10. Hukuk Dairesi Esas No: 2018/3234 Karar No: 2019/1642 Karar Tarihi: 26.02.2019
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2018/3234 Esas 2019/1642 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İş Mahkemesi'nde görülen bir davanın temyiz süreci sonucunda verilen kararda, icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkin olarak davalı hakkında yapılan takipte eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulduğu belirlendi. Mahkemece, davacı kurum tarafından davalı hakkında yapılan işlemlerin netleştirilmesi gerektiği ve takibe konu dönem ve tutarları arasındaki belirgin çelişkilerin giderilmesi gerektiği belirtildi. Kararın, Hukuk Muhakemeleri Yasası'nın 294 ve 297. maddelerinde tanımlanan unsurları taşıması gerektiği ve hükümlerin açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği vurgulandı. Mahkemece yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulduğu belirtildi. Kanun madde numaraları belirtilen 5510 sayılı Kanun'un 96. maddesinin \"b\" bendi.
10. Hukuk Dairesi 2018/3234 E. , 2019/1642 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkâr tazminatı, istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle, davanın kısmen kabulüne dair karar verilmiştir. Hükmün, davacı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Mahkemelerce verilen hükümlerin Hukuk Muhakemeleri Yasasının 294 ve 297. maddelerinde tanımlanan unsurları taşıması ve “…taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi…”yönündeki hükümlerinin kararın yazımında dikkate alınması gereklidir. Eldeki davada, mahkemece davalı hakkında yapılan takipte, 5510 sayılı Yasanın 96’ncı maddesinin “b” bendi kapsamında uygulama yapılması gerektiğine dair gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de; davalı hakkında hangi dönemler bakımından borç tahakkuku yapıldığına ve hangi dönemlerin iadesi gerektiğine dair belirleme yapılmaksızın verilen kararın eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle öncelikle mahkemece davacı kurum tarafından davalı hakkında yapılan işlemlerin netleştirilmesi ile takibe konu dönem ve tutarları arasındaki belirgin çelişkilerin giderilmesi ve davalının çalışmaların geçtiği dönemle sınırlı olarak infaza elverişli şekilde bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, davacı kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 26.02.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.