Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/26667
Karar No: 2017/4686

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2015/26667 Esas 2017/4686 Karar Sayılı İlamı

2. Hukuk Dairesi         2015/26667 E.  ,  2017/4686 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından velayet ve ziynet alacağı talebinin kabulü yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen manevi tazminat, nafaka ve manevi tazminat talebinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    1- Davalı-karşı davacı kadının temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    a) Mahkemece davalı-karşı davacı kadının daha fazla kusurlu olduğu kabul edilerek her iki boşanma davasının kabulüne karar verilmişse de yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davacı-karşı davalı erkeğin dava dilekçesiyle dosyaya sunduğu ses kaydının hukuka aykırı delil olduğu bu sebeple hükme esas alınamayacağı ancak dosya içindeki diğer delillere göre davalı-karşı davacı kadının eylemlerinin güven sarsıcı davranış boyutunda olduğu, davacı-karşı davalı erkeğin ise eşine birden fazla şiddet uyguladığı, ağabeyinin davalı-karşı davacı kadına şiddet uyguladığı ve bu şekilde ailesinin müdahalesine sessiz kaldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-karşı davalı erkeğin, davalı-karşı davacı kadına nazaran daha ağır kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Durum böyleyken mahkemece davalı-karşı davacı kadının daha fazla kusurlu kabul edilmesi ve bu hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak davacı-karşı davalı erkek lehine manevi tazminata (TMK m. 174/2) hükmedilmesi isabetsiz olmuş ve bozmayı gerektirmiştir.
    b) Yukarıda 1-a bentte açıklandığı gibi, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında ve boşanmaya neden olan olaylarda davacı-karşı davalı erkek, kadına nazaran ağır kusurlu olup, bu kusurlu davranışlar aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder niteliktedir. Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi uyarınca kişilik hakları saldırıya uğrayan davalı-karşı davacı kadın yararına manevi tazminat verilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesi ile bu talebinin reddi doğru olmamıştır.
    c) Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz (TMK m. 175). Toplanan delillerle, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-karşı davacı kadının daha ağır kusurlu olmadığı, herhangi bir geliri ve malvarlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleşmiştir. O halde, davalı-karşı davacı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken isteğin reddi doğru görülmemiştir.
    d) Davalı-karşı davacı kadın yararına takdir edilen tedbir nafakasının karar tarihi itibari ile kaldırılması da hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    2- Davacı- karşı davalı erkeğin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    a) Velayet düzenlemesi yapılırken; gözönünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun "üstün yararı" (Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme md.3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına ilişkin Avrupa Sözleşmesi m.l: TMK. M. 339/1. 343/1. 346/1; Çocuk Koruma Kanunu m. 4/b) dır. Çocuğun üstün yararını belirlerken: onun bedensel, zihinsel, ruhsal ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Ana ve babanın yararları, boşanmadaki kusurları, ahlaki değer yargıları, sosyal konumları gibi durumları, çocuğun üstün yararını etkilemediği ölçüde gözönünde tutulur. Mahkemece, idrak çağında bulunan ortak çocuklar 2005 doğumlu Muhsin Can ve 2006 doğumlu Muhammed Emin"in velayetleri konusunda bizzat dinlenip görüşleri alınarak ve gerekirse tekrar uzman raporu alınıp deliller hep birlikle değerlendirilmek suretiyle velayet konusunda düzenleme yapılması gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
    b) Mahkemece iadesine hükmedilen 244.50 gr, 22 ayar bileziğin adeti, 35 gram bileziğin adeti ve ayarı, bir adet künyenin gramı ve ayarı, 1 adet alyansın gramı ve ayarı ve 1 adet isim yazılı kolyenin gramı ve ayarının hükümde yazılmadığı anlaşılmaktadır,
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 207, maddesinin (2). fıkrasında: hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında: açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği, aynı Yasanın 298. maddesinin (2.) fıkrasında da, gerekçeli kararın, tefhim edilen hükme aykırı olamayacağı hükme bağlanmıştır. Bu düzenlemeye göre; dava dilekçesi, bilirkişi raporu gibi herhangi bir belgeye atıf yapılarak hüküm kurulamaz. Gerek tefhim edilen ve zabıtla belirlenen kararda, gerekse buna uygun düzenlenmesi zorunlu gerekçeli kararda hüküm altına alınan eşyanın cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 1/a, l/b, 1/c, 1/d, 2/a ve 2/b bentlerinde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, 2/b maddesindeki bozma sebebine göre ziynet alacağının esasına ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 24.04.2017 (Pzt.)



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi