19. Hukuk Dairesi 2017/1600 E. , 2017/6792 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki ayıplı mal bedelinin iadesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalılar vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av.... ile davalılardan ... AŞ vek. Av... nun gelmiş olduğu başka gelenin olmadığı görülmekle duruşmaya başlanarak hazır bulunan taraf vekillerinin sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin davalı ... AŞ"nin ithal ettiği 2013 model ... aracı 51.000,00 TL bedel ile diğer davalı şirketten 10/09/2013 tarihinde satın aldığını, müvekkilinin aracın kaporta boyasından şüphe etmesi nedeniyle yetkili servise başvurmasına rağmen sonuç alamadığını, bu nedenle... Üniversitesi Teknik Bilimler Yüksek Okuluna inceletme yatırdığını, yapılan inceleme sonucu bilirkişi raporunda aracın boyasının her bölgede homojen olmadığı, aracın boyasının orjinal olmadığı, yüzeyde pürüzlülük bulunduğunun tespit edildiğini böylece aracın müvekkiline ayıplı olarak teslim edildiğinin anlaşıldığını, müvekkilinin 01/10/2013 tarihli ihtarname ile ayıp ihbarında bulunduğunu ve aracın ayıpsız yenisi ile değiştirilmesini, ya da sözleşmesinin feshedilerek sıfır araç bedelinin müvekkiline ödenmesini ihtar ettiğini, davalıların ihtarnameye cevap vermediğini ileri sürerek müvekkiline ayıplı şekilde teslim edilen aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine ya da aracın sıfır fiyatı üzerinden bedelinin müvekkiline faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, müvekkili ..."nin dava konusu aracın satıcısı ve üreticisi olmadığı için müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davacının ayıp ihbar sürelerine uymadığını, davacının aracı teslim tesellüm belgesi ile inceleyerek teslim aldığını ve herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürmediğini, aracın satışından önce herhangi bir tamir görmediğinin kayıtların tetkikinden anlaşıldığını, araçta değer kaybına neden olacak bir ayıp bulunmadığını, kaza geçirip geçirmediğinin tespiti için sigorta şirketlerine yazı yazılması gerektiğini, her sorunda aracın değiştirilmesinin gerekmeyeceğini, hak ve nesafet dengesinin gözetilmesi gerektiğini, halen davacının kullanımında olan araç için faiz talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu araçtaki ayıbın gizli ayıp olduğu, davacının süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunduğu, alıcının seçebileceği ve satıcının yerine getirmekle yükümlü olduğu haklardan birinin de satılan ayıplı malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi olduğu, dosyamızın davacısının seçiminin ve talebinin de bu yönde olduğu anlaşıldığından ve söz konusu ayıp ve sıfır km araç alan alıcının araçtan beklediği yarar gözönünde bulundurulduğunda maldan yararlanmayı kısıtlamanın yanında, onarım sonrasında araçta değer kaybına yol açan nitelikte kullanıma bağlı olmayan imalata dayalı önemli ayıp kapsamında değerlendirildiği, dava konusu aracın imalattan kaynaklanan gizli ayıplı nitelikte bulunduğundan davacının sözleşmeden dönerek satış bedelinin iadesini talep hakkının bulduğu, davalı ... AŞ"nin garanti belgesi kapsamında imalatçının sorumluluğu hükümlerine göre sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne dava konubu aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine, bunun mümkün olmaması halinde İİK"nun 24. maddesinin uygulanmasına, ayıplı aracın davalılara iadesine, karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar tacir olup uyuşmazlık ticari satışa konu aracın ayıplı olduğu ve misli ile değiştirilmesi gerektiği iddiasından kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla somut olayda 6102 sayılı TTK"nun 23. maddesindeki ayıplı mal satışına ilişkin özel hükümlerin uygulanması gerekir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda TBK"nun ayıplı mal satışına ilişkin hükümlerinin uygulanması gerektiği yönündeki görüş bu nedenle isabetli değildir.
6102 sayılı TTK"nun 23/1-c maddesine göre; "malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde malı incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda TBK"nun 223.maddesinin ikinci fıkrası uygulanır." Mahkemece anılan yasa hükmü çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılarak somut olay bakımından süresinde ayıp ihbarı olup olmadığının tespiti ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu yönler üstünde yeterince durulmadan ve ayıp ihbarının süresinde olduğu yönündeki yerel mahkeme gerekçesinin dayanakları gösterilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı... AŞ yararına takdir edilen 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak anılan davalıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 10/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.