16. Hukuk Dairesi 2016/14803 E. , 2019/5697 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; Duruşma için belli edilen 24.09.2019 gün ve saatte taraflardan gelen olmadığı görülerek evrak üzerinde inceleme yapılmasına karar verildi. İnceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ... İlçesi, ... Köyü çalışma alanında bulunan yüzölçümleri tutanaklarında yazılı 109 ada 34 parsel irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ..., 109 ada 57 parsel irsen intikal, satış, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ..., 109 ada 58 parsel aynı nedenle ... ve 109 ada 59 parsel yine aynı nedenle ... adına tespit edilmiştir. Davacı ..., miras yoluyla gelen hakka dayanarak dava açmıştır. Yargılama sırasında müdahiller ... ve ... aynı iddiaya dayanarak, müdahil ... ise dava konusu 109 ada 59 parsel sayılı taşınmazı satın aldığı iddiasına dayanarak davaya katılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacı ..."ın ve müdahil davacılar ... ile ..."nun davalarının reddine, müdahil davacı ..."nın davasının kabulüne, ... İli, ... İlçesi, ... Köyü 109 ada 34, 57 ve 58 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi tapuya tescillerine, ... İli, ... İlçesi, ... Köyü 109 ada 59 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile ... oğlu, 1954 doğumlu, ... adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, nizalı taşınmazlardan 109 ada 34 parselin 1946-1947 yıllarından beri ..."nun, 109 ada 57, 58 ve 59 parsel sayılı taşınmazların ise 1946-1947 yıllarından ölümüne kadar ..."nun zilyetliğinde olduğu, ..."nun ölümüyle yapılan taksimde 57 parselin ..., 58 parselin Hatice"ye, 59 parselin ... düştüğü, 59 parselin ... satışıyla ..."ya intikal ettiği, insan ömrüne ulaşan zilyetlik süresinin paylaşmaya karine teşkil edeceği gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyeliğin süre ve niteliği kesin olarak belirlenmemiş, dosya arasında bulunan satış senetleri mahallinde uygulanıp kapsamları belirlenmemiş, bu senetlerin altında imzaları olan senet tanıkları dinlenmemiş, tanık ve mahalli bilirkişilerin yetersiz ve çelişkili beyanları ile yetinilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca, doğru sonuca varılabilmesi için mahkemece, mahallinde yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, tespit bilirkişileri, senet tanıkları ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve bu keşifte, yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazların kime ait oldukları, kimden kime kaldıkları, kim tarafından ne zamandan beri hangi hakka dayalı olarak kullanıldıkları, tarafların müşterek murisinden gelip gelmedikleri, müşterek muristen geliyorlarsa murisin sağlığında taşınmazları çocukları arasında paylaştırıp paylaştırmadığı, paylaştırdıysa hangi taşınmazın kime düştüğü, paylaştırma yoksa murisin ölümünden sonra terekesinin taksim edilip edilmediği, taksim edildiyse taşınmazların kime düştüğü, satışa konu olup olmadıkları hususlarında somut olaylara dayalı olarak bilgi alınmalı, dosyada bulunan senetler hudutları tek tek okunmak suretiyle zemine uygulanmalı, yerel bilirkişilerce gösterilen sınırlar teknik bilirkişiye işaretlettirilmeli, bilinmeyen sınırların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı tanınmalı, senet tanıkları da dinlenilmek suretiyle senetlerin içerikleri ve nizalı taşınmazları kapsayıp kapsamadıkları belirlenmeye çalışılmalı, beyanlar arasında çıkabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, bundan sonra toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 24.09.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.