Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/3624
Karar No: 2010/6091
Karar Tarihi: 14.12.2010

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/3624 Esas 2010/6091 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2010/3624 E.  ,  2010/6091 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Miras taksim sözleşmesine dayalı iptal tescil ve ortaklığın giderilmesi

    Davacı-karşı davalılar ... ve müşterekleri ile davalı-karşı davacı ... ve müdahil ... aralarındaki miras taksim sözleşmesine dayalı iptal tescil ve ortaklığının giderilmesi davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Kayseri 1. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 29.05.2008 gün ve 116/261 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davacı-karşı davalılar vekili, duruşmasız olarak incelenmesi ise davalı-karşı davacı ve müdahil davacı vekili taraflarından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 14.12.2010 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü taraflardan kimse gelmediği için incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildi. Temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı-karşı davalılar vekili; vekil edenleri ile davalı ...’in 28.8.2004 tarihinde ölen ...’in mirasçıları olduğunu, ...’in ölümünden sonra tüm mirasçıların katılımı ile 14.3.2005 tarihli miras taksim sözleşmesi düzenlendiğini, davalının bu sözleşmeyi imzalamasına rağmen dava tarihine kadar sözleşme gereklerini yerine getirmediğini belirterek, 14.3.2005 tarihli miras taksim sözleşmesi uyarınca işlem yapılmasına karar verilmesini istemiştir.
    Davalı-karşı davacı ... ise; davacı tarafın dayanağını oluşturan senedin mirasçılardan ...’in okur yazar olmaması ve bu senedi imzalamaması nedeniyle geçerli bir senet niteliğini taşımadığını, ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini ve ...’ten kalan tüm mal varlığının aynen taksimine olmadığı takdirde de satılarak bedellerinin mirasçıları arasında paylaştırılmasını istediklerini açıklamıştır.
    Yargılama sırasında, ... mirasçılarından ..., vekili vasıtasıyla verdiği 2.12.2005 hakim havale tarihli dilekçesinde; davacılar tarafından dosyaya sunulan 14.3.2005 tarihli senedin geçerli olmadığını zira okur yazar olmayan, Ayni’nin adı altında bulunan imzanın HUMK nun 297. maddesi hükümleri uyarınca tanıklar ve köy ihtiyar heyeti tarafından onanmadığını belirterek, davaya katılmış ve sadece sözleşmede yazılı olanlar değil, mirasın tamamının bütün yasal mirasçılar arasında aynen taksimini, olmadığı taktirde satılarak bedellerinin paylaştırılmasını ve ayrıca aile konutunun “sağ kalan eş” durumunda bulunan ...’e özgülenmesini istemiştir.
    Mahkemece, davanın reddine; karar verilmesi üzerine hüküm; davacı-karşı davalılar vekili ile davalı-karşı davacı ... ve davaya katılan ... vekili tarafından temyiz edilmiştir
    Dava konusu taşınmazların 28.8.2004 tarihinde ölen kök miras bırakan ...’e ait olduğu ve tapulu bulunduğu yolunda taraflar arasında her hangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.Taraflar arasındaki uyuşmazlık dava konusu olan taşınmazların miras bırakanın ölümünden sonra taksim edilip edilmediği ve edilmiş ise bu taksimin hukuki sonuç doğuracak biçimde yapılmış geçerli bir taksim olup olmadığına ilişkindir. Davacılar görülmekte olan davada tüm mirasçıların katılımı ile düzenlendiği belirtilen 14.3.2005 tarihli miras taksim sözleşmesi başlıklı senede dayanmaktadırlar. Davalı- karşı davacı ... ile davaya katılan Ayni ise, mirasçılardan Ayni’nin okur yazar olmaması ve adı altındaki imzanın Ayni’ye ait bulunmaması nedeniyle dosyaya ibraz edilen senedin geçerli bir senet olmadığını ileri sürerek davaya karşı koymaktadırlar. TMK. nun 676 (MK .nun 611) maddesi hükmüne göre; tapulu taşınmazlara ilişkin paylaşma sözleşmesinin geçerliliği tüm mirasçıların katılımı ile yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır. Sözleşmenin yazılı olmasına ilişkin şart, bir ispat şekli değil geçerlilik şartıdır. Dosya arasında bulunan mirasçılık belgesine göre; dava konusu taşınmazların tapu kayıt maliki olan ...’in 28.8.2004 tarihinde öldüğü ve geriye