22. Hukuk Dairesi 2019/6964 E. , 2019/21638 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 12.01.2005-14.11.2014 tarihleri arasında davalı ... nezdinde çalıştığını, eşinin tayinin Bursa’ya çıkması üzerine aynı ile tayin talep ettiğini, tayin talebinin sonuçsuz bırakıldığını, ayrıca bir aylık ücretli izin hakkını kullanmak için şifahen talepte bulunduğunu, cevap alamaması üzerine yazılı olarak da bildirdiğini ancak izin hakkının da kullandırılmadığını, bu nedenlerle iş söszleşmesini haklı nedenle feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının tayin talep ettiği Bursa ilinde mevcut görevine uygun kadro boşluğu olmadığını, farklı bir görevin teklif edildiğini, ancak davacı tarafından kabul edilmediğini, davacıya yasal izinlerinin kullandırıldığını, bir aylık ücretli izin hakkının ise işyerinde yürürlükte bulunan Toplu İş Sözleşmesinden kaynaklandığını ve ancak bahse konu toplu iş sözleşmesinin yürürlükte bulunduğu dönem içinde evlenenlerin bu haktan yararlanabileceğini, dolayısıyla bir aylık izin hakkınının bulunmadığını, davacının istifa ederek işten ayrılması sebebiyle kıdem tazminatına hak kazanamadığını ileri sürerek, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının iş sözleşmesini kendisinin feshetmesi nedeni ile kıdem tazminatına hak kazanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasında davacının iş sözleşmesinin kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde sona erip ermediği uyuşmazlık konusudur.Somut olayda, 12.01.2005-14.11.2014 tarihleri arasında davalı ... nezdinde çalıştığını, eşinin tayinin Bursa’ya çıkması üzerine aynı ile tayin talep ettiğini, tayin talebinin sonuçsuz bırakıldığını, ayrıca bir aylık ücretli izin hakkını kullanmak için şifahen talepte bulunduğunu, cevap alamaması üzerine yazılı olarak bildirdiğini ancak izin hakkının da kullandırılmadığını, bu nedenlerle iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı talebinde bulunmuş; davalı ise iş sözleşmesinin istifa ile sona erdiğini, davacının kıdem tazminatına hak kazanamadığını savunmuştur. Dosyada, 14.11.2014 tarihli davacı imzasını içerir istifa dilekçesi yer almakta olup; bahse konu dilekçede, “12.01.2005 tarihinde başladığım görevimden, nakil talebime uzun süre beklememe rağmen olumlu yanıt almadığım için, eşimi ve bebeğimi daha fazla zorlmamak adına ayrılıyorum. Kullanmadığım izin haklarımın hesabıma geçirilmesini talep ediyorum. Gereğinin yapılmasını rica ederim” yazılıdır. Mahkemece, bahse konu dilekçe gözetilmek suretiyle davacının iş sözleşmesini istifa suretiyle sona erdirdiği gerekçeiyle kıdem tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Ancak dosyada yer alan, davacının imzasını içerir İşten Ayrılış Görüşme Formunda ve dava dilekçesinde, bu sebebin yanı sıra bir aylık ücretli izin hakkının talebe rağmen kullandırılmaması da işten ayrılma gerekçesi olarak belirtilmiş olup; davalı tarafından cevap dilekçesinde bu iznin kullandırılmadığı, zira bir aylık ücretli izin hakkının fesih tarihinde işyerinde yürürlükte bulunan Toplu İş Sözleşmesinden kaynaklandığı ve ancak bahse konu toplu iş sözleşmesinin yürürlükte bulunduğu dönem içinde evlenenlerin bu haktan yararlanabileceği ifade edilmiştir. Dosya kapsamında yer alan belgelere göre, davacının davalı Banka nezdinde 12.01.2005 tarihinde çalışmaya başladığı, 20.04.2005 tarihinden itibaren BANKSİS (Banka ve Sigorta İşçileri Sendikası) üyesi olduğu, 12.03.2004 imza ve 01.01.2004-31.12.2015 yürürlük tarihli Toplu İş Sözleşmesi başta olmak üzere, davacının iş sözleşmesinin sona erdiği 14.11.2014 tarihi de dahil olmak üzere işyerinde yürürlükte bulunan Toplu İş Sözleşmelerinin “Nakil ve Atamalar”a ilişkin tüm kısımlarında “... İşyerinde çalışan bayan üyenin bu Toplu İş Sözleşmesinde evlenmesi nedeniyle eşinin çalıştığı şehirde birden fazla işyeri varsa bir defaya mahsus olmak üzere atanır. Bir işyeri olması halinde, kadro müsait ise öncelikle atanır, kadro yoksa talebi halinde 1 ay ücretli, 2 ay ücretsiz verilir. ...” şeklinde düzenlemeye yer verildiği, davacının 24.09.2005 tarihinde evlendiği, davalı tarafça yapılan davacınıj bir aylık ücretli izin hakkının işyerinde fesih tarihinde yürürlükte bulunan Toplu İş Sözleşmesinden kaynaklandığı ve yalnızca bahse konu toplu iş sözleşmesinin yürürlükte bulunduğu dönem içinde evlenenlerin bu haktan yararlanabileceği yönündeki savunmasının yerinde olmadığı, zira davacının evlendiği tarih dahil olmak üzere çalıştığı dönemde işyerinde yürürlükte bulunan tüm Toplu İş Sözleşmelerinde bu yönde düzenleme olduğu, davacının bu sebeple bir aylık ücretli izin hakkına sahip olduğu, davacının Toplu İş Sözleşmesinden kaynaklanan bir aylık ücretli izin hakkının kullnadırılmamasının iş sözleşmesinin feshi için haklı sebep oluşturduğu, bu sebeple kıdem tazminatı talebine ilişkin davanın kabulü gerekirken, reddinin hatalı olduğu anlaşılmakla kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 27.11.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.