13. Hukuk Dairesi 2018/5957 E. , 2020/303 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki araç mülkiyetinin tespiti ve tescili davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı ile asli müdahale talebinde bulunanlar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde duruşmalı temyiz eden davalı vekili avukat ... ile davacı vekili avukat ..."ın gelmeleriyle duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, dava konusu ... sayılı ticari taksi plakasının mülkiyetinin alındığı tarihte yaşının yasal sınırların altında olduğunu, bu sebeple adına tescil olunamadığını, ticari taksi plakasının adına tescil edilememesi üzerine kardeşi olan davalı adına tescil olunduğunu, davalının halen ticari taksinin maliki olduğunu, daha sonra kendisine devredilmesi koşulu ile güvendiği ve aynı zamanda kardeşi olan davalı adına ticari taksi plakasının tesciline muvafakat verdiğini, davalının ticari taksi plakasında herhangi bir hakkının olmadığını, istenildiği an devretmeyi taahhüt ettiğini, bu taahhüdünü de şahitler ... Aksoy, ... ve ..."ın katılımıyla 18.01.1996 tarihinde imza altına alınan sözleşme ile kabul, ikrar ve taahhüt ettiğini, bu sözleşmenin içeriğinde Ocak 1996 tarihinde söz konusu ticari taksi plakasının mülkiyeti daha sonra kendisine verilmek üzere davalı adına tescil edildiğini, davalının ticari taksi plakası üzerinde herhangi bir hakkı olmadığını, tüm hakların kendisine ait olduğunu kayıtsız şartsız kabul ettiğini, şahitlerin de katılımı ile sözleşmenin imzalandığını, ticari taksi plakasının gerçek maliki olmasına rağmen trafikteki kayıtlardan dolayı mülkiyet hakkını kullanamadığını ileri sürerek, davalı adına kayıtlı olan ticari taksi plakasının kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile ... plakalı ticari taksi plakasının davalı adına olan kaydının iptali ile plakanın davacı adına kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ve asli müdahale talebinde bulunanlar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Asli müdahale 6100 sayılı HMK"nun 65. maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin 1. fıkrasında ""Bir yargılamanın konusu olan hak veya şey üzerinde kısmen ya da tamamen hak iddia eden üçüncü kişi, hüküm verilinceye kadar bu durumu ileri sürerek yargılamanın taraflarına karşı aynı mahkemede dava açabilir"" düzenlemesine yer verilmiştir. Maddenin 2. fıkrasında ise ""Asli müdahale davası ile asıl yargılama birlikte yürütülür ve karara bağlanır"" denilmektedir. Madde metni incelendiğinde de görüleceği üzere asli müdahalenin şartları; görülmekte olan bir davanın bulunması, asli müdahilin dava konusu olan hak veya şey üzerinde bir hak iddia etmesi, asli müdahilin üçüncü bir kişi olması ve asli müdahilin ayrı bir dava açmış olmasıdır. Asli müdahale davası açan kişinin bu dava için ayrı bir harç ödemesi gerekmektedir. Çünkü asli müdahale davası ilk davadan bağımsız ayrı bir davadır.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; ... ve ..."un 30.10.2017 havale tarihli dilekçeleri ile eldeki davaya ilişkin olarak, dava konusu araç plakası üzerinde hak sahibi olduklarını belirterek asli müdahale talebinde bulundukları, 08.11.2017 tarihinde dava harcını da yatırdıkları anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, asli müdahale talebinde bulunan ... ve ..."un müdahale talepleri kabul edilip, delilleri toplanarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, müdahale dilekçesinde davacının hasım olarak gösterilmediği şeklinde hatalı gerekçe ile müdahale talebinin reddine karar verilerek, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Kabule göre de, trafik kaydının iptali ve trafiğe tescil işlemi idari işlem niteliğinde olup, adli yargı mahkemelerince idareyi belli bir işlem yapmaya zorlayıcı şekilde karar verilmesi mümkün değildir. Mahkemece, değinilen bu yön gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi doğru görülmemiştir.
3-Bozma nedenine göre, davalı ve asli müdahale talebinden bulunanların sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenle davalı ve asli müdahale talebinden bulunanların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 2.540,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin alınan 17.931,37 TL harcın davalıya, 35,90 TL harcın Asli Müdahale Talebinde bulunanlara iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/01/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.