Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/4856
Karar No: 2010/6090
Karar Tarihi: 14.12.2010

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/4856 Esas 2010/6090 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2010/4856 E.  ,  2010/6090 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Katkı payı alacağı ve eşya bedeli alacağı

    Davacı-karşı ... ile davalı-karşı davacı ... Küçük aralarındaki katkı payı alacağı ve eşya bedeli alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Hatay Aile Mahkemesinden verilen 23.03.2010 gün ve 174/337 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davacı-karşı davalı ... vekili, duruşmasız olarak incelenmesi ise davalı-karşı davacı ... Küçük vekili taraflarından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 14.12.2010 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı-karşı davalı vekili Avukat ... geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı-karşı davalı ... vekili, evlilik birliği içinde satın alınarak davalı eş adına kayıtlanan 349 parselde bulunan 2 nolu meskenin edinilmesi için gereken satış bedelinin tamamının vekil edenince karşılanması nedeniyle 30.000 TL alacağın faizi ile birlikte davalıdan alınarak vekil edenine verilmesini istemiştir.
    Davalı-karşı davacı ... Küçük vekili ise, vekil edeninin evliliğin başlangıcından beri çalışmakta bulunduğunu, dava konusu taşınmazın vekil edeninin çalışmaları karşılığında elde ettiği gelirlere ait tasarruflar ile ailesinden aldığı maddi yardımlar karşılığında alındığını, davalının edinime bir katkısının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuş ve vekil edenine ait olduğu halde davalı eş tarafından kaçırılarak götürülen ev eşyalarının aynen iadesini, bu istekleri kabul edilmez ise bedellerinin davalı ...’den alınarak vekil edenine verilmesini istediklerini bildirmiştir.
    Mahkemece, “....Davacı-karşı davalı ... tarafından açılan katkı pay alacağı davasının kısmen kabulü ile 18.010 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı karşı davacı ...’dan alınarak davacı karşı davalı ...’e ödenmesine; fazlaya ilişkin talebin (11990) reddine; ... ,davalı-karşı davacı ... Küçük tarafından açılan eşya bedeli iadesi davasının kısmen kabulü ile 6.185 TL alacağın davacı-karşı davalı ...’den alınarak davalı-karşı davacı ...’a ödenmesine; fazlaya ilişkin talebin (6185 TL) reddine;...” karar verilmesi üzerine; Davacı-karşı davalı ... vekili tarafından açılan katkı payı alacağına ilişkin bulunan hükmün kabule ilişkin bölümü davalı-karşı davacı ... vekili, redde ilişkin bölümü ise; davacı-karşı davalı ... vekili tarafından, hükmün harç ve yargılama giderleri ile ilgili bölümü davacı-karşı davalı ... vekili tarafından, ev eşyalarına ilişkin hüküm bölümü ise davalı- karşı davacı ... vekili tarafından istendiği halde faize hükmedilmediği gerekçesiyle temyiz edilmiştir.
    Dava ve birleşen dava, evlilik birliği içinde edinilerek davalı- karşı davacı ... adına kayıtlanan 349 parsel üzerinde bulunan 2 nolu meskene yönelik olarak davacı- karşı davalı ... tarafından açılmış katkı payı alacağı ile davacı-karşı davalı ...’de bulunan ev eşyalarının aynen iadesine olmadığı takdirde bedellerinin alınarak davalı karşı davacı ...’a verilmesi isteğine ilişkin bulunmaktadır. Davacı-karşı davalı ... tarafından açılan katkı alacağı davasının kabulü ile 30000 YTL alacağın davalı-karşı davacı ...’dan alınarak davacı-karşı davalı ...’e ödenmesine; davalı-karşı davacı ... Küçük tarafından açılan eşya alacağı davasının kısmen kabulü ile 2989,50 YTL nin davacı-karşı davalı ...’den alınarak davalı-karşı davacı ...’a verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine denilmek suretiyle verilen 27.7.2007 tarihli önceki hüküm taraf vekillerinin temyizi üzerine Yargıtay 2.Hukuk Dairesince, temyiz edenlerin sıfatı ve temyiz nedenleri ile bağlı kalınarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda; “... *eşya iadesine yönelik karşı davanın değerinin davalı ...’in temyizinde ileri sürdüğü gibi 40.000 YTL değil, 12.370,50 YTL olduğunun ve vekalet ücretinin de kabul ve ret oranlarına göre bu değer üzerinden hesaplanacağının anlaşılmasına göre davacı-karşı davalı ...’in bu kısma yönelik temyiz itirazları yersizdir.
