18. Hukuk Dairesi 2016/9789 E. , 2016/11530 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVACILAR : ... vd.Vek.Av....
Dava dilekçesinde, kamulaştırmasız el koyma nedenine dayalı olarak ...parsel sayılı taşınmazların bedelinin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bilgi ve belgeler okunup gereği düşünüldü:
Davacılar vekili, mülkiyeti müvekkillerine ait 717 ve 1364 parsel sayılı taşınmazların 8.000 m²lik kısmına kamulaştırmasız el konulduğunu beyanla bedelinin tahsilini istemiş; davalı idare vekili ise taşınmazların 1989 yılında kamulaştırılarak bedellerinin bankaya bloke edildiğini, kamulaştırma evrakı tebligatlarının noter vasıtasıyla 1364 parsel yönünden davacıların tamamına, 717 parsel yönünden ise davacı ...’e tebliğ edildiğini ve kamulaştırma işleminin kesinleştiğini ileri sürerek davanın reddini istemiş; mahkemece, 1364 parsel sayılı taşınmaz yönünden kamulaştırma kararının kesinleştiği gerekçesiyle davanın reddine, 717 parsel yönünden ise davacı ..."e noter tebliği yapılmış ise de diğer davacılara noter tebligatının yapılmadığı ve kamulaştırma işleminin usulüne uygun tamamlanmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
2942 Sayılı Kamulaştırma Kanununa eklenen 24.04.2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanunun geçici 1. maddesine göre, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte kamulaştırma kararı alınmış ancak henüz tebligata çıkarılmamış kamulaştırmalarda bu yasa hükümleri, diğerlerinde önceki hükümler uygulanır. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 4650 sayılı Kanun ile değişiklikten önceki 14.maddesinde “Kamulaştırılacak taşınmaz malın sahibi, zilyedi ve diğer ilgililer noter veya köy ihtiyar kurulu aracılığıyla yapılan tebligat gününden, kendilerine tebligat yapılamayanlara tebligat yerine geçmek üzere gazete ile yapılan ilan tarihinden veya köy odasına asılmak suretiyle yapılan ilan süresinin bitiminden itibaren otuz gün içinde, kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda ve takdir olunan
...
bedel ile maddî hatalara karşı da adlî yargıda dava açabilirler. İştirak veya müşterek mülkiyette paydaşların tek başına dava hakları vardır.” 18. maddesinde de “Kamulaştırılan taşınmaz malın aynı üzerindeki çekişmelerde kamulaştırmayı yapan idareye husumet düşmez. Ancak mülkiyetin kişiler arasında çekişmeli olması idare adına tescile engel değildir” 25. maddesinde ise "Hakların kullanılması ve borçların yerine getirilmesi bakımından kamulaştırma işlemi mal sahibi için 13 üncü madde uyarınca yapılan tebligatla, idare için tebligata çıkarmakla başlar." hükümleri yer almaktadır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; 1989 tarihli kamulaştırma evrakının 717 parsel yönünden davacı ...’e 21.04.1990 tarihinde bizzat tebliğ edildiği, diğer hissedarlara tebligat yapılmadığı, 1364 parsel yönünden ise taşınmazın bütün hissedarlarına noter tebligatının çıkarıldığı, hissedar davacı ...’e 18.12.1989 tarihinde bizzat, diğer hissedarların tebligatlarının ise yine davacı ...’e 18.12.1989 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Açıklanan bu maddi ve hukuki vakıalar birlikte değerlendirildiğinde somut olaya gelince;
1-Dava konusu 1364 parsel yönünden bütün hissedarlara çıkarılan noter tebligatlarının davacı ...’e yapıldığı, dava, cevap ve temyiz dilekçesinde ve dosya kapsamında yapılan bu tebligatların usulsüz veya geçersiz olduğuna ilişkin bir itiraz ileri sürülmediği, Kamulaştırma Kanununun 18. maddesine göre taşınmaz aynının ihtilaflı olması halinde, davalı idareye husumet düşmeyeceğinden ve taşınmazda kamulaştırılan kısım haricinde el koyma olmadığından, mahkemece davanın kamulaştırma bedelinin arttırılması davası olarak nitelendirilmek suretiyle tebliğ tarihinden itibaren 30 günlük dava açma süresinin-hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddi yerine kamulaştırma işlemlerinin tamamlandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru değil ise de, sonucu itibariyle doğru olan kararın gerekçesi değiştirilmek suretiyle 1364 parsel yönünden davanın reddine dair kararın ONANMASINA,
2-Dava konusu 717 parsel yönünden noter tebligatının davacı ...’e 21.04.1990 tarihinde bizzat yapıldığı; dava, cevap ve temyiz dilekçesinde ve dosya kapsamında yapılan bu tebligatın usulsüz veya geçersiz olduğuna ilişkin bir itiraz ileri sürülmediği; Kamulaştırma Kanununun 18. maddesine göre taşınmaz aynının ihtilaflı olması halinde davalı idareye husumet düşmeyeceği, 14. maddeye göre her paydaşın tek başına dava hakkının bulunduğu ve taşınmazda kamulaştırılan bölüm haricinde el koyma olmadığı gözetilerek; mahkemece, davanın kamulaştırma bedelinin arttırılması davası olarak nitelendirilmek suretiyle tebliğ tarihinden itibaren 30 günlük dava açma süresinin-hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davacı ...’in kendi payı için davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kamulaştırma işleminin usulüne uygun tamamlanmadığı gerekçesiyle bu davacının davasının kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
....
