Esas No: 2010/5315
Karar No: 2010/6092
Karar Tarihi: 14.12.2010
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/5315 Esas 2010/6092 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali, tescil ve elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil
Davacı-karşı davalı ... ile davalılar-karşı davacılar ... ve ... aralarındaki tapu iptali, tescil, elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Küçükçekmece 2. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 31.03.2010 gün ve 749/149 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davacı-karşı davalı ... vekili, duruşmasız olarak incelenmesi ise; davalılar-karşı davacılar vekili taraflarından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 14.12.2010 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı-karşı davalı vekili Avukat Ali Musa Sarıçimen geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... vekilleri 30.01.2006 tarihli dilekçeleriyle 12.10.2005 tarihinde tapuda yapılan satış ve devirle 7867 sayılı parselin vekil edeni tarafından satın alındığını, davalıların üzerinde gecekondu yapıp oturduklarını, haksız yere işgal ettiklerini açıklayarak davalılar tarafından yapılan elatmalarının önlenmesine, taşınmazdan tahliyelerine, ekonomik değeri olmayan yapıların kal’ine, taşınmazda keşif yapılmak suretiyle dinlenecek bilirkişi aracılığıyla ecrimisil tazminatının tespitine, şimdilik 1100 YTL ecrimisil tazminatının davalı ... ...’dan, 1100 YTL ecrimisil tazminatının da diğer davalı ...’dan faizleriyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar ... ve ... vekilleri, uyuşmazlık konusu 7867 sayılı parsel üzerinde mülkiyet uyuşmazlığı bulunduğunu bilerek davacı tarafından satın alındığını, Avcılar Tapu Sicil Müdürlüğünün 12.10.2005 tarih ve 12470 yevmiye sayılı resmi senedin arka sayfasında; “… Küçükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1994/1449 Esas sayılı dosyasında davalı olduğu, tarafıma anlatıldığı, iş bu davadan doğacak her türlü sorumluluğu bütün hukuki vecibeleri ile birlikte kabul ediyorum…” biçiminde ibarelerin yer aldığını ve davacının buna karşın taşınmazı satın aldığını açıklamışlar, men’i müdahale, kal, tahliye ve ecrimisil davalarının reddine karar verilmesini istemişlerdir.
Birleştirilen Küçükçekmece 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/267 Esas ve 2007/103 Karar sayılı dava dosyası ile davacılar ... ... mirasçıları ... ve ... vekilleri tarafından açılan davada; davacıların ortak miras bırakanı ... ... tarafından, tapulama çalışmalarından önceki kayıtlara göre eski Büyükçekmece İlçesi, Saadetdere Çiftliğinde bulunan 70 ada 2291 parsel sayılı ve 300 m2 alanlı taşınmazı Selahattin Karakaşlı’dan 25.06.1957 tarihinde satın alındığını, daha sonra ... ...’nın 1959 yılında vefat ettiğini, taşınmazın ölümünden itibaren de mirasçıları tarafından kullanıldığını, tapulama çalışmaları sırasında maddi hata sonucu 15.10.1971 tarihinde 46 pafta 7867 parsel numarası adı altında dava dışı ... adına tapuya tescil edildiğini, ancak dava dışı ...’in hak sahibi olduğu taşınmazın dava konusu edilen taşınmaz ile aynı bölgede bulunan eski 73 ada 2201 parsel sayılı ve 300 m2 alanlı taşınmaz olduğunu, ...’in 20.05.1978 tarihinde öldüğünü, mirasçıları tarafından tapuda intikal işleminin yapılmadığını, dava konusu taşınmazı dava dışı ...’in mirasçılarından iktisap eden davalı ...’ın taşınmazı satın aldıktan sonra davacılar aleyhine Küçükçekmece 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/34 Esas sayılı dava dosyasıyla vekil edenlerine karşı müdahalenin önlenmesi, kal, tahliye ve ecrimisil davalarını açtıklarını, ancak davalı ...’ın taşınmazda zilyet olmadığını, mülkiyetini de kazanmadığını, vekil edenlerinin murisi tarafından taşınmazın satın alındığı 25.06.1957 tarihinden dava tarihine kadar vekil edenleriyle murisleri tarafından tasarruf edildiğini, ...’in 20.05.1978 tarihinde ölümüyle davanın açıldığı 19.04.2006 tarihine kadar ve halen de vekil edenleri tarafından kullanıldığını, dava konusu parselin ilk defa 12.10.2005 tarihinde intikal gördüğünü, taşınmazın aynı gün ...’in mirasçılarına intikal ettiğini ve yine aynı gün davalı ...’a tapuda yaptıkları satışla devrettiklerini, ...’nin ölüm tarihinden tapu kaydının intikal gördüğü 12.10.2005 tarihine kadar TMK.nun 713/2.fıkrasında öngörülen 20 yıllık sürenin dolduğunu, tapunun hukuki değerini yitirdiğini açıklayarak sözü edilen parselin tapu kaydının iptali ile vekil edenleri adına tapuya kayıt ve tesciline, olmadığı takdirde vekil edenleri tarafından yapılan yapıların gerçek değerleri için şimdilik 6000 YTL’sinin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalıdan tahsiline karar verilmesini istemişlertir.
