Esas No: 2022/2946
Karar No: 2022/3290
Karar Tarihi: 29.04.2022
Danıştay 8. Daire 2022/2946 Esas 2022/3290 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 8. Daire Başkanlığı 2022/2946 E. , 2022/3290 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2022/2946
Karar No : 2022/3290
DAVACI : … Derneği
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
DAVALI YANINDA MÜDAHİL : … Birliği Derneği
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN ÖZETİ : Tıpta Uzmanlık Kurulu'nun 12.5.2015 tarihli kararı ile Ağız Diş ve Çene Cerrahisi uzmanlık alanı için belirlenen çekirdek eğitim müfredatının içinde yer alan, 33 klinik ve 7 girişimsel yetkinliğe ilişkin düzey belirleme işlemlerinin; hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek iptali istenilmektedir.
SAVUNMANIN ÖZETİ :
Öncelikle, usule ilişkin olarak, davanın ehliyet ve süre aşımı yönünden reddi gerektiği ileri sürülmüştür.
Esasa ilişkin olarak ise, 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San’atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun'un 29.maddesinde "Dişçilik sanatı; dişlerin ve diş etleri ile esnanın tedavisi ve dişlerin ikmal ve ıslahına ait ameliyelerin icrasına münhasırdır." hükmü yer almakta iken, 22.12.2010 tarih ve 27793 sayılı RG'de yayımlanan 6088 sayılı Kanunla, "Diş tabibi, insan sağlığına ilişkin olarak, dişlerin, diş etlerinin ve bunlarla doğrudan bağlantılı olan ağız ve çene dokularının sağlığının korunması, hastalıklarının ve düzensizliklerinin teşhisi ve tedavisi ve rehabilite edilmesi ile ilgili her türlü mesleki faaliyeti icra etmeye yetkilidir." şeklinde değiştirildiği, bu değişikliğin sebebinin, Kanunun 80 yıl önce yürürlüğe konulmuş olması göz önüne alındığında, mevcut Yasanın bugünün bilim ve yüksek teknolojik ölçüleri ile verilen diş hekimliği eğitimi ve hizmetini artık karşılayamaması olduğu, 1219 sayılı Kanuna “Ek” olarak getirilen diş hekimliği uzmanlık alanlarının belirlenmesine yönelik Kanun düzenlemesinin iptali istemiyle açılan davanın Anayasa Mahkemesince reddine karar verildiği, belirlenen çekirdek müfredat eğitiminde yer alan eğitim ve uygulamaların tamamlanmasının zorunlu olduğu, bu sürecin sıkı bir şekilde denetlendiği, dolayısıyla diş hekiminin kazandığı yetkinlik düzeyinin buna göre tanımlanması gerektiği, çekirdek eğitim müfredatının asgari düzeyi ifade ettiği, eğitimde genişletilmiş müfredatın uygulanacağı, diş hekimliği lisans eğitiminde genel tıp konularında da eğitim verildiği, uzmanlık eğitiminde de tıp rotasyonu yapıldığı, ayrıca rotasyon dışındaki uygulamaların da gerektiğinde tıbbın diğer ilgili dallarında uzman olanlarla birlikte ekip halinde verildiği, tıp ve tıpta uzmanlık eğitim süreleri ile diş hekimliği ve diş hekimliği uzmanlık eğitim sürelerinin mukayese edilmesinin doğru olmadığı, uzmanların yetkilerinin kapsamlarının farklı olduğu, diş hekimleri ve uzmanlarının lisans eğitiminden itibaren kendi alanlarında eğitim görmekle beraber yetkilerinin kapsamının “dişlerin, diş etlerinin ve bunlarla doğrudan bağlantılı olan ağız ve çene dokuları” ile sınırlı olduğu, Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi uzmanlarının ise bu eğitimlerinin tıp lisans eğitimi sırasında (1 haftalık staj haricinde) başlangıcından itibaren süreklilik arz etmediği ileri sürülerek dava konusu düzenlemelerin hukuka uygun olduğu savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davanın süre aşımı nedeniyle reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince dava dilekçesi ve ekleri 2577 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca incelenerek işin gereği görüşüldü:
HUKUKİ SÜREÇ :
Davalı idarece tıp ve diş hekimliğine ait uzmanlık alanlarının müfredat ve standartlarının belirlenmesi amacıyla "Tıpta Uzmanlık Kurulu Müfredat Oluşturma ve Standart Belirleme Sistemi" (TUKMOS) oluşturulmuş olup, bu kapsamda Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi Komisyonu'nca "Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi Çekirdek Eğitim Müfredatı" belirlenmiştir. Söz konusu müfredat Tıpta Uzmanlık Kurulu'nun … tarih ve … sayılı kararıyla kabul edilmiştir.
