4. Hukuk Dairesi 2021/2207 E. , 2021/3174 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne birleşen davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Hükmüne uyulan bozma ilamında özetle,birleşen dava yönünden kusur oranı dikkate alınmaksızın davanın kabulüne karar verilerek gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişki yaratıldığı ve davada hükme esas alınan 06.12.2015 havale tarihli bilirkişi raporu taraflara 06.01.2016 tarihli karar celsesinde elden tebliğ edildiği, davacı vekilinin rapora karşı beyanda bulunmak üzere süre istemesine rağmen süre isteminin mahkemece reddedilmek suretiyle savunma hakkı kısıtlandığı gerekçesiyle mahkeme kararı bozulmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyulduktan sonra yapılan yargılama sonucunda benimsenen bilirkişi raporu uyarınca,davanın asıl dava yönünden davacının davasının kabulü ile, 14.000,00 TL rücuen tazminatın ödeme tarihi olan 13/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, birleşen dava yönünden davanın kısmen kabulü ile, 20.176,83 TL Rücuen tazminatın ödeme tarihi olan 24/07/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine, karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi olanağı bulunmamasına göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava sigorta şirketi tarafından sigortalısı aleyhine açılmış olan ve zorunlu trafik sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat davasıdır. Karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. Maddesinde; "(1)Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para
veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7. maddenin ikinci fıkrası, 9. maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile 10. maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.
(2)Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez." düzenlemesi yer almaktadır.
Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi 2020 yılı itibari ile yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap edilen nispi vekalet ücreti maktu vekalet ücreti 3.400,00.-TL’nin altında olmakla davalı lehine 3.400,00 TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmektedir.
Mahkemece birleşen dava yönünden kısmen kabul kararı verildiği halde kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru olmayıp bozma sebebi ise de; bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, hükmün 6100 sayılı HMK"nın geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK"nın 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,(2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile gerekçeli kararın hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak; “Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” ibaresinin yazılmasına ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 16/06/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.