Davacı-karşı davalı ... vekilleri, Küçükçekmece 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/34 Esas sayılı dava dosyasıyla açtıkları davanın derdest olduğunu, davalılar-karşı davacılar ... ve ...’nın taşınmaz üzerinde korunmaya değer herhangi bir haklarının bulunmadığını, benzer taleplerle daha önce açtıkları Küçükçekmece 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 1994/1449 Esas, 1999/984 Karar sayılı kararıyla açılan tescil davasının reddedildiğini, kararın kesinleştiğini, taşınmazın vekil edenleri tarafından 12.10.2005 tarihinde tapuda yapılan satışla devralındığını, her iki davanın birleştirilmesi gerektiğini açıklamışlar; haksız, dayanaksız, farklı amaç ve saiklerle ve kötü niyetle açılan tapu iptali ve tescil davası, olmadığı takdirde bedel davasının reddine karar verilmesini istemişlerdir.
Mahkemece, “davacı-karşı davalı ... vekilleri tarafından açılan elatmanın önlenmesi, taşınmazın tahliyesine karar verilmesi, kal ve ecrimisil davalarına ilişkin isteğin reddine, birleşen ve davalılar-karşı davacılar vekilleri tarafından Küçükçekmece 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/267 Esas ve 2007/103 Karar sayılı dava dosyasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasının kabulü ile 46 pafta 7867 sayılı parselde kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptali ile birleşen Küçükçekmece 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/267 Esas sayılı dosyasının davacıları adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine” hüküm kabul edilen tapu iptali ve tescil davası ile meni müdahale, kal, tahliye ve ecrimisil davalarıyla, yargılama giderleri yönünden davacı-karşı davalı ..., reddedilen men’i müdahale, taşınmazın tahliyesi, kal ve ecrimisil davaları nedeniyle vekalet ücreti yönünden davalılar-karşı davacılar ... ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; tapulu taşınmaza TMK.nun 683.maddesi gereğince yapılan müdahalenin önlenmesi, taşınmazın tahliyesi, kal ve ecrimisilin tahsili isteği ile, TMK.nun 713/2.fıkrasında yer alan, “…kayıt malikinin 20 yıl önce ölmüş bulunması nedeniyle tapu kütüğünün hukuki değerini yitirdiği gerekçesiyle…” TMK.nun 713/1-2.fıkraları gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
Mahkemece, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmiştir. Yerel mahkemenin, tapu iptali ve tescil davasının reddine, men"i müdahale, kal ve ecrimisil davalarının kabulüne ilişkin hükmün temyizi üzerine dairece, 23.03.2009 gün ve 2008/6414 Esas, 2009/1285 Karar sayılı ilâmı ile; “...tapu iptali ve tecil davasının kabul edilmesi gerektiği ...” görüşüyle kesin bozma sevkedilmiştir. Mahkemece, bozma ilâmına uyulmuştur ve buna göre karar verilmiştir. Uyuşmazlık konusu 7867 sayılı parsel 23.04.1971 tarihinde yapılan tapulama çalışmaları sırasında 25.06.1957 tarih ve 230 sıra nolu tapu kaydının revizyonu sonucu Hüseyin kızı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Avcılar Tapu Sicil Müdürlüğünün 16.10.2006 tarih ve 2449 sayılı 70 ada 2201 parselle ilgili karşılık yazılarında; “70 ada 2201 parsel sayılı taşınmazın kaydına rastlanmadığını, yazıda sözü edilen 46 pafta 7867 sayılı parselin 15.10.1971 tarihinde tapulama ile ... adına kayıtlı olduğunu, 77 ada 2291 parsel sayılı taşınmazdan geldiğini, 2201 nolu parselin ise, Büyükçekmece 3.Bölge Tapu Sicil Müdürlüğünün sorumlu olduğu bölgede bulunduğunu” bildirmiştir. Asıl dava