3-Kamulaştırma Kanununun 25. maddesi uyarınca, hakların kullanılması ve borçların yerine getirilmesi bakımından kamulaştırma işlemi mal sahibi için 13.madde uyarınca yapılan tebligatla başlayacağından ve dava konusu 717 parselin paydaşları ..., ... ve ... de tebligat yapılmadığı anlaşıldığından; adı geçen davacılar ..., ... (ve...kalan miras payları) ve ...’in ...kalan miras payı yönünden taşınmazın el koyulan bölümünün bedeline hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ancak;
A-2942 Sayılı Kanunun 4650 Sayılı Kanun ile değişik 11. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendi uyarınca, bilirkişi kurulu, sulu tarım arazisi niteliğindeki dava konusu taşınmazların, kamulaştırma tarihindeki mevkii ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelirini esas tutarak bedelin tespitinde etkili olacak bütün nitelik ve unsurlar ile her unsurun ayrı ayrı değerini belirtmek suretiyle, ayrıca ilgililerin de beyanını dikkate alarak düzenleyeceği gerekçeli bir değerlendirme raporunda kamulaştırma bedelini tespit etmelidir.
Dairemizce aynı bölgeden gelen ve temyiz incelemesi yapılan ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/264 Esas, 2014/352 Karar (Dairenin 2016/8797 Esas, 2016/10600 Karar) sayılı dosyasında hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda; sulu tarım arazisi için buğday (yan ürün saman), domates ve silajlık mısırın münavebeye alındığı, bu münavebe planının Dairemizce de kabul edildiği, ancak sözü edilen dosyada bilirkişi kurulunca iki yılda üç ürün veya üç yılda dört ürün alınabileceği dikkate alınarak yıllık net gelirlerinin tümü üzerinden hesaplama yapılması gerekirken, buğday %25, silajlık mısır %25, domates %50 alınmak üzere bir yılda üç ürün (buğday-silajlık mısır-domates) üzerinden değerlendirme yapıldığı izlenimi uyandıracak şekilde ve ürünlerin net gelirlerine yüzdelik oranla değer biçilerek bedel tespiti yapılmasının doğru olmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre, dava konusu taşınmazın bedel tespitinde münavebeye buğday, silajlık mısır ve domates alınması gerekirken buğday (yan ürün saman), arpa (yan ürün saman) ve kavun münavebesi uygulanmak ve iki yılda üç ürün veya üç yılda dört ürün alınabileceği dikkate alınarak yıllık net gelirlerinin tamamı üzerinden hesaplama yapılması gerekirken, buğday %40, kavun %20 ve arpa %40 alınmak üzere, bir yılda üç ürün (buğday-arpa-kavun) üzerinden değerlendirme yapıldığı izlenimi uyandıracak şekilde, ürünlerin net gelirlerine yüzdelik oranla değer biçilerek ve münavebeye alınacak ürünlerde çelişkiye düşecek şekilde bedel tespiti yapan bilirkişi kurul raporuna göre karar verilmesi,
B-Dava konusu 717 parsel sayılı taşınmazın bulunduğu yer, konumu ve bilirkişi raporunda belirtilen objektif değer artışına etki eden hususlar dikkate alındığında, %250 oranında objektif değer artışı uygulanması gerekirken %90 oranında objektif artış veren bilirkişi raporunun hükme esas alınması,
C-Dava konusu 717 parsel sayılı 15.500m² lik taşınmazın 1.109 m² sine kamulaştırılmasız el koyulduğuna göre, taşınmazın kullanım amacı, kalan bölümün yüzölçümü ve geometrik şekli dikkate alındığında kamulaştırmadan kalan bölümde bir değer kaybı olmayacağı düşünülmeden, %0,1 değer azalışı hesaplayan raporunun hükme esas alınması,
...
D)Dava konusu 717 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırmasız el koyulan ve bedeline hükmedilen 1.109 m²lik kısmının tapusunun iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 20.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.