Abaküs Yazılım
8. Daire
Esas No: 2019/3014
Karar No: 2022/3248
Karar Tarihi: 29.04.2022

Danıştay 8. Daire 2019/3014 Esas 2022/3248 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2019/3014 E.  ,  2022/3248 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    SEKİZİNCİ DAİRE
    Esas No : 2019/3014
    Karar No : 2022/3248


    DAVACI : … Federasyonu
    VEKİLİ : Av. …
    DAVALILAR : 1- … Bakanlığı - …
    VEKİLİ : Av. … 2- … Müdürlüğü - …
    VEKİLİ : Av. …
    DAVANIN KONUSU :
    17/06/2017 tarih ve 30099 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan, Havalimanları Yer Hizmetleri Yönetmeliği (SHY-22)'nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 3. maddesi ile değişik Havalimanları Yer Hizmetleri Yönetmeliği (SHY-22)'nin 11. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan "...havalimanı işletmecisi tarafından düzenlenir." ibaresi ile aynı bendin (3) nolu alt bendinde yer alan "Aynı güzergahta en fazla 1 firma hizmet verir." düzenlemesinin iptali istenilmektedir.

    DAVACININ İDDİALARI :
    Davacı Federasyon tarafından, havaalanlarından "taşımacılık yapan şirketlerin hak arama talepli başvuruları üzerine" Federasyon Tüzüğü'nde yer alan düzenleme doğrultusunda üyelerinin menfaatlerini korumak üzere işbu davanın açıldığı, karayolu taşımacılığı ile ilgili düzenlemelerin 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu kapsamında olduğu, istisnai düzenleme olarak ise il içi taşımaların ve yüz kilometreye kadar olan taşımaların düzenlenmesinde Kanun ve ilgili mevzuat hükümleri saklı kalmak üzere Valilik ve belediyelerin yetkilendirildiği; davalı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'nün havaalanlarından şehir terminallerine, çevre illere/ilçelere ya da terminallerine yapılacak yolculukları düzenleme ya da usulünü belirleme yetkisinin bulunmadığı, aynı güzergahta en fazla bir firmanın hizmet vermesinin rekabete ve kamu yararına aykırılık teşkil ettiği, hizmet verecek tek firmanın herhangi bir ihaleye tabi olmadan havaalanı işletmecisi tarafından seçilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı, dava konusu değişiklik yönünden geçiş süreci öngörülmemiş olmasının hukuki güvenlik ilkesine aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

    DAVALI İDARELERİN SAVUNMALARI :
    Dava konusu düzenleme ile belediyelerin yetkilerine dokunulmadığı; dava konusu 2017 yılı Yönetmelik değişikliklerinin sadece hava yolu işletmecileri ile kendileri tarafından yetkilendirilen yolcu taşımacılarını ilgilendirip davacının hukuki durumunu etkilemediği; bazı hava yolu firmalarına ait (B) grubu ruhsatlı yolcu taşımacılarının kendi yolcuları dışındaki yolcuları da şehir merkezine taşıdığı ve bu sebeple diğer yolcu taşıyan firmalarla çekişmeler ve adli vakaların olduğu, bunu önlemek için tek elden havalimanı işletmecisinin kontrolüne bırakıldığı; bu yolla hizmetin denetim ve kontrolünün kolaylaşacağı; öte yandan diğer düzenlemeler ile de (B) grubu ruhsat sahibi firmaların yolcu taşımacılığı işine son verilerek nizaların engellendiği; söz konusu düzenlemeleri yapmak üzere dayanak yasa hükümlerinin kendilerine yetki tanıdığı savunulmuştur.

    DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
    DÜŞÜNCESİ : Davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:


    İNCELEME VE GEREKÇE:
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin (a) bendinde, idari işlemler hakkında; yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar, iptal davaları olarak tanımlanmıştır.
    İdarenin hukuka uygun davranmasını sağlayan en önemli denetim araçlarından olmakla birlikte, her idari işleme karşı herkes tarafından iptal davası açılmasının idari işlemlerde istikrarsızlığa neden olmaması ve idarenin işleyişinin bu yüzden olumsuz etkilenmemesi için, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçüler içinde menfaat ilişkisi bulunmasını öngören yasa koyucu, iptal davaları için "menfaat ihlali"ni, subjektif ehliyet koşulu olarak getirmiştir.
    İptal davasının içtihat ve doktrinde belirlenen hukuki nitelikleri göz önüne alındığında, idare hukuku alanında tek yanlı irade açıklamasıyla kesin ve yürütülmesi zorunlu nitelikte tesis edilen işlemlerin, ancak bu idari işlemle doğrudan meşru, kişisel ve güncel bir menfaat ilgisi kurulabilenler tarafından iptal davasına konu edilebileceğinin kabulü zorunludur. Aksi halde, her idari işlemle dolaylı da olsa bir menfaat ilgisi kurulmak suretiyle dava açılmasını kabul etmek, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçüler içinde menfaat ilişkisi bulunması şartının ihlali sonucunu doğurur.
    4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 96. maddesinde, federasyonların, kuruluş amaçları aynı olan en az beş derneğin, amaçlarını gerçekleştirmek üzere üye sıfatıyla bir araya gelmeleri suretiyle kurulacağı, her federasyonun bir tüzüğünün bulunacağı; 5253 sayılı Dernekler Kanunu'nun 2. maddesinde ise, üst kuruluşun, derneklerin oluşturduğu tüzel kişiliği bulunan federasyonları ve federasyonların oluşturduğu konfederasyonları ifade edeceği belirtilmiştir.
    Benzer bir düzenleme 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu'nun 3/(g) maddesinde de yer almaktadır. Anılan maddede sendika, kamu görevlilerinin ortak ekonomik, sosyal ve mesleki hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için oluşturdukları tüzel kişiliğe sahip kuruluşlar; konfederasyon ise, değişik hizmet kollarında bu Yasaya tabi olarak kurulmuş en az beş sendikanın bir araya gelerek oluşturdukları tüzel kişiliği olan üst kuruluşlar olarak tanımlanmış olup; aynı Yasa'nın 19. maddesinde de, üyelerin idare ile ilgili doğacak ihtilaflarında, ortak hak ve menfaatlerinin izlenmesinde veya hukuki yardım gerekliliğinin ortaya çıkması durumunda üyelerini veya mirasçılarını her düzeyde ve derecedeki yönetim ve yargı organları önünde temsil etmek veya ettirmek, dava açmak ve bu nedenle açılan davalarda taraf olmak sendika ve konfederasyonların görevleri arasında sayılmıştır.
    Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu'nun 03.03.2006 gün ve E:2005/1, K:2006/1 sayılı kararında da belirtildiği gibi, 4688 sayılı Kanun'un 19/f maddesi, sendika ve üst kuruluşlara, bizzat taraf oldukları hukuki ilişkiler dolayısıyla davacı ve davalı oluş sıfatları ile ortak çıkarların korunması için tanınan davacı olabilme sıfatından başka, hukuki yardım gerekliliğinin ortaya çıkması durumunda üyelerini veya bunların mirasçılarını her derecedeki yargı organları önünde temsil etmek ve dava açma hakkı tanımaktadır. Yasa koyucu 19/f maddesi ile sendika ve üst kuruluşları, diğer tüzel kişiliklere genel hükümler uyarınca tanınan taraf olma ve dava açma ehliyetinin dışında, üyelerini ve bunların mirasçılarını temsil etme ve ettirme yetkisi ile donatmaktadır. Buna göre, söz konusu maddenin sendikalara ve üst kuruluşlarına tanıdığı yetkinin ehliyet değil, temsil bağlamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Başka bir anlatımla yasa koyucu, getirdiği bu düzenleme ile, idare tarafından sendika üyesi kamu görevlisi hakkında tesis edilen bireysel (subjektif) işlemler nedeniyle bu ilişkinin tarafı olmayan sendika ve üst kuruluşa, üyesinin isteğine bağlı olarak uyuşmazlığın çözümünde taraf olarak kendisini temsil etme yetki ve sorumluluğu vermektedir.
    Aktarılan Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu kararından da anlaşılacağı üzere, 4688 sayılı Yasanın 19/f maddesiyle, yalnızca sendikalara üyesi kamu görevlisinin menfaatini ihlal eden bireysel işleme karşı, onu temsilen dava açma yetkisi tanınmaktadır. Konfederasyonun üyelerini, kamu görevlilerinin değil,sendikaların oluşturduğu dikkate alındığında; konfederasyonun, sendika üyesi kamu görevlilerine yönelik düzenleyici işlemlere karşı dava açamayacağının kabulü zorunludur. Zira konfederasyon, yasayla verilen özel yetki dışında, sadece kendi tüzel kişiliğine yönelen düzenlemelere karşı dava açmaya ehildir.
    Nitekim Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun bu yönde verilmiş kararları mevcuttur.
    Aynı yaklaşımın, yasal çerçevesi sendika konfederasyonlarına benzeyen bir üst kuruluş olan dernek federasyonları hakkında da uygulanması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla, dernek federasyonlarının, yalnızca kendi üyesi olan derneklerin ortak menfaatini ihlal eden düzenlemelere karşı dava açma ehliyeti bulunmaktadır.
    Dosyanın incelenmesinden,17/06/2017 tarih ve 30099 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan, Havalimanları Yer Hizmetleri Yönetmeliği (SHY-22)'nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 3. maddesi ile değişik Havalimanları Yer Hizmetleri Yönetmeliği (SHY-22)'nin 11. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan "...havalimanı işletmecisi tarafından düzenlenir." ibaresi ile aynı bendin (3) nolu alt bendinde yer alan "Aynı güzergahta en fazla 1 firma hizmet verir." düzenlemesinin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
    Dava konusu olayda, dava dilekçesinde taşımacılık yapan şirketlerin hak arama talepleri üzerine iş bu davanın açıldığı kendi üyesi derneklere uygulanma olanağı bulunmayan dava konusu düzenlemenin iptalini istemekte doğrudan bir menfaati bulunmamaktadır.
    Bu durumda, davanın ehliyet yönünden reddi gerektiği sonucuna varılmıştır.


    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. 2577 sayılı Kanunun 15/1-c maddesi uyarınca DAVANIN EHLİYET YÖNÜNDEN REDDİNE,
    2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … -TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
    3. Davalı idareler tarafından yapılan yargılama giderleri ile kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen … -TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine,
    4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra istemi halinde taraflara iadesine,
    5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'na temyiz yolu açık olmak üzere,
    29/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi