde ise niteliği gereği bu kapsamda olmamakla birlikte kamu alacağını güvence altına almak amacıyla bu koruma tedbirine başvurulabileceği de öngörülmüştür. Bunlardan bir tanesi de birinci fıkranın (3) numaralı bendinde düzenlenen; borçlunun kaçmış olması, kaçma ihtimali veya mallarını kaçırması ve hileli yollara sapma ihtimalinin bulunması durumlarıdır. Bu durumların mevcudiyeti halinde ve bu hususun da somut olarak saptanmış olması durumunda sözü edilen bent kapsamında aynı zamanda Kanun'da kamu borçlusu olarak da tanımlanan kanuni temsilci hakkında da koruma tedbiri olarak ihtiyati haczin uygulanmasına hukuki bir engel bulunmamaktadır.
Bu nedenle kanuni temsilcisi olduğu şirketin vergi borçları nedeniyle davacı hakkında uygulanan ihtiyati haciz işlemine karşı açılan davada yukarıda değinilen 6183 sayılı Kanun'un 13. maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendi uyarınca bir değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerektiği oyu ile karara karşıyım.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.