14. Hukuk Dairesi 2017/5680 E. , 2018/2102 K.
"İçtihat Metni".....
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 07.05.2014 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, birleştirilen davada 17.03.2015 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesinin iptali, şerhin terkini, tasarrufun iptali talebi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine, birleştirilen davanın kabulüne dair verilen 08.03.2016 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı-davalı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 20.03.2018 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı-davalı vekili Av. .......geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KA R A R
Asıl dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, birleştirilen dava satış vaadi sözleşmesinin iptali, şerhin terkini ikinci kademede tasarrufun iptali istemlerine ilişkidir.
Davacı vekili, davalı ...’nın 15/02/2011 tarihinde .... 3. Noterliğinde 02618 yevmiye nolu gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile 284 Ada 1 parsel nolu taşınmazda bulunan 2/8 oranındaki payını davacıya satmayı vaadettiğini, taraflar arasında düzenlenen bu sözleşmenin imzalandıktan sonra 22/03/2011 tarihinde tapuya şerh edildiğini, ancak davalının davacının tüm taleplerine rağmen dava konusu taşınmazdaki payını davacı adına tescile yanaşmadığını ileri sürerek tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuştur.
Birleştirilen .....ahkemesinin 2015/154 Esas sayılı dosyasında davacılar ..... vekili, davalılar arasında düzenlenmiş ..... Noterliğinin 15.02.2011 tarih ve 02618 yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine ilişkin olarak bu sözleşmenin muvazaa nedeniyle hükümsüzlüğünün tespiti ile tapu sicilindeki şerhin terkinine, muvazaa yönündeki taleplerinin kabul edilmemesi halinde mal kaçırmaya yönelik yapılmış tasarrufun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ..., davaya cevap vermediği gibi duruşmaya da katılmamıştır.
Mahkemece, asıl davanın reddine, birleştirilen davanın "...İİK"nın 278/III.1. bendi uyarınca bu bentte belirtilen yakın akrabalar arasında yapılan tasarruflar ivazlı olsa dahi bağışlama niteliğinde olup, aynı maddenin birinci fıkrası gereğince batıl olduğu, aynı Kanunun 280. maddesinin birinci fıkrasına göre de, malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemlerin, borçlunun içinde bulunduğu mali durumun ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu anlaşıldığından davacı ... tarafından açılan davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile .... ili Merkez ..... Mahallesi 284 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davalı ..."nın 2/8 payının davalı ..."a devrine ilişkin gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptali ile şerhin kaldırılmasına, tasarrufun iptali talebinin konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına..." karar verilmiştir.
Hükmü, davacı - birleştirilen dosya davalı vekili temyiz etmiştir.
Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.
Somut olaya gelince; satış vaadi sözleşmesinin 05.02.2011 tarihinde yapıldığı, birleştirilen dosya davacılarının alacak haklarının dayanağı olan belgelerin bu tarihten sonra düzenlendiği; dava konusu taşınmazın halen davalı ... adına tapuda kayıtlı olduğu anlaşıldığından birleştirilen dosya davacılarının muvazaa nedeniyle 05.02.2011 tarihli satış vaadi sözleşmesinin iptalini talep hakları bulunmamaktadır. Ayrıca, İİK"nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca tasarrufun iptali davasının koşulları oluştuğundan söz edilemeyeceğinden birleştirilen davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu durumda mahkemece asıl davadaki tapu iptali ve tescil talebi incelenerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.630 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacı-birleştirilen dosya davalısı ..."a verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.03.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.