dosyası ile birleştirilen dosya ve Küçükçekmece 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin tapuda isim ve soyadı düzeltilmesine ilişkin Hüseyin ... mirasçısı ... tarafından davalı ...’e karşı açılan 08.10.1998 tarih 1994/1449 Esas ve 1998/984 Karar sayılı dava dosyası içerisinde bulunan tüm bilgi ve belgeler, yargılama tutanakları ve alınan beyanlar birlikte değerlendirildiğinde, 1994/1449 Esas ve 1998/984 Karar sayılı dava dosyasının tescil davasıyla bir ilgisinin bulunmadığı, tapuda isim ve soyadı düzeltilmesiyle ilgili bulunduğu, 766 sayılı Tapulama Kanununun 31/2 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3.fıkrasında yer alan hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verildiği ve 1. Hukuk Dairesinin denetiminden geçip onanmak suretiyle kesinleştiği anlaşılmıştır. Bu davanın hukuki sebebinin asıl ve birleşen davaların hukuki sebeplerinden farklı olduğu, bu nedenle HUMK.nun 237 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 34.maddeleri anlamında eldeki davalar bakımından kesin hüküm teşkil etmediği gibi, TMK.nun 713/1.fıkrası bakımından da niza (dava-çekişme) sayılmaz. Tapu iptali ve tescil davası Hüseyin ...’nın mirasçıları ... ve ... tarafından açılmıştır. Az önce açıklanan 1994/1449 Esas sayılı dava dosyasının davacısı ise, ...’dır. Bir davanın tapu iptali ve tescil davası bakımından niza oluşturması için öncelikle zilyede (yani ... ve ...’ya) karşı açılmış bir dava olması ve bu davanın da adı geçenlerin aleyhine sonuçlanmış ve kesinleşmiş olması gerekir. Somut olayda böyle bir durum söz konusu değildir. ... tarafından açılan ve sözü edilen davanın kendisi aleyhine delil olarak kullanılması ve niza ya da çekişme sayılması düşünülemez.
Öte yandan, 12.10.2005 tarih ve 12470 yevmiye numaralı “Tapu Sicil Müdürlüklerince düzenlenen resmi senet” başlığını taşıyan satış belgesinin ikinci sayfasının akitten önceki bölümünde aynen; “Küçükçekmece 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 1994/1449 Esas sayılı dava dosyasında davalı olduğu tarafıma anlatıldığı, işbu davadan doğacak her türlü sorumluluğu bütün hukuki vecibeleriyle birlikte kabul ediyorum” ibaresi yer almaktadır. Resmi senette alıcı Ali oğlu ..., satıcıları ise, ...’in mirasçıları ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... Mercan olduğu anlaşılmıştır. Şu halde, davacı-karşı davalı Ali oğlu ... taşınmazın ... tarafından açıklanan dava dosyasıyla dava konusu yapıldığını bildiği halde tapuda sözü edilen taşınmazı satın aldığı görülmektedir. Bu durum karşısında ...’ın TMK.nun 1024. maddesi karşısında, tapu kütüğüne güven ilkesini içeren aynı Kanunun 1023. maddesinden yararlanması olanaklı değildir. Bundan ayrı TMK.nun 713/2. fıkrasında açıklanan üç ayrı hukuki sebebe dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davaları bakımından her ne kadar aynı maddenin 1.fıkrasına atıfta bulunulmuş ve o fıkrada belirtilen unsurların olayda gerçekleşmesi istenilmiş ise de; 4721 sayılı TMK.nun 713/2.fıkrasının kapsamına giren taşınmazların tapulu taşınmazlar olması nedeniyle aynı maddenin 4 ve 5.fıkralarında yer alan yerel ve gazete ilanlarının yapılmasına gerek bulunmamaktadır. Yüksek Yargıtay ve Daire uygulaması da bu yöndedir. Sadece TMK.nun 713/1.fıkrasına dayalı olarak açılan tescil davaları bakımından yani tapusuz taşınmazlar yönünden TMK.nun 713/4 ve 5.fıkralarında yer alan ilanların yapılması zorunluluğu vardır.
Kural olarak; tapulu taşınmazlarla ilgili olarak açılan davalarda husumet kayıt malikine, kayıt maliki ölmüş ise, mirasçılarına yöneltilir. Somut olayda; kayıt maliki 12.10.2005 tarihine kadar ...’tir. ... 20.05.1978 tarihinde ölmüş olup, 12.10.2005 tarihine kadar tapu kaydı intikal görmemiştir. Ancak bu tarihte mirasçılar adına intikal görmüş ve aynı gün davacı-karşı davalı ...’a intikali yapılmıştır. Tapu iptali ve tescil davasının açıldığı 19.04.2006 tarihinde tapu kaydının intikal görmüş bulunması nedeniyle ilk malik ... adına herhangi bir kayıt bulunmamaktadır. Bu durum karşısında kural olarak dava açıldığı tarihte dava konusu yapılan ada ve parsel kimin adına tapuda kayıtlı ise dava ona yöneltilerek açılır. Halefiyet kuralı da bunu gerektirir. Bu nedenle dava açıldığı tarihte doğru hasıma yöneltilerek açılmış bulunmaktadır. Bu nedenle dava koşulu ve taraf teşkili yönünden herhangi bir eksiklik ya da yanlışlık söz konusu değildir.
Dava, TMK.nun 713/2.fıkrasında yer alan ölüm nedeniyle tapu kütüğünün hukuki değerini yitirdiği gerekçesiyle açılan bir davadır. Bu tür davalar bakımından da zilyetliğin aralıksız, çekişmesiz, malik sıfatıyla ve 20 yıl sürmüş olması koşulları aranmaktadır. Dava dosyası ile içerisinde yer alan tüm dosyalar, keşif tutanakları, diğer bilgi ve belgeler ile yargılama tutanakları birlikte değerlendirildiğinde 13.02.2008 tarihli yargılama oturumunda dinlenen davalılar-karşı davacıların tanığı Haydar Maçanoğlu beyanında; 1972 yılında bu muhite taşındığını, o sırada ...’in kirada oturduğunu, daha sonra taşınmaz üzerinde gecekondu olarak ev yaptığını, 1976 yılı olduğunu, o tarihten beri içinde oturduğunu, taşınmazın ...’in babasından kaldığını, arsa niteliğinde bulunduğunu, bütün sülalesinin de aynı yerde ikamet ettiğini, ... isimli birini tanımadığını, evin yapıldığı tarihten bugüne kadar ...’in evden çıkması için herhangi bir girişimde kimsenin bulunmadığını bildirmiştir. Diğer tanıklar Orhan Eren Muratoğlu ve Hüsnü Can Fehmioğlu"da aynı doğrultuda açıklamalarda bulunmuşlardır. Böylece tüm dosya kapsamıyla TMK.nun 713/1 ve 2.fıkralarında belirtilen zilyetliğe dayalı taşınmaz edinme koşullarının davalılar-karşı davacılar ... ve Hüsnü ... yararına oluştuğu görülmektedir. 4721 sayılı TMK.nun 713/5. fıkrasının son cümlesinde; “mülkiyet, birinci fıkrada öngörülen koşulların gerçekleştiği anda kazanılmış olur,” denilmektedir. O halde davalılar-karşı davacılar yararına malik ..."in öldüğü 20.05.1978 tarihinden itibaren başlayan 20 yıllık sürenin dolduğu 20.09.1998 tarihinde mülkiyet hakkı doğmuştur. Hal böyle olunca tapu kayının belirtilen tarihten sonra intikal görmesi hukuken bir değer taşımaz ve alıcısına herhangi bir hak bahşetmez. Daire de bu nedenle kesin bozma sevk etmiştir. Bozmaya uyulmakla taraf yararına usulü kazanılmış hak doğar, mahkemece, bozma çerçevesinde gerekli araştırma ve inceleme yapılarak hükmün kurulduğu anlaşılmıştır. Davacı-karşı davalı ... vekili delil listesinde; “tapu kayıtları Küçükçekmece 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 1994/1449 Esas sayılı dosyası, bilirkişi incelemesi, keşif, tanık beyanları ve tüm kanuni deliller” denilmek suretiyle sözü edilen delillerini bildirmiştir. Görüldüğü gibi, tanık deliline dayanmasına karşın herhangi bir tanık ismi verilmemiş, dosya üzerinde yapılan incelemede asıl ve birleşen dava dosyalarında da tanıkların ad ve adreslerinin bildirilmediği belirlenmiştir. Bu nedenle sadece davalılar-karşı davacıların tanıkları yargılama oturumlarında dinlenmişlerdir. Dinlenen tanık beyanlarına karşı, davacı-karşı davalı vekili aleyhe olan beyanları kabul etmediğini bildirmiştir. Yukarıda yapılan tüm açıklamalar karşısında davacı-karşı davalı ... vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunmamıştır.
Davalılar-karşı davacılar Hüsnü ve ... vekillerinin temyiz itirazlarına gelince; davalılar-karşı davacılar vekilleri; davacı-karşı davalının açtığı meni müdahale, taşınmazın tahliyesi, kal ve ecrimisile ilişkin davaların reddine karar verildiğini ancak vekil edenleri yararına noksan vekalet ücretine hükmedildiğini, bilirkişice belirlenen değerin 180000 lira olduğunu bu miktar üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini gerekçe göstermek suretiyle temyiz isteğinde bulunmuşlardır. Somut olayda esas alınması gereken dava tapu iptali ve tescil davasıdır. Bu dava da davalılar-karşı davacılar yararına sonuçlanmıştır. Dava dilekçesinde belirtilen değer dışında saptanan değer üzerinden vekalet ücretine hükmedilebilmesi için değere itirazın yapılmış bulunması ve belirlenen değer üzerinden yargılama sırasında gerekli harcın tamamlanmış olması gerekir. Tutanaklar üzerinde yapılan incelemede belirtilen olgulara rastlanılmamıştır. Bundan ayrı Hüsnü ve ... vekilleri; tapu kaydının iptali ile vekil edenleri adına tapuya kayıt ve tescilini istemişlerdir. Mahkemece de; istek gözetilerek hüküm kurulmuştur. (HUMK.nun m.74). Pay oranı belirtilmediği hallerde her davacının eşit paya yani ½ oranında pay sahibi oldukları kabul edilir, uygulamada bu yöndedir. Bu bakımdan davalılar-karşı davacılar vekillerinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Davacı-karşı davalı ... vekilinin yargılama giderlerine ilişkin temyiz itirazlarına gelince: Tapu iptali ve tescil davası esası alınarak davalılar – karşı davacılar yararına da vekalet ücretine hükmedilmiştir. Ne var ki, TMK.nun 713/2. fıkrasında belirtilen hukuki sebeplere dayanılarak açılan tapu iptali ve tescil davalarında; anılan fıkranın aynı kanunun ve aynı maddenin 1. fıkrasında atıfta bulunulması nedeniyle davayı kaybeden kayıt maliki ya da onların mirasçılarının yargılama giderleriyle sorumlu tutulmaları olanaklı değildir. Daha açıkçası TMK.nun 713/1 ve 2. fıkrasına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davalarında kayıt malikleri ya da mirasçıları veya onların halefleri yargılama giderleriyle sorumlu tutulamazlar. Bu tür davalarda harcın davacı taraftan alınmasına, yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına ve davacılar yararına vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına karar verilir. HGK.nun 17.2.2010 tarih 2010/8-58 Esas, 2010/78 Karar sayılı kararı bu yöndedir. Yargıtay duruşması içinde uygulama bu yönde olup vekalet ücreti takdir edilemez. Saptanan bu somut ve hukuki olgular karşısında davacı-karşı davalı ... vekilinin temyiz itirazları yerinde bulunduğundan kabulü gerekir.
Davacı-karşı davalı ... vekilinin tapu iptali ve tescil davası ile meni müdahale, kal, taşınmazın tahliyesi ve ecrimisil isteklerine, davalılar-karşı davacılar vekillerinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazları yerinde bulunmadığından reddi ile belirtilen hususlara ilişkin hüküm fıkralarının ONANMASINA,
Davacı- karşı davalı ... vekilinin yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazları yerinde bulunduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün buna yönelik bölümlerinin yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, aşağıda dökümleri yazılı 2.655,00 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 7.982,15 TL"nin temyiz eden davacı-karşı davalı ..."dan alınmasına ve 17,15 TL onama harcının peşin harcından mahsubu ile artan 2.637,85 TL"nin de istek halinde temyiz eden davalılar-karşı davacılara iadesine 14.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.