Davacı Dernek tarafından, hazırlanan müfredatın internet sayfası üzerinden öğrenilmesi üzerine, söz konusu müfredatta belirtilen 33 klinik ve 7 girişimsel yetkinliğe ilişkin düzey belirleme işlemlerine itiraz edilmiş olup, itirazın zımnen reddi üzerine bakılmakta olan dava açılmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE:
İlgili Mevzuat
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 46'ncı maddesinin 1'inci fıkrasında; Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarına karşı Danıştayda temyiz yoluna başvurulabileceği, 49’uncu maddesinin 2’nci fıkrasında, temyiz incelemesi sonunda Danıştayın; görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, hukuka aykırı karar verilmesi ve usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozacağı; 4’üncü fıkrasında, Danıştayın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davaların temyizen incelenmesinde bu madde ile ısrar hariç 50’nci madde hükümlerinin kıyasen uygulanacağı hükme bağlandığından; ilk derece mahkemesi sıfatıyla bakılan davaların temyiz incelemesi sonucu ilgili dava daireleri kurulunca; usul veya esas bakımından yeniden bir araştırma, inceleme yapılmasını veya maddi ve hukuki olayın yeninden yorumlanmasını gerektirmeyecek şekilde verilen bozma kararlarına karşı, ilk kararı veren Danıştay dava dairesine “ısrar hakkı” tanınmamıştır. Dolayısıyla, kararı bozulan Danıştay dava dairesi, bozma kararına uymak zorundadır.
Aynı Kanunun 7. maddesinin 1. fıkrasında, dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay'da ve idare mahkemelerinde altmış gün olduğu, 4. fıkrasında, ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresinin, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı ancak, bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililerin, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilecekleri, düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olmasının bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel olmayacağı, 11. maddesinde; ilgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılmasının üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebileceği, bu başvurmanın, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durduracağı, altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı, isteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresinin yeniden işlemeye başlayacağı ve başvurma tarihine kadar geçmiş sürenin de hesaba katılacağı hükümlerine yer verilmiştir.
Dava konusu Tıpta Uzmanlık Kurulu Kararının ilan edilerek uygulamaya konulduğu tarihte yürürlükte bulunan, 18/07/2009 tarih ve 27292 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Tıpta ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliği'nin, "Kurulun görevleri" başlıklı 7. maddesinde;
"(1) Kurulun görevleri şunlardır:
...
c) (Değişik: 7/6/2011-2011/1985 K.) İlgili uzmanlık dalının çekirdek eğitim müfredatı ve bu müfredata göre uzmanlık dalının temel uygulama alanları ile görev ve yetkilerinin çerçevesini belirlemek ve ilan etmek" kuralına,
"Eğitimin takip ve değerlendirilmesi" başlıklı 25. maddesinde;
"a) Çekirdek eğitim müfredatı: Uzmanlık eğitimi ihtiyaçlarının değerlendirme sonuçlarına dayanır. Belirlenen ihtiyaçları karşılayacak amaç ve hedefler ile bunları gerçekleştirecek asgari bilgi, beceri ve tutum kazandırmaya yönelik eğitim etkinliklerini içerir. Kurul tarafından hazırlanır ya da hazırlattırılır ve ihtiyaç duyulduğunda güncellenerek elektronik ağ ortamında ilan edilir." kuralı düzenlenmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Tıpta ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliği'nin yukarıda yer verilen kuralları incelendiğinde; içinde dava konusu 33 klinik ve 7 girişimsel yetkinliğe ilişkin düzey belirleme işlemlerinin de yer aldığı Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi Uzmanlık Eğitimi Çekirdek Müfredatının, ilanı gereken düzenleyici işlem niteliğinde olduğu ve mevzuatında belirtildiği üzere 08.04.2014 tarihinde Tıpta Uzmanlık Kurulunun internet sitesinde ilan edilerek uygulamaya konulduğu anlaşılmaktadır.