    b) Tarafların 1993 yılında evlenip 17.7.2003 tarihinde açılan boşanma davası sonucu 18.5.2006 tarihinde boşandıkları, “katkı payı alacağı” davasına konu evin, davalı-karşı davacı ... tarafından evlilik birliği içinde, önceki 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin yürürlükte bulunduğu dönemde 26.1.1999 tarihinde üçüncü kişiden satın alınarak adına tescil edildiği anlaşılmaktadır. Davalı-karşı davacı ...’ın evliliğin devamı ve dava konusu evin alınması sırasında sigortalı olarak bir şirkette çalıştığı, davacı-karşı davalı ...’in ise terzilik yaptığı dosyadaki maaş bordroları, tanık beyanları ve diğer delillerle gerçekleşmiştir. Dava konusu ev yeni Medeni Kanununun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 tarihinden önce edinildiğinden; yapılacak bilirkişi incelemesiyle önce evin alımındaki tarafların “katkı oranları” 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi 152. madde hükmü de dikkate alınmak suretiyle belirlenmeli, daha sonra ise evin “dava tarihine” göre tespit edilecek sürüm değeri (rayiç değer) ile davacı ...’in “katkı oranı” çarpılmak suretiyle hükmedilecek “katkı payı alacağı” bulunmalıdır. Açıklanan bu yönler gözetilmeden eksik araştırmayla “tasfiye tarihi” değerine göre karar verilmesi doğru değildir.
    c) Davalı-karşı davacı ...’ın ev eşyalarına yönelik davasında; dava konusu eşyaların “dava tarihindeki değerleri “ üzerinden hüküm kurulması gerekirken yanlış değerlendirme sonucu “tasfiye tarihi” değerlerinin esas alınması usul ve yasaya aykırıdır.
    d) Kabule göre; davacı-karşı davalı ...’in “katkı payı alacağına” yönelik faiz isteği hakkında olumlu-olumsuz bir karar verilmemesi de doğru değildir. Temyiz edilen kararın yukarıda 2. maddenin (b) ve (c) bentlerinde açıklanan sebeplerle BOZULMASINA,...” denmek suretiyle bozma sevk edilmiştir.
    Davacı – karşı davalı ...’in, davalı-karşı davacı ... adına kayıtlı bulunan dava konusu taşınmazın satın alınması sırasında, satış bedelinin tamamının kendisi tarafından ödenmesine rağmen davalı eş İlham adına kaydedildiği ileri sürmüştür. İleri sürülüş şekline göre, taraflar arasındaki işlemin Borçlar Kanununun 234 ve devamı maddeleri gereğince gizli bağış niteliğinde bulunduğu açıktır. Ne var ki, Yargıtay 2.Hukuk Dairesine ait bozma ilamında taraflar arasındaki ilişki bu şekilde değerlendirilmemiş ve her iki tarafın da çalıştıkları açıklanarak bu duruma göre katkı payının belirlenmesi gereğine işaret edilmiştir. Bozma ilamına uyulmakla her iki taraf açışından da usulü kazanılmış hak doğmuş bulunmaktadır. Bu nedenle açıklanan husus bakımından bozma sevkedilmemiştir.
    Davacı-karşı davalı ...’in katkı payı alacağı isteğinde bulunduğu 349 parselde bulunan 2 nolu mesken, evlilik birliği içinde satın alınarak 26.1.1999 tarihinde davalı kadın adına tescil edilmiştir. Edinme tarihi itibariyle terzi olarak çalışan ve düzenli geliri bulunan davacı kocanın(Sabahattin’in), bu çalışması karşılığında elde ettiği gelirin, asgari ücretle sigortalı olarak çalışan davalının çalışmaları karşılığında elde ettiği gelirden daha fazla olduğu yolundaki iddianın somut olarak kanıtlanamaması karşısında, BK. nun 42 ve 43. maddeleri dikkate alınmasıyla taraf gelirlerinin eşit sayılması gereğini işaret eden davacı kocanın 743 sayılı TKM.nin 152. maddesi uyarınca aileyi geçindirme yükümlüğü ile tarafların kişisel harcamaları gözönünde tutularak belirlenen dosya içeriğine ve hükmüne uyulan bozma ilamına uygun bulunan, bilirkişi raporu esas alınarak davacı-karşı davalı ... tarafından açılan katkı payı alacağı isteğine ilişkin bulunan taleple ilgili olarak yazılı şekilde karar verilmesinde usul ve kanuna aykırılık bulunmamaktadır.
