4. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/3035 Karar No: 2017/4698 Karar Tarihi: 18.09.2017
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2017/3035 Esas 2017/4698 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2017/3035 E. , 2017/4698 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 01/07/2014 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; açılan davanın kısmen kabulüne dair verilen 14/03/2017 günlü direnme kararının Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, 6763 sayılı Kanun"un 45. maddesi ile 6100 sayılı HMK"na eklenen geçici 4/1. maddesi gereği temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarfaından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dairemizin 30/11/2015 gün, 2015/12406 esas ve 2015/13770 karar sayılı bozma ilamında düzeltilecek bir husus bulunmadığı ve ilk derece mahkemesi direnme kararının yerinde olmadığı anlaşıldığından, 6763 sayılı Kanunun 43. maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK"nın 373. maddesinin 5. fıkrası gereğince dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine 18/09/2017 gününde oyçokluğuyla karar verild Dava, haksız el koyma nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece istem kısmen kabul edilmiş, karar davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin çıkar amaçlı suç örgütüne yardım etmek suçundan ... 1 nolu DGM"de yargılandığını, soruşturma ile birlikte el konulan ... plakalı araçların trafik vakfına çekilerek alıkonulduğunu, 11/03/2004 günlü ve 2000/259 esas - 2004/51 sayılı kararla beraat ettiğini, nihai kararla birlikte el konulan araçların iadesine karar verildiğini, anılan araçların beş yıl parkta beklemesi nedeniyle kullanılamaz hale geldiğini belirterek Şişli 1. Sulh Hukuk Mahkemesi marifetiyle yaptırılan tespitteki bilirkişi raporunda hesaplanan toplam 59.000 TL tutarındaki zararın el koyma tarihinden yasal faizi ile birlikte tazmini isteminde bulunmuştur. Davalı cevabında zamanaşımı def"i ve görev itirazında bulunmuştur. Mahkemece 16/04/2014 günlü ilk kararla tespit bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle toplam 59.000 TL tazminatın dava tarihinden yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, anılan kararın davalı tarafından temyizi üzerine 4. Hukuk Dairesinin 30/11/2015 günlü ve 2015/12406 esas – 2015/13770 karar sayılı ilamı ile “her iki araç için motorun sökülüp genel bakım, dört lastiğin değişimi ve hareketli tüm parçaların bakımı için gerekli giderler ayrı ayrı hesaplanmıştır. Bu şekilde araç hasarı hesaplandıktan sonra ayrıca bir de araçların piyasa değeri belirlenerek araçlardaki değer kaybına hükmedilmesinin doğru olmadığı” gerekçesiyle mahkeme kararı bozulmuş, tarafların karar düzeltme istekleri reddedilmiştir. Yerel mahkemenin 14/03/2017 günlü kararı ile ilk kararda direnilmiş, hasar bedeli ve değer kaybından oluşan toplam 59.000 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Uyuşmazlık haksız eylemden kaynaklandığına göre zarar doğrucu eylem zarar görenin malvarlığında ne miktarda bir azalmaya neden olmuş ise zarar verenin tazminat borcu da o miktarda olmalıdır. Öyle ise, oluşan gerçek zarar ne kadarsa, tazminat da o kadar olacaktır. Bir başka deyişle, ödenecek tazminat o miktarda olmalıdır ki, eğer zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, ödenecek tazminatla aynı durum tesis edilebilsin. Şu haliyle; davacının araçlarına haksız el konulması sonucunda el koyma öncesi araçların değerleri ile el koyma sonrası değerleri arasındaki fark davacının gerçek zararını oluşturacağından, yerel mahkemenin hükmüne dayanak aldığı bilirkişi raporundaki hesaplanan miktarlar da bu hususu karşılar nitelikte olduğundan usul ve yasaya uygun olan direnme hükmünün onanması gerektiğini düşündüğümden sayın çoğunluğun görüşüne katılmamaktayım. 18/09/2017