
Esas No: 2017/24679
Karar No: 2019/21603
Karar Tarihi: 27.11.2019
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/24679 Esas 2019/21603 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin davalı adi ortaklık şeklindeki işverenler bünyesinde ... Sulama Projesi (... TİM 75 adet center pivot projesi) inşaatında 2011 yılı Mart ayından 2012 yılı Nisan ayına kadar ustabaşı olarak kesintisiz çalıştığını, iş sözleşmesinin haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini, tazminat ve ücret alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil ücreti alacaklarının davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, husumet itirazında bulunarak, dava konusu işçilik alacakları hususunda sorumluluklarının bulunmadığını, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ... İnş. Tic. ve San. A.Ş vekili, davacının 17.03.2011 tarihinde ...-... adi ortaklığının yaptığı sulama sistemi yapım işinde işe başladığını, 15.03.2012 tarihinde işten nakil sebebiyle çıktığını, akabinde 16.03.2012 tarihinde ...-... adi ortaklığının yapmış olduğu başka bir sulama sistemi işinde çalışmaya başladığını, davacının iş sözleşmesinin devamsızlık nedeniyle işveren tarafından haklı olarak feshedildiğini, davacının müvekkili firma ile diğer davalılar Doruk İnşaat ve Yüksel İnşaat firmaları ile kurulan Adi Ortaklıklar nezdinde ayrı ayrı işyerlerinde çalıştığını, bu nedenle çalışmasının sürekli olmadığını, davacının işverenlerinin farklı olduğunu belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Davalı ... İnş. Taah. San. Tic. Ltd. Şti. Vekili, davacının davalı şirketler arasında kurulan adi ortaklıklarda, farklı işyerlerinde çalıştığını, davacının çalışmasının kesintisiz olmadığını, davacının ...-... adi ortaklığının yaptığı işte çalışmakta iken nakil nedeniyle işten çıktığını, daha sonra ...-... adi ortaklığının yaptığı başka bir işte çalışmaya başlayıp devamsızlık nedeniyle iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini, adi ortaklıklar nezdinde farklı işyerlerinde, farklı işverenlerle çalışması nedeniyle davacının çalışmasının sürekli olmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Diğer davalı ... İnş. A.Ş. davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda, davalı ..."in üst işveren sıfatının bulunduğu, davalı ... İnşaat Tah. San. ve Tic. Ltd. Şti."nin son alt işveren olmadığından yalnızca kendi döneminden sorumlu olduğu, söz konusu şirketten yıllık izin alacağı ve ihbar tazminatı talep edilemeyeceği, diğer davalı şirketlerin son altişveren olduğu gerekçesiyle, ... Proje İnşaat Tah. San. Ve Tic. Ltd. Şti.yönünden davanın kısmen kabulüne, diğer davalılar yönünden ise davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davalı ... İşletmeleri Genel Müdürlüğünün dava konusu işçilik alacaklarından sorumluluğu konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.4857 sayılı Kanun"un 36. maddesinde, “Genel ve katma bütçeli dairelerle mahalli idareler veya kamu iktisadi teşebbüsleri yahut özel kanuna veya özel kanunla verilmiş yetkiye dayanılarak kurulan banka ve kuruluşlar; asıl işverenler müteahhide verdikleri her türlü bina, köprü, hat ve yol inşası gibi yapım ve onarım işlerinde çalışan işçilerden müteahhit veya taşeronlarca ücretleri ödenmeyenlerin bulunup bulunmadığının kontrolü, ya da ücreti ödenmeyen işçinin başvurusu üzerine, ücretleri ödenmeyen varsa müteahhitten veya taşeronlardan istenecek bordrolara göre bu ücretleri bunların hakedişlerinden öderler” şeklinde kurala yer verilmiştir. Bu düzenlemeye göre ihale makamı, işçi ücretlerinin ödenip ödenmediğini kontrol etmek durumundadır. Yapılacak olan kontrol ya da işçinin başvurusu üzerine ödenmeyen ücretlerin bulunduğunun tespit edilmesi halinde, belli şartlarla ihale makamının sorumluluğu söz konusu olur. İhale makamının yapmış olduğu ilan üzerine işçilerin başvuruda bulunmamış olmaları, kamu kurumunun anılan madde kapsamındaki sorumluluğunu ortadan kaldırmayacaktır. Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise, işçilerin her hak ediş dönemi için olan ücret alacaklarının üç aylık tutarından fazlası hakkında adı geçen idarelere herhangi bir sorumluluk düşmeyeceği öngörülmüştür. Maddede sözü edilen ücret her hak ediş dönemi için “son üç aylık temel ücret” olarak değerlendirilmelidir. Yine ihale makamının ihbar ve kıdem tazminatı ile kullandırılmayan izinler sebebiyle herhangi bir sorumluluğu söz konusu değildir. Yargıtayın kararlılık kazanmış olan uygulamasına göre, anahtar teslimi suretiyle ihale edilen işlerde, kamu makamlarının fazla çalışma, hafta tatili ile bayram ve genel tatili alacakları yönlerinden de sorumluluğu bulunmamaktadır.Somut olayda Mahkemece, davalı ... İşletmeleri Genel Müdürlüğü ile davalı şirketler arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunduğu kabul edilmiş ise de, davalılardan Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğünün ihale makamı olarak ihale ettiği ...Tarım İşletmesi Müdürlüğüne 75 adet center pivot sulama sisteminin elektromotopompları ile birlikte yapım işinin diğer davalı ... İnşaat Tah. San. Ve Tic. Ltd. Şti. ile ...İnş. Tic. ve San. A.Ş. şirketlerinden oluşan adi ortaklığa verildiği, yine 121 adet center pivot sulama sistemi yapım işi ile 157 adet center pivot sulama sistemi yapım işinin de diğer davalı ... İnş. Tic. ve San. A.