18. Hukuk Dairesi 2016/9896 E. , 2016/11521 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Vek.Av...
Davacı vekili dava dilekçesinde, itirazın iptalini istemiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bilgi ve belgeler okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekilleri dava dilekçesinde, aidat alacaklarının tahsili için başlattıkları icra takibine davalı borçlu tarafından yapılan haksız itirazın iptali ile takibin devamına, haksız ve kötü niyetli itiraz nedeni ile alacağın %40"dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiş; mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kabul ve ret miktarları üzerinden taraflar hakkında ayrı ayrı icra inkar tazminatına karar verilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1-Dosyadaki bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporunun incelenmesinden; dava konusu 2003 ve 2004 yılı aidat alacaklarının tahsiline yönelik davacı tarafından icra takibi yapıldığı ve mükerrer tahsilat olacağı gerekçesi ile bu yıllara ilişkin aidatlar yönünden davanın reddine karar verilmiş ise de, mahkemece bu yıllara ilişkin aidatların tahsiline yönelik icra takip dosyası getirtilerek derdest olup olmadığı, aidat alacaklarının tahsil edilip edilmediği araştırılıp, davalının zamanaşımı itirazı da dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK na göre değerlendirilerek, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, 2003-2004 yıllarına ilişkin aidat alacaklarının mükerrer tahsil oluşturacağını belirten rapora göre karar verilmesi,
2-Birden fazla ada ve parsel üzerinde kurulu bulunan sitenin ortak gider alacağının tahsiline ilişkin davada, 5711 Sayılı Kanunun 22. maddesi ile Kat Mülkiyeti Kanununun 66. ve devamı maddelerinde düzenlenen Toplu Yapılara İlişkin Özel Hükümler uyarınca, sitede henüz toplu yapı yönetimine geçilmediğinden uyuşmazlıkta Kat Mülkiyeti Kanununun hükümleri değil genel hükümlerin uygulanması gerekmektedir.
...
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 120.maddesinin 1.fıkrasında “Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir.” 2. fıkrasında ise “Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz” hükümleri, 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü Ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 7. maddesinin 1. fıkrasında ise “Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlâka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76 ncı, faize ilişkin 88 inci, temerrüt faizine ilişkin 120 nci ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138 inci maddesi, görülmekte olan davalarda da uygulanır” hükümleri düzenlenmiştir.
Açıklanan yasal düzenlemeler gereği, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 120. maddesine göre temerrüt/gecikme faizinin hesaplanması gerekirken, Kat Mülkiyeti Kanununun 20.maddesi gereğince aylık %5 gecikme tazminatı hesaplayan rapora göre hüküm kurulması,
3-2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 67/2. maddesinde borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlunun, takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklının diğer tarafın talebi üzerine tazminata mahkum edileceği düzenlenmiş olup, davacının tazminata mahkum edilebilmesi için haksız ve kötüniyetli olduğunun dosya kapsamı ile tespit edilmesi gerekmektedir. Dosya içeriğinde bu yönde bir bilgi bulunmadığı gibi, sırf aidat alacaklarının tahsiline yönelik takip nedeniyle de haksız ve kötüniyetli sayılamayacağından, davacının tazminata mahkum edilmemesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 20.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.