Davacı Dernek tarafından, Tıpta Uzmanlık Kurulunun internet sitesinde yapılan 12.05.2015 tarihli güncelleme ile, Ağız, Çene ve Diş Cerrahisi eğitim müfredatının kesinleştirildiğinin görüldüğü, 01.06.2015 tarihinde yapılan başvuru ile anılan müfredatta gerekli düzeltmelerin yapılmasının talep edildiği, ancak bu başvuruya 60 gün içinde cevap verilmediği belirtilerek, 07.09.2015 tarihinde bakılan davanın açıldığı, davalı idare tarafından ise, davacı Derneğin iddia ettiği gibi Tıpta Uzmanlık Kurulunun 12.05.2015 tarihli bir kararının bulunmadığı, söz konusu kararda daha sonra herhangi bir değişiklik yapılmadığı gibi yeni bir kararın da alınmadığı, Tıpta Uzmanlık Kurulunun internet sitesinde de herhangi bir güncelleme yapılmadığının belirtildiği görülmektedir.
Bu durumda; uyuşmalığın esasının incelenebilmesi için bakılan davanın, ya iptali istenen düzenleyici işlemin ilan edildiği 08.04.2014 tarihinden itibaren 60 günlük süre içinde açılması ya da bu süre içinde idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem tesis edilmesi amacıyla yapılan başvurunun reddi üzerine kalan dava açma süresi içinde açılması veya düzenleyici işleme dayanılarak ilgililer hakkında uygulama işlemi tesis edilmesi durumunda ise, bu işlemin tesis edildiği tarihten itibaren 60 günlük süre içinde açılmış olması gerekmektedir.
Uygulama işlemi üzerine düzenleyici işleme karşı açılacak davalarda ise; uygulama işleminin, kural koyucu nitelikteki düzenleyici işlemlere dayanılarak ilgililer hakkında tesis edilen ve onların menfaatlerinin ihlal edilmesi sonucunu doğuran, başka bir ifadeyle hukuksal durumlarında değişiklik doğuran bireysel nitelikte bir işlem olması gerekmektedir. Belirtilen niteliği taşımayan işlemlere dayanılarak ya da düzenleyici işlemin ilanıyla başlayan dava açma süresi geçtikten sonra, 2577 sayılı Kanun'un 11. maddesi kapsamında yapılan başvurunun reddi üzerine düzenleyici işleme karşı açılan davaların süresinde açıldığından söz edilemeyecektir.
İlanı gereken düzenleyici işlem olduğu hususunda tartışma bulunmayan dava konusu işlemlerin, düzeltilmesi istemiyle yapılan 01.06.2015 tarihli başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin, davacı Dernek yönünden uygulama işlemi olarak kabulüne olanak bulunmamaktadır.
Buna göre, bakılan davanın en geç, dava konusu düzenlenmenin ilan edildiği 08.04.2014 tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlayan 60 günlük dava açma süresi içinde veya bu süre içinde 2577 sayılı Kanun'un 11. maddesi kapsamında yapılan başvurunun reddi üzerine kalan dava açma süresi içinde açılması gerekirken, 01.06.2015 tarihinde dava konusu düzenlemelerde gerekli düzeltmelerin yapılması istemiyle yapılan başvurunun zımnen reddi üzerine 07.09.2015 tarihinde açılan davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, davanın 2577 sayılı Kanunun 14/3-(e) ve 15/1-(b) maddeleri uyarınca süre aşımı nedeniyle reddine, aşağıda dökümü yapılan … -TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, temyiz aşamasında davalı idare tarafından yapılan … -TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı idareye ödenmesine, davalı yanında katılan tarafından yapılan yargılama giderinin katılan üzerinde bırakılmasına, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca … -TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine, kullanılmayan posta avansından artan kısmın kararın kesinleşmesinden sonra aidiyetine göre istemi halinde davacıya, davalı idareye ve davalı yanında müdahile iadesine, bu karara karşı tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'na temyiz yolu açık olmak üzere, 29/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.