6. Ceza Dairesi 2017/1 E. , 2017/503 K.
"İçtihat Metni" I- Sanık ... hakkında, kasten yaralama suçundan kurulan düşme kararının incelemesinde;
... 8.Ağır Ceza Mahkemesi"nin 31.08.2010 gün ve 2011/60-2012/191 sayılı kararının sanıklar savunmanlarının temyizi üzerine Yargıtay 6.Ceza Dairesi"nin 11.06.2013 gün ve 2012/30039-2013/13889 sayılı ilamı ile sanıklar ..., ve ... hakkında yakınan ..."e yönelik kasten yaralama suçundan, mağdurun şikayetinden vazgeçmesi nedeniyle sanıklardan şikayetten vazgeçmeyi kabul edip etmedikleri sorularak sonucuna göre düşme kararı verilmesi gerektiği yönünde bozma kararı verildiği, ... 3.Ağır Ceza Mahkemesi 23.01.2014 gün ve 2013/509-2014/241 sayılı kararı ile Yargıtay 6.Ceza Dairesi bozma kararına uyarak mağdur..."e yönelik sanıklar hakkında düşme kararı verdiği, sanık ..."in 06.05.2014 tarihli dilekçesi ile hakkında verilen düşme kararını temyiz ettiği anlaşılarak yapılan incelemede;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, uyulan bozmaya, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre, sanık ..."in temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve yasaya uygun ve takdire dayalı bulunan düşme hükmünün ONANMASINA,
II- Direnme kararına yönelik yapılan temyiz incelemesine gelince;
Mağdur ..."e yönelik güveni kötüye kullanma suçundan sanıklar ... ve ... hakkında verilen mahkumiyet kararına ilişkin ... 8. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 31.08.2012 gün, 2011/60 Esas ve 2012/191 sayılı kararı sanıklar savunmanları tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6.Ceza Dairesi 11.06.2013 gün 2012/30039 - 2013/13889 sayılı kararı ile;
".... Önceden muhtarlık yapan yakınan ..."in görev yaptığı zamanda aldığı bulundurma ruhsatlı tabancasını ekonomik sıkıntı nedeniyle satmak istediğini çevresindeki kişilere anlattığı, bunu bir şekilde öğrenen sanık ..."ın yakınanı görüp silahın satımına yardımcı olmak istediğini belirtip, 10-15 gün sonra telefonla arayıp silaha müşteri bulduğunu, inceletmek için bir noktada buluşmak istediğini belirttiği, yakınanın bunu kabulle satışa konu bulundurma ruhsatlı silahı yanında olduğu halde gelip sanığın aracına bindiği ve alıcı konumundaki kişinin geleceği buluşma yerine doğru birlikte hareket ettikleri, otodan inmeleri gerektiğinde ise yakınanın mülkiyet ve zilyetliği kendine ait bulundurma ruhsatlı silahını, ruhsat dışı taşımanın ayrı bir hukuki sorun yaratabileceği endişe ve düşüncesi içinde olup bunu faile yansıtıp suça konu eşyayı sanığın otosu içerisinde bırakıp, fail ile birlikte otonun yanından ayrıldıkları; buluşma noktasına ulaşıp birlikte beklemeye başladıkları, sanığın bir süre sonra telefon ile görüşme yapıp iki saat sonra hemen döneceğini, beklemesini ifade edip, kahvehaneden dışarı çıkıp otoya ulaşıp, oto ve içinde olduğunu bildiği silahı alarak ayrıldığı, kaba bir yalan ile mağdurun yanından ayrılıp, ele geçirdiği suça konu silahı satarak elinden çıkardığı olayda; suça konu malı sanığın otosunda bırakıp inmesine karşın fiili egemenliği devam ettirip, eşyanın nasıl kullanıldığı tarafınca da denetlenmiştir. Ayrıca bu durum da faile yansıtılmıştır. Böyle olunca; mağdurun malik ve zilyet olduğu silahının muhafaza edilmesi veya belli bir şekilde kullanılmak üzere faile zilyetliğinin devredildiğinden hiçbir aşamada bahsedilemeyeceği ve sanığın eylemin bu haliyle bir bütün halinde hırsızlık suçunu oluşturduğu dikkate alınmadan yerinde ve yeterli olmayan gerekçeyle suçun vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması," şeklinde bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma sonrası ... 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 31.01.2014 gün, 2013/130- 2014/6 sayılı kararı ile;
"Katılan ..., klasör 3, dizi 197 deki polise verdiği ifadesinde, ekonomik sıkıntı içerisinde olduğu için muhtar olduğu dönemden kalma ruhsatlı silahını satmaya karar verdiğini ve bu konuda kahvede otururken arkadaşlarıyla konuştuğunu, sanık ..."in de konuşmayı duyarak yanına geldiğini, ben seni yan masadan dinledim, silahı satacağını duydum, sana yardımcı olurum, dediğini, aradan 10-15 gün geçtikten sonra ..."in kendisini arayarak, senin silahına müşteri buldum, demesi üzerine,..."in ...plakalı araca binerek otogara gittiklerini, burada kendisine eve ekmek ve gazete bırakacağını söyleyerek orada beklemesini söylediğini, kendisinin de tamam diyerek araçtan indiğini, silahı da aracın koltuğu üzerinde bıraktığını, indikten sonra uzun bir süre beklemesine rağmen gelmediğini, ulaşmaya çalıştığını ancak ulaşamadığını, bu olaydan bir gün sonra sanığı garaj kıraathanesinde gördüğünü, kendisine silahı ne yaptığını sorduğunu, sanığın silahın evde olduğunu söylediğini ve kendisini oyaladığını, daha sonra da silahını geri getirme karşılığında 1000.-TL istediğini ve halen getirmediğini beyan etmiştir.
Katılan ..., klasör 4 deki talimatla alınan beyanında, ifadesini kısmen değiştirerek Şahin" in silahı satması için aracılık ettiğini ve o gün silahı almak isteyen kişinin geleceği söylenen otogarın karşısında bulunan kahveye gittiklerini, burada silahı ..." e ait aracın torpido gözüne bıraktığını, Şahin"in telefon geldiğini söyleyerek köye işi çıktığı için gittiğini ve geri dönmediğini, beyan etmiştir.
Sanık ... ise savunmasında, silahla ilgili böyle bir olaya karışmadığını, iftira olduğunu beyan etmiştir.
Katılan ..., şikayet sırasında klasör 1, dizi 188 de bu olayla ilgili olan cep telefonundaki ses kaydını savcılığa sunmuş, bu ses kaydında, ..."in ""öteki gibi olsa yüreğime tövbe olsun aklıma gelmez, yani ne yapalım edelim o işi bitirelim"" dediği, sanık ..."ın da "" sabah namazında senin o işi halledelim"" diye cevap verdiği, ..."in ""hanım kızıyor, uğraşıyorum diyor, ne yapcam"" dediği, ..."ın ""ne yapacaksın, silahı.... mı sokacaksın"" dediği, ..." in cevap olarak ""yoo bu işi temizleyip gelelim, verdiğiniz adamlar sakatlık makatlık çıkarırlar"" dediği, Şahin"in ise ""ben sakat iş yapmam abi"" dediği, ..." in ise ""böyle şeyler görmediğimden yüreğim küt küt atıyor senin anlayacağın"" demesi üzerine ..."ın ""git git söyle, ağabey seni yakacağıma kendimi yakarım"" diyerek cevap verdiği görülmektedir.
Katılan ..."in, beyanları ve dosyaya sunduğu konuşma kayıtları birlikte değerlendirildiğinde, katılanın ekonomik sıkıntı içerisinde olduğu ve ruhsatlı silahını satmak amacıyla müşteri aradığı, sanık ..."ın kendisine müşteri bulabileceğini söylemesi üzerine aracılık yapması konusunda anlaştıkları, bu anlaşma çerçevesinde sanık ... ile birlikte otogar yakınındaki kıraathaneye gittikleri ve buradan sanığın katılanın silahını satmak amacıyla alıcıyla buluşmak üzere katılanı bırakarak ayrıldığı, daha sonra da silahın ruhsatlı olması nedeniyle katılanın vazgeçtiği, (yakınanlar ..., ... ile yaptığı telefon konuşmasında, ""öteki gibi olsa yüreğime tövbe olsun aklıma gelmez yani"" şeklindeki konuşma yakınanın silahın ruhsatlı olması nedeniyle silahı geri almaya çalıştığı görüşünü doğrulamaktadır.) yakınanın Bilal isimli kişiyle yaptığı konuşmada da ""bir milyar parayı koyalım cebimize, ben bıktım usandım çünkü bu işten, kendi silahımızı kendi paramızla alacağız, çare yok"" dediği ve sanık ... ile aynı konuda yaptığı konuşmada ""hanım kızıyor, uğraşıyorum, diyor"" diyerek silahı geri istediği, sanığın ve katılanın yukarıdaki konuşmalarından, özellikle sanığın ""ben sakat iş yapmam ağabey, seni yakacağıma kendimi yakarım"" diyerek verdiği cevaplardan sanığın katılanın bilgisi ve rızası doğrultusunda ancak ruhsat işlemleri yapılmaksızın kendisine verilen silahı bir başka kişiye sattığı ve kendisine maddi menfaat elde ettiği anlaşıldığından sanığın eyleminin TCK.nın 155/1. maddesi kapsamında güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğu kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar katılan; silahı satmak için otogar karşısındaki kıraathaneye gittiklerinde sanığın eve ekmek ve gazete bırakacağını söyleyerek kendisini indirdiğini, aracın içinde bıraktığı silahla yanından ayrıldığını ve bir daha geri gelmediğini beyan etmiş ise de, sanığın ve katılanın silahı alıcıya ulaştırmak amacıyla birlikte yola çıktıkları, baştan beri katılanın iradesinin silahın alıcıya sanık tarafından ulaştırılmasını sağlamak olduğu, ancak silahın ruhsatlı olması nedeniyle alıcının ruhsat işlemlerini yapmadan devredilmesinin mümkün olmayacağının katılan tarafından da bilinmekte olmasına rağmen, sanığın anlaşmanın dışına çıkarak bu işlemler tamamlanmaksızın silahı alıcıya fiilen devrettiği, anlaşılmakta olup, katılanın kandırıldığı yönündeki beyanı olayın oluş şekline, hayatın olağan akışına, katılanın sunduğu tape kayıtlarına uygun olmadığından, mahkememiz sanık ..."ın eyleminin bozma kararından öndeki şekli ile eyleminin güveni kötüye kullanma suçu kapsamında kaldığı kanaatine varıldığından, eylemin hırsızlık suçunu oluşturduğu yönündeki bozma kararına bu gerekçelerle direnilmesine karar verilmiştir. " gerekçesi ile ilk hükümde direnilmesine karar verilmiştir.
Bu hükmün, O yer Cumhuriyet Savcısı, sanık ... ve savunmanı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının "onanması" istekli 15.06.2015 gün ve 2015/202014 sayılı tebliğnamesi ile Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilen dosya;
5271 sayılı CMK"nın 307/3. madde ve fıkrasının 2. cümlesini değiştiren ve geçici 10.maddesini düzenleyen, 02/12/2016 gün, 29906 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 36. maddesi uyarınca; "Direnme üzerine Yargıtay Ceza Genel Kurulu"na gelen ve henüz karara bağlanmamış olan dosyaların, öncelikle kararına direnilen Daire tarafından incelenmesinin zorunlu kılınması karşısında;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu Başkanlığının 07/12/2016 gün, 2015/558 Esas ve 2016/833 sayılı kararı ile Dairemize gönderilen dosya, yeniden incelenerek değerlendirilmiş ve karara bağlanmıştır.
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Dairemizin 11.06.2013 gün 2012/30039 esas ve 2013/13889 sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunmakla, ... 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 31.01.2014 gün, 2013/130- 2014/6 sayılı ilamındaki direnme kararı yerinde görülmediğinden,
CMK"nın 307/3.maddesi gereğince, mahkemenin direnme kararı konusunda karar verilmek üzere dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 23.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.