    Davalı-karşı davalı ... vekilinin; vekil edeni tarafından açılan eşya alacağı isteğine ilişkin karşı davada talep edildiği halde hüküm altına alınan alacak bakımından faize hükmedilmediğine yönelik temyiz itirazına gelince; dosya arasında bulunan ve tarafların boşanmalarına ilişkin olan Hatay Aile Mahkemesinin 2004/268 Esas sayılı dava dosyasının öncesini oluşturan Hatay 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/414 Esas sayılı dava dosyasına sunulan karşı dava dilekçesinde 40000 TL maddi ve 40000 TL manevi tazminat ile birlikte davalı eş tarafından kaçırılan ev eşyalarının aynen iadesi olmadığı taktirde de bedellerinin tahsiline karar verilmesi istenilmiştir. Sözü edilen karşı dava dilekçesinde, faiz isteği sadece maddi ve manevi tazminat isteklere ilişkin olup, eşyalara ilişkin dava bakımından faiz isteğinde bulunulmamıştır. Bu durumda, davalı- karşı davacı ... tarafından açılan eşya bedeline ilişkin davada hüküm altına alınan miktar bakımından faize hükmedilmemiş olmasında da bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
    Açıklanan nedenlerle davacı- karşı davalı ... vekilinin ve davalı –karşı davacı ... vekilinin yukarıda açıklanan yönlere ilişen tüm temyiz itirazlarının reddi,davacı-karşı davalı ... tarafından açılan katkı payı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine ilişkin bulunan hüküm bölümünün esası ile davalı-karşı davacı ... tarafından açılan eşya bedeli davasına ilişkin bulunan hüküm bölümünün ONANMASINA,
    Davacı- karşı davalı ... vekilinin, harç ve yargılama giderlerine ilişkin temyiz itirazlarına gelince, mahkemenin 27.7.2007 tarihli önceki hükmünde; davacı-karşı davalı ... tarafından açılan katkı payı davasının kabulü ile 30000 YTL alacağın davalı-karşı davacı ...’dan alınarak Sabahattin’e verilmesine ve kabule göre alınması gerekli 1620 YTL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 405 YTL"nin mahsubu ile eksik kalan 1215 YTL harcın davalı-karşı davacı ...’dan tahsiline karar verilmiş olduğu halde; bu karar gereğince alınması gereken eksik karar ve ilam harcının davalı-karşı davacı ... yerine davacı-karşı davalı ... vekili Av. ... tarafından 10.8.2007 tarih ve 7512 sayılı alındı ile ödendiği anlaşılmaktadır. Bundan ayrı bozmadan sonra yapılan posta giderleri ile 300 TL olan bilirkişi ücretinin de davacı-karşı davalı ... tarafından karşılandığı belirlenmiştir. Yargılama harç ve giderlerinin belirlenmesi ve değerlendirilmesi sırasında yukarıda açıklanan konuların göz ardı edilmesi sonucunda hesaplama ve değerlendirmeye dahil edilmemesi doğru olmamıştır.
    Davacı- karşı davalı ... vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün harç ve yargılama giderlerine ilişkin bölümünün HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 825 TL avukatlık ücretinin davalı-karşı davacı ... Küçük’ten alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davacı-karşı davalı ...’ e verilmesine, aşağıda dökümü yazılı 359,30 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 1,077,88 TL’nın temyiz eden davalı-karşı davacıdan alınmasına ve aşağıda dökümü yazılı 17,15 TL onama harcının peşin harçtan mahsubu ile artan 342,15 TL’nın istek halinde temyiz eden davacı-karşı davalıya iadesine 14.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi