17. Hukuk Dairesi 2016/6110 E. , 2019/2120 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacılar vekili; davalıların sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın geri geri giderken davacıların murisi Hüseyin İdikut’a çarpması neticesinde eydana gelen trafik kazasında Hüseyin İdikut’un aracın altında kalarak vefat ettiğini,davalı sürücünün kusurlu olduğunu ve gelir durumunun yüksek olduğunu, ölüm nedeniyle davacıların destekten yoksun kaldıklarını ve manevi olarak zarar gördüklerini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davacı ... için 10.000,00 TL, çocukları ...için ayrı ayrı 10.000,00 TL olmak üzere 40.000,00 TL maddi tazminat ile davacı ... için 40.000,00 TL, ...için ayrı ayrı 40.000,00 TL olmak üzere toplam 160.000,00 TL manevi tazminatın davalı ... şirketlerinin sigorta limiti ile sorumlu olması kaydı ile olay tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini ... için 164.280,93 TL Hanife İdukut için 11.445,59 TL, ... için 14.704,74 TL olmak üzere toplam 190.431,26 TL"ye yükseltmiştir
Davalı ...Ş. vekili, görev ve yetki itirazında bulunarak kazaya karışan aracın müvekkili nezdinde trafik sigortasının olduğunu, sorumluluğun ise poliçe limiti dahilinde sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile sınırlı olduğunu, destekten yoksun kalma tazminatı için sosyal güvenlik kurumu tarafından yapılmış bir ödeme var ise düşülmesi gerektiğini, aktüerya hesabının uzmanınca yapılması gerektiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, kazanın meydana gelmesinde müvekkillerinin kusurunun olmadığını, talep edilen tazminatların fahiş olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile maddi tazminat yönünden; ... için 163.118,35 TL,... için 11.445,59 TL, ... için 13.205,46 TL, ... için 5.539,38 TL destekten yoksun kalma tazminat alacağının davalı ... şirketi yönünden dava tarihi olan 21/01/2011 tarihinden itibaren davalı ... yönünden olay tarihi olan 13/01/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, manevi tazminat yönünden; sigorta poliçesi teminatı kapsamında kalmadığından davalı ... şirketine karşı açılan manevi tazminat davasının reddine, her bir davacı için ayrı ayrı 7.500,00"er TL manevi tazminatın olay tarihi olan 13/01/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...’den tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
6098 sayılı TBK."nın 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir
edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacılar için takdir olunan manevi tazminat tutarlarının bir miktar az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
2-Mahkemece; davalılar yönünden aynı hukuki sebeple davanın reddedildiği gözetilerek, her bir davacıdan ayrı ayrı olacak şekilde davalılar yararına maddi tazminat talepleri yönünden tek vekalet ücreti, manevi tazminat talepleri yönünden tek vekalet ücreti olacak şekilde vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken manevi tazminat yönünden davalılar lehine ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi isabetli bulunmayıp bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre; Davacılar vekilinin dava dilekçesinde davalı ... şirketini poliçe limiti ile sınırlı olarak sorumlu tutmuş olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacıların, davalı ... şirketinden manevi tazminat talebi olmaması karşısında mahkemece, manevi tazminat isteminin davalı ... şirketinin poliçe teminatı kapsamında olmadığı gerekçesiyle lehine vekalet ücreti takdir edilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 26/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.