14. Hukuk Dairesi 2017/5161 E. , 2018/2071 K.
"İçtihat Metni"....
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 28.09.2012 gününde verilen dilekçe ile mirasçılık belgesi verilmesi talebi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 23.06.2017 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, dava dilekçesinde ada ve parselleri yazılı taşınmazların maliki-vekil edenlerinin mirasbırakanı 1896 doğumlu .....1968 yılında öldüğünü, bir kısım mirasçının mirası ..... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 8520/2012 numaralı Kararıyla reddettiğini, mirası red beyanları nazara alınarak düzenlenecek mirasçılık belgesinin taraflarına verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, ada ve parsel numaraları cevap dilekçesinde yazılı taşınmazların ... .... adına kayıtlı iken hükmen .... adına tescil edilerek, bir kısmının ihale ile satılmış olduğunu; ancak, kayıt malikinin baba adının .... veya .....i olarak belirtildiğini, mirasçılık belgesi talep edilenle farklı kişiler olduğunu açıklayarak, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, mirasbırakanın miras meselesinin 128 pay kabulüyle, 120 payının ..., 4 payının ... .... ve 4 payının ise .... .. ....’a aidiyetine ilişkin verilen karar, hükmün, davalı Hazine vekili tarafından temyizi üzerine 8. Hukuk Dairesince “...5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 50. vd. maddelerinde yabancı mahkeme kararlarının tenfizi ve tanınması düzenlenmiş bulunmaktadır. Yabancı mahkemeler tarafından verilmiş ve o devlet kanunlarınca kesinleşmiş bulunan ilamların Türkiye’de icra olunabilmesi için Türk Mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesi gerekir. Yabancı mahkeme ilamının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi ise yabancı mahkeme ilamının tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlıdır. (MÖHUK 58.m) Somut olayda, .... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin yukarıda belirtilen kararlarının tenfizi için davacı tarafa süre ve imkan verilmesi gerekirken, bu husus ikmal edilmeden hüküm kurulması doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Mirasçılık ve mirasın geçişi, murisin ölüm tarihinde yürürlükte olan yasal duruma göre belirlenir.
743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin 517. maddesinde "Mirasın ölümle açılacağı", 439. maddesinde "Birinci derecede mirasçıların müteveffanın füruu" olduğu, 439/1 maddesinde, "Muristen önce ölmüş olan çocukların yerini her derecede halefiyet yoluyla kendi altsoylarının alacağı," 444/2 maddesinde ise "Sağ kalan eşin murisin ana, baba veya bunların füruu ile birlikte mirasçı olması halinde mirastan 1/4 oranında mülkiyet ile beraber yarısının intifa payı hakkında sahip olacağı" açıklanmıştır.
Somut olayda;
1-Dosya içerisindeki nüfus kayıtlarına göre, muris ... ....’un 05.02.1968 tarihinde vefatı ile geriye mirasçı olarak çocukları .... ve ....’yu bıraktığı, oğlu ....’nun 1990 yılında bekar ve çocuksuz olarak vefat ettiği, oğlu ....’un ise 1981 yılında evli ve çocuklu vefatı ile geriye mirasçı olarak 2009 yılında vefat eden eşi ...’yı ve çocukları ... ve ...’ı bıraktığı, oğlu ....’ın da 2007 tarihinde evli ve çocuklu olarak vefatı ile geriye mirasçı olarak eşi ...., çocukları ... v....bıraktığı anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler uyarınca, murisin ölümüyle mirasın murisin kendisinden sonra ölen çocuklarının eş ve çocukları arasında paylaştırılacağı, murisin oğlu ....’a düşen 128 payın çocukları ...’ya 64, ...’a 64 payın verildiği, ...’ın ölümü ile eşi Paraskavi’ye murisin ölümü tarihinde yürürlükte olan mülga 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin 444. maddesi gereğince murisin füruu ile birlikte mirasçı olması nedeniyle mirastan 1/4 mülkiyet paya isabet eden 16 pay verilmesi gerekirken 14 pay verildiği, çocuklarına ise 24’er pay verilmesi gerekirken 25’er pay verildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece, belirtilen husus üzerinde durulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 19.03.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.