(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi 2016/7690 E. , 2016/7240 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali-tazminat davasına dair kararın temyiz incelemesi duruşmalı olarak davacı-karşı davalı ve davalı-karşı davacı tarafından süresi içinde istenilmekle gün tayin edilerek taraflara gönderilen davetiyelerin tebliğ edilmesi üzerine belli günde davalı-karşı davacı vekili Av.... ile temyiz eden davacı-karşı davalı vekili Av. ... geldiler. Hazır bulunanların sözlü beyanları dinlendikten sonra, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Asıl dava; depozito bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali, karşı dava hor kullanma tazminatı, birleşen dava hor kullanma tazminatı ve tamir süresi kira bedelinin tahsili istemlerine ilişkindir. Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı-karşı davalı ve davalı- karşı davacı kiracı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Asıl davada, davacı-karşı davalı kiracı vekili dava dilekçesinde, kira sözleşmesi yasal süresinde feshedilerek taşınmaz hasarsız olarak tahliye edildiği halde 20.000 USD depozito bedelinin iade edilmediğini, bu nedenle başlatılan takibe haksız olarak itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiş, davalı-karşı davacı vekili ise davanın reddini savunmuştur.
Karşı davada, davalı vekili dava dilekçesinde, müvekkiline ait taşınmazın 1, 2, 3, 4. katlarının birlikte 01.11.2008 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile 5 yıl süre ile davacıya kiralandığını, davacının süre sona ermeden sözleşmeyi feshettiğini ve kiralananı tahliye ettiğini, taşınmaz tahliye edildikten sonra 25.01.2011 tarihinde yaptırılan tespit sonucunda taşınmazın hasarlı olduğunun belirlendiğini belirterek kiralanana verilen zarardan depozitonun mahsubu ile kalan kısım için şimdilik 17.000 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada, kiraya veren davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkiline ait taşınmazın zemin katının 01.06.2009 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile 5 yıl süre ile davalıya kiralandığını, davalının süre sona ermeden sözleşmeyi feshederek kiralananı tahliye ettiğini, taşınmaz tahliye edildikten sonra yaptırılan tespit sonucunda taşınmazın hasarlı olduğunun belirlendiğini belirterek kiralanana verilen zarar ve tamir süresi kira bedeli 18.000 TL ve tespit masrafı 630 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Karşı ve birleşen davada davalı vekili, alacağın zaman aşımına uğradığını, taşınmaza hiçbir zarar verilmediği gibi taşınmazın özenle tahliye edildiğini ve kiralananın hasarsız olarak teslim edildiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
1-Asıl davada, davalının temyiz itirazlarının incelenmesinde; Davaya dayanak yapılan ve hükme esas alınan 01.11.2008 ve 01.06.2009 başlangıç tarihli ve 5 yıl süreli kira sözleşmeleri konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır.Kira sözleşmesinin 7.maddesinde “ kiracı mal sahibine, her türlü zarar, ziyan ve olabilecek borçlara karşılık 20.000 dolar tutarında depozite bırakmıştır. Tahliyede ve tesbite herhangi bir zarar, zîyan ve borç varsa bu teminattan kesilecek. yok ise kiracıya aynen iletilecektir." 9. Maddesinde "kiracı kiralanana verebileceği her türlü hasarı, ihbarı halinde, kira akdi içinde, tahliye halinde ise, yeniden kiralanan kadar geçecek süre içinde gidermek veya tazmin etmek zorundadır" hükümleri kararlaştırılmıştır. Davacı kiracının kiraya verene verdiği depozito bedeli ancak kiralananın ve kiralanan ile birlikte teslim edilen menkullerin tahliye tarihinde tam ve sağlam olarak kiraya verene teslimi halinde mümkündür. Davacı-karşı davalı kiracı tarafından kira sözleşmesi ile kiraya verene verilen depozitonun iadesi istenmiş ise de, mahkemece kiralananda kiracı tarafından verilen hasar bulunması karşısında depozitonun iade şartlarının oluşup oluşmadığı üzerinde durulup takas mahsup talebi değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
2- Davacı-karşı davalının Birleşen dava ve asıl davadaki karşı davaya yönelik temyiz itirazlarına gelince;
HMK.nun 297/2.maddesi gereğince hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenilen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Öte yandan davaların birleştirilmesi durumunda da, asıl ve birleşen davaların birbirinden bağımsız, müstakil davalar olması nedeniyle, asıl ve birleştirilen dava dosyasının tarafları, iddia, savunma özeti delilleri kararda belirtilip, değerlendirilip, asıl ve birleşen dava için kararda ayrı ayrı hüküm kurulması, her bir dava yönünden kurulan hükümde de o dava ile ilgili yargılama gideri ve vekalet ücretinin ayrı ayrı gösterilmesi gerekir.
Somut olayda birleşen davada davacı kiraya veren tarafından zemin kata ilişkin hasar bedeli ile tamir süresi kira bedeli talep edildiği, asıl davadaki karşı davada ise 1, 2, 3, 4 katlara ilişkin hasar bedelinden depozitonun mahsubu sonucu 17.000 TL bedelin tahsiline ilişkin davalar konusunda ayrı ayrı hüküm kurularak ve yargılama gideri ve vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi yukarıda açıklandığı üzere HMK.nun 297/2. maddesine uygun olmadığından doğru değildir.
Kabule göre de; 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 3708 sayılı Kanun’la değişik 56/b maddesinde, “Üniversiteler ve ileri teknoloji enstitüleri genel bütçeye dahil kamu kurum ve kuruluşlarına tanınan mali muafiyetler istisnalar ve diğer mali kolaylıklardan aynen yararlanırlar.”, aynı Kanun’un Ek 7’nci maddesinde de, “Vakıflarca kurulacak yükseköğretim kurumları, bu Kanun’un 56’ncı maddesinde yer alan mali kolaylıklardan, muafiyetlerden ve istisnalardan aynen istifade ederler ve bunlar emlak vergisinden muaf
tutulurlar.” hükmü yer almaktadır. Bu nedenle davacı-karşı davalı vakıf üniversitesinin 492 Sayılı Harçlar Kanun"unun 13/j-23 maddelerinden muaf olduğu halde üniversitenin harçla sorumlu tutulması da isabetsizdir.
Hükmün bu sebeplerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 ve 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca asıl dava, karşı dava ve birleşen davaya yönelik hükmün BOZULMASINA, bozma nedenlerine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, Yargıtay duruşması için kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına takdir olunan 1.350.-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine keza kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına takdir olunan 1.350 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 06.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.