Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında dolandırıcılık - resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/29335 Esas 2020/11101 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Beraat


Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hükümler katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
İnşaat malzemeleri ticareti yapan katılanın Ancere Grup Mühendislik İnş Em Teks Tur ve San Tic Ltd şirketi ile yaptığı ticaret sonucunda toplam 92,500 TL tutarında çek aldığı, ödenmemesi üzerine 20.000 TL bedelli 3 adet çek iç yapılan icra takibinde şirketin adresinin kapalı ve boş olduğu anlaşıldığından takiplerden sonuç alınamadığı, yaptıkları araştırmada çekleri katılana teslim eden sanık ..."in eşi sanık ..."un şirketle bir ilgisinin olmadığını, sanık ..."in %99 ve %1 hisseyle tanık ..."in ortak olduğunu öğrendikleri, sanık ..."in icra takibinde imzaya itiraz ettiği, yapılan bilirkişi incelemesine göre şikayet konusu 3 adet çekin ön yüzündeki keşideci imzasının sanık ..."in olmadığının ve iğfal kabiliyetinin olduğunun anlaşıldığı, bu suretle sanıkların üzerilerine atılı dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işledikleri iddia edilen olayda; sanıklar savunması, katılan ve tanık beyanları, icra takibi bilgileri, bilirkişi raporu, taraflar arasındaki faturalar, cari hesap dökümü ile dosya kapsamından, şirketin büyük hisseli ortağı ve yetkilisi sanık ..."in tüm beyanlarında şirketi fiilen eşinin yönettiğini, evrak üstünde ortak olduğunu, eşi Harun un bilgisi dahilinde çek keşide ettiğini söylediği, diğer ortak tanık Selçuk"un da bu durumu onayladığı, Yargıtay, Ceza Genel Kurulu"nun 30/03/1992 gün ve 80-98 sayılı kararında; belgede sahtecilik suçlarında önceden verilen rıza üzerine borçlu yerine imzanın atılmasında zarar verme bilinç ve iradesiyle hareket edilme olmadığından suç kastı olmadığı ve sanıkların katılanın şirketiyle sürekli ticari ilişkilerinin olduğu, sanık ..."un verdiği çeklerle ödemeler yaptıkları, katılanın beyanlarına göre sanık ... ile Ancere Grup Şirketinden önce sanık ..."un babasına ait olduğunu bildiği Mutlu Şirketi nedeniyle de aralarında bir ticari ilişki olduğu, bu şirketten sonra kurulan Ancere Grup Şirketi ile de açık hesap çalışıldığı gerekçeleriyle sanıkların üzerilerine atılı eylemlerin suç olarak tanımlanmadığına yönelik mahkemece verilen beraat hükümlerinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda, isnat edilen eylemlerin suç olarak tanımlanmamış olduğu gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin beraat hükümlerinin kanuna aykırı olduğuna ve eylemlerin suç teşkil ettiğine, eksik incelemeye, delillerin takdirine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 05/11/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.