19. Hukuk Dairesi 2016/8548 E. , 2017/6778 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili,taraflar arasında 10.09.2012 tarihli ham kumaş satış sözleşmesi imzalandığını, toplam değeri 118.936,40. TL. tutan kumaşların 20.09.2012-17.12.2012 tarihleri arasında davalıya teslim edildiğini, borcun bir kısmının ödenmemesi üzerine davalıya ihtarname gönderildiğini ve ödenmemesi üzerine takip açıldığını, 6102 sayılı TTK m. 23/c hükmüne göre davalının yasal süreler içinde ayıp ihbarında bulunması gerektiğini, ayrıca taraflar arasındaki sözleşmenin genel şartlar maddesinde de kumaşta iplikten veya dokumadan meydana gelen hatalı üretimlerin en geç 15 gün içinde yenisi ile değiştirileceğinin öngörüldüğünü,gerek yasal gerekse sözleşmede tanınan ek sürede bir ayıp ihbarı ya da değiştirme talebi yapılmadığını ileri sürerek davalının icra takibine haksız itirazının iptaline,takibin devamına ve %20"den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirketin ...Savunma Bakanlığı Deniz Kuvvetleri"nin ihtiyacı olan 60.000 adet şort alımı için açtığı ihaleyi kazanarak yüklenici olduğunu, şortların imalatında kullanacağı kumaşların temini için davacı şirketle anlaştığını, taraflar arasında 10.09.2012 tarihinde konu ile ilgili olarak "İmalat ve Satış Sözleşmesi" akdedildiğini,müvekkilinin bu kumaşları kullanarak ürettiği 60 000 adet şortun M.S. Bakanlığına teslim edildiğini, şortlar üzerinde Milli Savunma Bakanlığı Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Muayene Komisyon Başkanlığınca kontrol işlemi yapılarak şortlarda ayıp olduğu belirtilerek ihaleyi iptal edip şortları iade ettiğini, davalı yan iptalin nedeninin, kumaşların imalinde kullanılan bağlantı türünün taraflar arasında yapılan 10.09.2012 tarihli sözleşmeye göre AS dimi olması gerekirken 1/3 şeklinde yapılmış olduğunu, davacının sözleşmeye göre mal teslim etmek zorunda olduğundan ağır kusurlu olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda,davacının davalıya gönderdiği kumaşların %50"sinin farklı yapıda olması nedeniyle taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olmadığı, taraflar arasında akdedilen 10.09.2012 tarihli ham kumaş alım satımına dair sözleşmeye göre, davacının davalıya teslim etmeyi taahhüt ettiği ham kumaşların dokusunun 1/2 S dimi olması gerektiği halde,davacının davalıya teslim ettiği kumaşlardan üretilen şortların örgü yapısının % 50’sinin 1/2 S dimi ve yarısının ise 1/3 S dimi yapılı olduğu tespit edildiği bu haliyle davacının davalıya teslim ettiği ham kumaşların 1/2"sinin sözleşmede belirtilen vasıflara uygun olmadığı,davacı satıcının sözleşmede açıkça taahhüt ettiği vasıfları taşımadığı ve bu anlamda ayıplı olduğu, böylelikle davacının davalıya sattığı ve teslim ettiği kumaşların 1/2"sinin ayıplı olduğu ve bu sebeple davacının ayıplı malların bedelini davalıdan talep edemeyeceği, davacının malların toplam satış bedelini oluşturan 118.936,40 TL."nin 1/2’sine tekabül eden 59.468,20.- TL."yi davalıdan talep edebileceği, dolayısıyla davalının davacıya 27.022,66.- TL. tutarında ödeme yaptığı hususu davacının da kabulünde olduğundan,,18/11/2014 havale tarihli heyet raporu benimsenerek,davanın kısmen kabulüne,icra takibinin 32.445,54.-TL asıl alacak ve 97,78.TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 32.543,32 TL üzerinden devamına,32.445,54 TL asıl alacağın takip tarihi olan 22/08/2013 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, şartları oluşmadığından tarafların icra ve inkar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Mahkemece benimsenen bilirkişi raporuna göre bir kısım ham kumaşın ayıplı olduğu bu nedenle alıcının ayıplı olan kumaşların bedelinden sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle dava kısmen kabul edilmiş ancak bedel, ödenmeyen ve alıcı elinde bulunan malların iadesine karar verilmemiştir. Bu yönün gözetilmemiş olması isabetsizdir.
Diğer yandan davalı ...Ltd. Şti. tarafından davacı ile arasında mevcut 10.09.2012 tarihli sözleşmeden dolayı zarara uğradığını iddia ederek ... 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/186 esas sayılı davayı açmıştır. Her iki dava aynı sözleşmeden kaynaklandığından birleştirilerek görülmesinde usul ekonomisi açısından fayda görülmektedir. Mahkemece her iki davanın birleştirilerek taraf delilleri birlikte değerlendirilip uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harçların istek halinde iadesine, 10/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.