Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/2069 Esas 2018/2088 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/2069
Karar No: 2018/2088
Karar Tarihi: 19.03.2018

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/2069 Esas 2018/2088 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil talebinde bulunmuş, ancak mahkeme davanın reddine karar vermiştir. Davacı vekili bu kararı temyiz etmiştir. Yapılan yargılamaya ve delillere göre temyiz itirazlarının bir kısmı yerinde görülmemiş, ancak taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi heyeti oluşturulmadan ve eksik inceleme yapılarak hüküm kurulması nedeniyle kararın bozulması gerektiği belirtilmiştir. Kanun maddeleri ise TMK'nun 2. maddesi (dürüstlük kuralı) ve 14.2.1951 gün ve 17/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı'dır.
14. Hukuk Dairesi         2016/2069 E.  ,  2018/2088 K.

    "İçtihat Metni"

    ....
    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 26.11.2014 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 18.11.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı vekili, müvekkilinin paydaşı olduğu dava konusu 12215 ada 3 parsel sayılı taşınmazda 20/10/2014 tarihli satış ile davalıya satılan payın önalım hakkı nedeniyle iptaline, davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, fiili taksim savunmasında bulunmuştur.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
    1- Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
    2- Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması T.M.K.nun 2.maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmaz. Kötü niyet iddiası 14.2.1951 gün ve 17/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
    Somut olaya gelince; mahkemece, tarım arazisi niteliğindeki taşınmazda yapılan keşifte ziraat bilirkişisi yerine, inşaat bilirkişisi dinlenmek suretiyle rapor aldırılmıştır. Fiili taksim ile ilgili dinlenen tanık beyanları ve bilirkişi raporları yeterli değildir. O halde; taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi heyeti oluşturulup yeniden taşınmaz başında keşif yapılarak ve tanıklar keşif mahallinde yeniden dinlenmek suretiyle, satış tarihinden önce davacının eylemli olarak kullandığı bir yer varsa belirlenmesi ve bilirkişiye krokide işaret ettirilmesi, yine dava dışı satıcının satış tarihinden önce eylemli olarak kullandığı bir yer varsa belirlenmesi ve krokide bilirkişiye işaret ettirilmesinden sonra taşınmazda fiili taksim olup olmadığının açıklığa kavuşturulması, sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ve araştırmayla hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/03/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.