davacı-karşı davalılar ile davalı-karşı davacı ... ile davaya katılan ...’i bıraktığı anlaşılmaktadır. Davacı-karşı davalıların dayanağı olan 14.3.2005 tarihli olan ve altında tüm mirasçıların adı bulunan “Miras Taksim Sözleşmesi”nin; tanık olarak dinlenen Abdullah Kesdoğan tarafından düzenlendiği, yapılan işlemin mirasçılara anlatıldığı ve hiç bir kimsenin itirazına uğramayan bu sözleşmenin daha sonra tek tek mirasçılara imzalatıldığı anlaşılmaktadır. Bu durum davacı- karşı davalıların da kabulündedir. Sözleşme ile ilgili duraksama, sözleşmede adı bulunan ve sağ eş konumunda olan 1931 doğumlu ...’in adı altındaki imzanın Ayni’ye ait olup olmadığı ve Ayni’ye ait olsa bile okur yazar olmadığı belirlenen Ayni’nin sözleşmeyi imzalamış bulunmasının bu sözleşmeye geçerlilik sağlayıp sağlamayacağına ilişkindir. Tanık olarak dinlenen Abdullah Kesdoğan sözleşmeyi kendisinin hazırladığını ve halası olan Ayni’nin kendisine ait işlemleri yapması için yetki verdiğinden onun yerine sözleşmeyi kendisinin imzaladığını ve daha sonra diğer tüm mirasçıların da sözleşmeyi imzaladıklarını söylemiştir. Abdullah Kesdoğan’ın Ayni vekili olarak sözleşmeyi imzaladığı sözleşme içeriğinden anlaşılamadığı gibi yapılan bu işlemle ilgili olarak kendisine verilen ve usulüne uygun şekilde düzenlenmiş bir vekaletname bulunmamaktadır. Bu durumda Abdullah tarafından Ayni adına vekili sıfatıyla atılan imzanın geçerli olduğundan söz edilemez. Sözleşme altındaki imzanın Ayni’ye ait olması durumunda da Ayni’nin okur yazar olmadığı sadece imza atabildiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Okur yazar olamayan bir kişinin attığı imza HUMK nun 297/2. maddesi uyarınca el ile yapılmış bir işaret kabul edilmelidir. HUMK.nun 297/1. maddesine göre; senetteki böyle bir işaretin köy veya mahalle ihtiyar heyeti ve iki tanık tarafından onaylanması gerekir. Somut olayda bu olmadığına göre; tüm mirasçıların katılımı ile düzenlenmiş hukuki sonuç doğuran geçerli bir miras taksim sözleşmesinin varlığından söz edilemeyeceğine göre; mahkemenin yazılı gerekçe ile davacı-karşı davalılar ... ve arkadaşları tarafından açılan davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.
    Davacı-karşı davalılar ... ve arkadaşları vekilinin tüm temyiz itirazlarının açıklanan nedenlerle reddi ile miras taksim sözleşmesine dayanılarak açılan davanın reddine ilişkin hükmün esasının ONANMASINA.
    Davalı-karşı davacı ... ve davaya katılan ... yargılama sırasında davacı- karşı davalılar tarafından açılan davanın reddine karar verilmesini savunduktan sonra miras bırakana ait tüm mal varlığının aynen taksimine ve aynen taksimin mümkün olmaması halinde de satılarak ortaklığın giderilmesine ve aile konutunun sağ eş konumunda olan ...’e özgülenmesine karar verilmesini de istemişlerdir. Mahkemece kararın gerekçe kısmında söz konusu bu talepler bakımından Sulh Hukuk mahkemelerinin görevli olduğundan bahsedilerek “....davalı tarafın karşı davasının yerinde görülmediğinden davanın reddine karar vermek gerekmiştir.” açıklamasına yer verilmiş olmakla birlikte kararın sonuç kısmında bu taleplerle ilgili olarak olumlu veya olumsuz bir açıklamaya yer verilmemiştir. Oysa; HUMK. nun 388 maddesindeki düzenlemede “ Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” denmektedir. Yasal bu zorunluluğa uyulmaksızın ve davaya katılan Ayni ile karşı davacı ...’ye açtıkları davalarla ilgili olarak yasal harçlarını ( Başvurma ve nispi peşin harçı) yatırmaları için mehil ve imkan verilmeden yazılı olduğu üzere sadece davacı –karşı davalılar ... ve arkadaşları tarafından açılan dava ile ilgili olarak hükmün sonuç kısmında karar verilmesi doğru değildir.
    Davalı-karşı davacı ... ve davaya katılan ... vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan kabulü ile usul ve yasaya aykırı bulunan hükmün onama dışında kalan bölümünün HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 14,00 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 3,15 TL"nin temyiz eden ... ve müştereklerinden alınmasına ve 14,00 TL peşin harcında istek halinde temyiz eden ... ve ..."e iadesine 14.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi