11. Ceza Dairesi 2017/3572 E. , 2018/1263 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanunun Muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet
1- 2006 ve 2007 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek suçlarından açılan kamu davasında, sanık ... hakkında usulüne uygun olarak verilmiş kovuşturma şartı olan mütalaanın bulunmadığının anlaşılması karşısında; 5271 sayılı CMK"nın 223/8. madde ve fıkrası gereğince öncelikle durma kararı verilip, 213 sayılı VUK"nın 367. maddesi gereğince mütalaa verilip verilmeyeceği sorularak, sonucuna göre hüküm verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2- Sahte fatura düzenlemek suçunun maddi konusunun fatura olması, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ""Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanunun Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır."" şeklindeki düzenlemeye göre de faturaların Vergi Usul Kanunu’nun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi karşısında; 2006 ve 2007 takvim yılları için kanaat oluşturacak sayıda fatura aslı ya da onaylı suretinin temin edilip dosya arasına konulması ve yasada öngörülen zorunlu bilgileri içerip içermediğinin incelenmesi, sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
3- Sanıklar ... ve ...’in, şirketin faaliyetleri ile ilgilenmediklerini, şirket ile ilgili tüm sorumluluk ve yetkinin sanık ...’e ait olduğunu savunmaları, sanık ...’in de bu savunmaları doğrulaması; ... Ltd. Şti. hakkında düzenlenen vergi suçu raporunun dosya arasında bulunmadığının anlaşılması karşısında; şirket hakkında düzenlenen vergi suçu raporunun aslı veya onaylı sureti getirtilip dosya arasına alınması; 2006 ve 2007 takvim yıllarında düzenlenen sahte faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişiler tanık sıfatıyla dinlenerek sanıklar... ve ...’yi tanıyıp tanımadıklarının, suça konu faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak ve kimden aldıklarının sorulması; faturalardaki imza ve yazıların sanıklar... ve ...’ye aidiyeti hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması, sanıklar... ve ...’nin sahte fatura düzenlemek suçuna iştirak ettiğine dair delillerin karar yerinde gösterilip tartışılması ve sonucuna göre sanıklar... ve ...’nin hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hükümler kurulması,
4- Kabule göre de;
a) Sahte fatura düzenlemek suçlarında her takvim yılında işlenen suçların birbirinden ayrı ve bağımsız suçları oluşturduğu, ancak aynı takvim yılı içerisinde farklı zamanlarda düzenlenen sahte fatura eylemlerinin bir bütün halinde zincirleme sahte fatura düzenleme suçunu oluşturacağı, suç tarihinin de son faturanın düzenlendiği tarihe göre belirleneceği cihetle; somut olayda sanıklar hakkında, “2006 ve 2007 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek” suçlarından kamu davası açıldığı, her takvim yılındaki eylemlerin ayrı ayrı zincirleme biçimde işlenmiş suçları oluşturduğu gözetilmeden, zincirleme suç hükümleri uygulanmadan ve hangi takvim yılından hüküm kurulduğu belirtilmeden tek hüküm kurulması,
b) 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafii ile sanıklar ... ve ...’in temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aleyhe temyiz bulunmadığından CMUK’nın326/son maddesi gereğince sonuç ceza yönünden kazanılmış hakların saklı tutulmasına, 2 numaralı bozma gerekçesine göre bozmanın, haklarındaki hükümler temyiz edilmeyen diğer sanıklar ... ve ...’a CMUK"nın 325. maddesi gereğince SİRAYET ettirilmesine, 15.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.