Ş. ile ... İnş. A.Ş. şirketlerinden oluşan adi ortaklığa verildiği, sözleşme ve kayıtlar incelendiğinde işin bütün olarak anahtar teslimi şeklinde ihale edildiği, işin anahtar teslimi götürü bedel usulü ile ihalesi halinde taşeron ile ihale makamı arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi ve buna dayalı sorumluluk oluşmayacağı, dolayısıyla davalılardan Tarım İşletme Genel Müdürlüğü açısından diğer davalılar ile arasında asıl işveren - alt işveren ilişkisi bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda, mahkemece davalı ... İşletmeleri Genel Müdürlüğü yönünden davanın husumetten reddine karar verilmesi gerekirken yasal düzenlemelere aykırı olarak davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisinin bulunduğunun kabul edilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Diğer davalı şirketlerin sorumluluğu yönünden ise, davalı şirketlerce her ne kadar farklı ihaleler kapsamında iş üstlenilmiş ise de, davacının davalılardan ... İnş. Tic. ve San. A.Ş. ile ... İnş. A.Ş. şirketlerinden oluşan iş ortaklığına ait işyerine naklen geldiği taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir. Bu durumda her ne kadar yazılı bir devir sözleşmesi bulunmamakta ise de 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 429. maddesi anlamında bir iş sözleşmesinin devrinin bulunduğunun kabulü gerekir. Hal böyle olunca dava konusu tazminat ve alacaklardan iş sözleşmesini bütün hak ve borçlarıyla devralan ... İnş. Tic. ve San. A.Ş. ile ... İnş. A.Ş."nin sorumlu tutulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
4-Taraflar arasında davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı, hafta tatili ile genel tatil günlerinde çalışıp çalışmadığı hususu da diğer bir uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen alacakların ödendiği varsayılır.Söz konusu alacaklara dair iddianın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, talep edilen ihtilaf konusu işçilik alacaklarının bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma yapıp yapmadığı araştırılmalıdır.Aynı ispat kuralları hafta tatili ile genel tatil ücreti alacağı için de geçerlidir.
Somut uyuşmazlıkta, davacının fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil ücreti talepleri davacı tanık anlatımlarına göre hesaplanıp hüküm altına alınmıştır. Buna göre davacının haftada 10,5 saat fazla çalışma yaptığı, ramazan ayında ise haftada 9 saat fazla çalışma yaptığı, ramazan ayı dışında hafta tatili günlerinde ve dini bayramların birinci günü dışındaki ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı kabul edilmiştir. Ne var ki, davacı tanıklarının da davalı aleyhine aynı nedenle açtıkları davaları bulunmakta olup bir başka deyişle davacı tanıkları davalı işverenle husumetlidir. Şu halde, başka delillerle desteklenmeden tek başına husumetli tanık anlatımına itibar edilmesi mümkün değildir. Dosya kapsamında dinlenen davalı tanığının ifadesinde; şantiyenin mesai saatlerinin 08.00-16.00 arası olduğunu, haftanın 5 günü çalışıldığını, hafta içi fazla mesai yapılmadığını, hafta sonları işin durumuna göre eğer çalışılması gerekirse bir gün önceden kimin gelmesi mesai yapması gerekiyorsa liste halinde çalışanlara ilan edildiğini, listede adı olan personelin cumartesi günleri normal mesai saatlerinde 08.00-16.00 arasında mesai yapıldığını, fazla çalışma yapıldığı zamanlarda genelde mesai yapan kişinin isteğine göre hafta içi bir gün izin kullanıldığını, parasını isteyenlere ise bordro da belirtilerek mesai ücretinin banka hesabına yatırıldığını, bunun dışındaki hallerde cumartesi ve pazar günleri ile hafta içi akşamları çalışmanın olmadığını beyan ettiği, yine dosya kapsamında mevcut olan ücret bordrolarının bir kısmında fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti tahakkuklarının bulunduğu görülmektedir. Bu durumda, davacı tanıklarının husumetli olduğu gerçeği karşısında, davalı tanığının anlatımı ile ücret bordroları ve banka kayıtlarına göre davalı işyerinde fazla çalışma yapılmadığı, istisnai olarak yapılan çalışmalarının ise ödendiği anlaşılmaktadır. Hal böyle iken davacının fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil günlerinde çalışma iddiasını ispatlayamadığı göz önüne alınarak fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ve ulusal bayram genel tatil ücreti taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile bu taleplerin kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
5-Belirtilmesi gereken diğer bir hususta, ... Tarım İşletmesi Müdürlüğünün tüzel kişiliği bulunmadığından husumetin Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğüne yöneltilmesi ve karar başlığında Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü yazılması gerekirken, ... hasım gösterilerek sonuca gidilmesi hatalı ise de dava ve duruşmalara Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü vekilinin katıldığı anlaşılmakla taraf teşkili sağlandığından bahsi geçen husus mahallinde düzeltilebilir maddi hata kabul edilerek bozma nedeni yapılmamıştır.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 27.11.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.