22. Hukuk Dairesi 2017/25686 E. , 2019/21657 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, yıllık izin ücreti alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içinde davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre; tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Taraflar arasında yıllık izin ücreti hesabı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 59. maddesinde, iş sözleşmesinin, herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada iş ilişkisinin sona erme şeklinin ve haklı olup olmadığının önemi bulunmamaktadır. Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. Yine, 4857 sayılı İş Kanunu"nun 53. maddesinde, işçilere verilecek yıllık ücretli izin süreleri, hizmet süresi dikkate alınarak belirlenmiştir. Buna göre, hizmet süresi bir yıldan beş yıla kadar (beş yıl dahil) olanlara on dört günden, beş yıldan fazla on beş yıldan az olanlara yirmi günden, onbeş yıl (dahil) ve daha fazla olanlara yirmialtı günden az olacak şekilde yıllık ücretli izin verilemez. Somut olayda; fiili uygulama ile işçi lehine oluşan yıllık 30 gün üzerinden davacının hak kazanacağı izinlerinin hesaplanması ve buna göre kalan izin süresinin tespiti ile davacıya 26 tam yıl hizmeti itibari ile 780 gün ücretli izine hak kazandığı, ibraz olunan kayıtlardan hak kazandığı bu izinlerin 676 gününü kullandığı, buna göre bakiye 104 gün kullanılmayan izinin tespit edildiği ancak, davacının kullanmadığı izin süresinin 52 gün olduğu iddiasına karşılık sadece 52 günlük izin ücretinin kabul edildiği görülmüştür.Mahkemece, davacının iş yeri uygulaması haline geldiğinden bahisle tüm çalışma dönemi boyunca her yıl 30 gün üzerinden yıllık ücretli izin hakkına sahip olduğu kabul edilmişse de, 01.05.2007- 30.04.2009 yürürlük süreli 18.dönem toplu iş sözleşmesinde Bankada bir tam hizmet yılını dolduranlara, doldurdukları tarihten başlamak üzere, o takvim yılı içinde 22 iş günü ücretli izin verileceği ancak bu uygulamanın 01.01.2008 tarihinden itibaren yürürlüğe gireceği düzenlenmiş, 01.05.2013- 30.04.2015 yürürlük süreli 21. dönem toplu iş sözleşmesinde de 01.01.2010 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, 01.05.2009 tarihinden önce Bankada işe başlamış olan personel için Bankada bir tam hizmet yılını dolduranlara, doldurdukları tarihten başlamak üzere, o takvim yılı içinde 26 iş günü yıllık izin süresi kararlaştırılmıştır. O halde, kararlaştırılan bu sürelerin dayanışma aidatı ödeyerek toplu iş sözleşmesinden yararlanan davacı açısından da bağlayıcı olduğu kabul edilmelidir.Diğer yandan, hesaplama yapılırken davacının 2003 yılında 15 yıllık kıdeme ulaştığı, 4857 sayılı İş Kanunu"nun 53.maddesi gereği onbeş yıl ve üzeri kıdemi olan işçilere 26 iş günü izin kullandırılacağı kararlaştırıldığından ve Kanundaki sürenin iş sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi ile arttırılabileceği ancak azaltılamayacağı dikkate alındığında, bu dönem toplu iş sözleşmesinin yürürlükte bulunduğu süre bakımından davacının hak kazandığı izin süresinin toplu iş sözleşmesine göre değil, İş Kanunu"na göre dikkate alınması gerekmektedir.
3- Kabule göre de; mahkeme davacının 104 gün kullanılmayan izini olduğunu ancak davacının kullanmadığı izin süresinin 52 gün olduğunu iddia ettiğini belirterek 52 gün için izin ücretini kabul etmişse de, davacı fazlaya ilişkin hakkı saklı tutarak şimdilik 52 gün üzerinden kısmi dava açtığından mahkemece varılan sonuç hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 27.11.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.