1. Hukuk Dairesi 2019/1011 E. , 2019/2903 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece asıl ve birleştirilen davaların reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Davacı, asıl davada idare müfettişlerince yapılan inceleme sonucu, ... parselin ifrazı sonucu oluşan ..., ..., ..., ..., ... ile ... (tevhit öncesi ... ve ...) parsel sayılı taşınmazların yasal olmayan yollarla satışının yapıldığının belirlendiğini, taşınmaz kayıtlarına maliklerince eski hale getirilmesi veya dava açılması gerektiği yönünde şerh düşüldüğünü bugüne kadar düzeltme işlemi yapılmadığını ileri sürerek, yolsuz olarak oluşan tapu kayıtlarının iptali ile eski hale getirilmesi isteğinde bulunmuş, birleştirilen davada ise öncesinde davalılar ..., ..., ... ve ... adına veraseten iştirakli olarak kayıtlı ... ve ... parsel sayılı taşınmazların 22.12.1967 tarih ve 2674 yevmiye numaralı işlem ile davalılar ... ve ... adına tescil edildiğini, tescile dayanak tamamlayıcı belgelerin dosyasında bulunmadığını ve tescillerin mesnetsiz olduğunu ileri sürerek, taşınmazların kayıtlarının düzeltilerek önceki malikleri adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Bir kısım davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Birleştirilen davada davalılar, savunmada bulunmamışlardır.
Yolsuz tescil nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davalarının ancak mülkiyet hakkı sahipleri tarafından açılabileceği, davacının sıfatının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece, "Bu durumda, önceki kayıt maliklerinin veya ölmüş ise mirasçılarının ihbar suretiyle davada yer almalarının sağlanması, ondan sonra işin esasına girilerek inceleme yapılması ve hâsıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, değinilen hususlar yerine getirilmeden yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir. " gerekçesiyle bozulmuş olup, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda yapılan yargılama neticesinde mahkemece, taşınmazın önceki kayıt malikleri tarafından herhangi bir hak iddiasında bulunulmadığı, intikallerde kullanılan vekaletnamelerin sahteliğinin söz konusu olmadığı, tapu kaydına dayanak belgelerdeki eksikliklerin tapunun eski hale getirilmesini gerektirecek nitelikte olmadığı gerekçeleriyle asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, tapuda kayıtlı taşınmazın 17.05.1960 tarihinde yapılan kadastroca ... parsel numarası ile ... evlatları ..., ..., ... ve ... adlarına verasette iştirak halinde tespit ve tescil edildiği, taşınmazın 06.06.1961 tarihinde ifrazı neticesinde dava konusu taşınmazların da bulunduğu toplam 78 parça taşınmazın oluştuğu, kayıt malikleri ..., ..., ..."nın, ... ... Noterliğinin 22.02.1960 tarihli 3778 yevmiye numaralı tevkil yetkisini de içerir vekaletname ile diğer kayıt maliki ..."i vekil tayin ettikleri, ..."in de aynı tarihli 3787 yevmiye numaralı satış yetkisi içerir vekaletname ile Av. ..."u vekil kıldığı, tapu kütüklerine bakıldığında çekişme konusu ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ile ... parsel sayılı taşınmazların 22.12.1967 tarihli 2674 yevmiye numaralı, ... parsel sayılı taşınmazın ise 09.09.1969 tarihli 2727 yevmiye numaralı satış işlemleri ile 3. kişiler adına tescil edildiği ancak satış işlem belgelerinin (tescile dayanak başvuru belgesi, resmi senet, harç makbuzu vs.) bulunamadığı, dava dışı taşınmazların 3. kişilere satışının ise vekil Av. ... aracılığıyla yapıldığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda, eski kayıt malikleri ..., ..., ... ve ..."ın ... ... Noterliğinin 22.02.1960 tarihli 3778 yevmiye numaralı vekaletnamede yer alan adreslerine yapılan tebligatların bila tebliğ dönmesi üzerine mahkemece yargılama süresince adı geçenlere sağ olup olmadıkları, sağ iseler mernis adresleri araştırılmaksızın ilanen tebligat çıkartılmıştır.
Hal böyle olunca, önceki kayıt malikleri ..., ..., ... ve ..."ın aile nüfus kayıt tabloları getirtilerek sağ olup olmadıklarının araştırılması, mernis adresleri tespit edilerek, sağ iseler kendilerinin aksi halde mirasçılarının davada yer almalarının sağlanması, ondan sonra işin esasına girilerek inceleme yapılması ve hâsıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken bozma gereği yerine getirilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 30.04.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.