11. Ceza Dairesi Esas No: 2016/7023 Karar No: 2018/1319 Karar Tarihi: 15.02.2018
Vergi usul kanununa muhalefet - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/7023 Esas 2018/1319 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi, vergi usul kanununa muhalefet suçundan açılan davada, sanığın defter ve belgeleri ibraz etmeye yanıt vermemesi sebebiyle suçun işlendiğine karar vermiş ancak mahkeme, suçun zamanaşımı nedeniyle düştüğü sonucuna varmıştır. Sanığa ilk defa 07.09.2006 tarihinde defter ve belgelerin istenmesine ilişkin yazı iletildiği ve 23.09.2006 tarihinde suçun işlendiği tespit edilmiştir. Yasadaki ceza miktarı ve üst sınırı itibariyle, suçun 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 66/1-e maddesi uyarınca öngörülen 8 yıllık asli dava zamanaşımını aştığı ancak zamanaşımının mahkeme işleyişi için bir engel oluşturduğu belirtilmiştir. Mahkeme kararının üzerine, sanığın kamu davası açısından 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddesi uyarınca düşürüldüğü, ancak bu kararın yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği sonucuna varılmıştır. Kararda, yürürlükteki kanunların 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunu'nun 9. maddeleri görüşülmüştür.
11. Ceza Dairesi 2016/7023 E. , 2018/1319 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Vergi usul kanununa muhalefet HÜKÜM : Düşme
Defter ve belgeleri ibraz etmeme suçunun, varlığı noter tasdik kayıtları veya sair suretlerle sabit ve saklama mecburiyeti bulunan defter ve belgelerin vergi incelemesine yetkili kimselere ibraz edilmemesi ile oluştuğu, ibraz için verilen sürenin bitimini izleyen tarihin suç tarihi olduğu cihetle; sanığa defter ve belgelerin istenmesine ilişkin ilk yazının 07.09.2006 tarihinde tebliğ edildiği ve ibraz için 15 gün süre verildiği gözetildiğinde suç tarihinin 23.09.2006 olduğu ve hüküm tarihi olan 04.12.2013 tarihine kadar, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü uyarınca; bu suçun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibarıyla tabi olduğu, suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nun 66/1-e ve 67/4 maddelerinde öngörülen, olağanüstü dava zamanaşımının gerçekleşmediği anlaşılmış ise de, zamanaşımının olumsuz bir muhakeme şartı olarak kovuşturmaya engel olması karşısında; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü gereğince sanığa yüklenen "defter ve belge ibraz etmeme" suçunun öngörülen cezasının miktarı ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu 5237 sayılı kanunun 66/1-e maddesinde öngörülen 8 yıllık asli dava zamanaşımının kesici en son işlem sanığın ilk sorgu tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı Yasanın 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak sanık hakkında açılan kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5237 sayılı TCK"nın 66/1-e ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞMESİNE, 15.02.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.