9. Hukuk Dairesi 2015/26996 E. , 2018/23068 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilin davalıya ait akşam sanat okulu işyerinde 10.07.2009-22.02.2013 tarihleri arasında garson olarak çalıştığını, en son net 1.080,00 TL. ücret aldığını, bunun yanında yılda bir maaş tutarında ikramiye ile yakacak yardımı (bir ton) ve yemek yardımı yapıldığını, ücretlerin elden ödendiğini, işyerinde fazla mesai yapıldığını ancak fazla mesai ücreti ödenmediğini, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışmasına rağmen karşılığını alamadığını, iş akdinin haksız feshedildiğini ileri sürerek, kıdem, ihbar tazminatları ile fazla mesai ücreti, genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının güvenlik görevlisi olarak 978,63 TL. brüt ücretle ve yemek yardımı ile çalıştığını, 10 işçiden az işçi çalıştırıldığı için ücretlerin elden ödendiğini, ikramiye ve yakacak yardımı yapıldığına ilişkin kayıt bulunmadığını, kıdem tazminatı olarak net 5.188,93 TL. ödendiğini, ibraname verdiğini, fazla mesailerin ödendiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, iş akdinin davalı işveren tarafından haklı bir neden olmaksızın işyeri olan lokal ve bahçe alanının işletmesinin özel sektöre verilme kararı nedeniyle kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanacak şekilde sona erdirildiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Mahkemece hüküm fıkrasında kıdem tazminatına fesih tarihi olan 22.02.2013 tarihi yerine, 22.02.2011 tarihinden itibaren faiz yürütülmesi mahallinde düzeltilebilir maddi hataya dayandığından bozma nedeni yapılmamıştır.
2-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
3-Fazla çalışma ücretinin hesabı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Dairemizin uygulamasına göre imzalı ve tahakkuk içeren bordroların ait olduğu ayların hesaplama döneminden dışlanması gerekir. İmzasız, ancak tahakkuklu bordroların karşılığının bankaya ödenmesi halinde mahsup sistemi uygulanır.
Dosya içeriğine göre; bazı aylara ilişkin imzalı fazla mesai ücreti bordrolarında tahakkuklar bulunduğu, ayrıca bunların haricinde “fazla mesai” başlıklı ödeme belgelerinin sunulduğu görülmüştür. Mahkemece imzalı ve tahakkuk içeren bordroların ait olduğu ayların fazla mesai hesabından dışlanması, ödeme belgelerinde yer alan tutarların ise hesaplama sırasında mahsup edilmesi gerekmektedir.
Mahkemece, anılan fazla mesai ücret bordroları ile fazla mesai ödeme belgeleri dikkate alınmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, 12.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.