12. Hukuk Dairesi Esas No: 2007/2475 Karar No: 2007/3321 Karar Tarihi: 27.02.2007
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2007/2475 Esas 2007/3321 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2007/2475 E. , 2007/3321 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara 7. İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 12/05/2006 NUMARASI : 2005/962-365
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı vekili tarafından kira sözleşmesine dayalı olarak icra takibine başlandığı, borçluya örnek 51 nolu tahliye ihtarlı ödeme emrinin tebliğ edildiği, tebliğ tarihine göre yasal sürede itiraz edilmemesi üzerine borçlunun açtığı dava sonucu Ankara 7.İcra Mahkemesi’nin 2005/486-603 sayılı, 19.07.2005 tarihli kararı ile borçlunun temerrüt sebebiyle tahliyesine karar verildiği ve tahliye kararının icra müdürlüğünce 25.08.2005 tarihinde infaz edilerek taşınmazın alacaklı vekiline teslim edildiği anlaşılmaktadır. Borçlu vekilinin ise, 01.09.2005 tarihinde İcra Mahkemesine başvurarak ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu belirterek, usulsüz tebliğ işleminin ve buna bağlı olarak tahliyenin infazına yönelik memurluk işleminin iptal edilerek, eski hale getirilmesi talebine yönelik olduğu, İcra Mahkemesince, Ankara 7.İcra Mahkemesi’nin 2005/486-603 sayılı, 19.07.2005 tarihli kararının Yargıtay’ca bozulduğu ve tahliye işleminin konusuz kaldığından bahisle, memurluğun 25.08.2005 tarihli tahliye işleminin iptaline karar verildiği görülmüştür. İİK’nun 366/son maddesinde (bozma kararı üzerine icra ve iflas işlerinde 40. madde hükmü kıyasen uygulanır) düzenlemesine yer verilmiş; İİK’nun 40/2. maddesinde ise, icra edilen ilam hükmünün bozulması halinde ödeme yapan kişinin borçlu olmadığının (kesinleşen bir ilamla) belirlenmesinden sonra ancak, infazın eski hale iade edilebileceği açıklanmıştır. Bu nedenle borçlunun icranın iadesini isteyebilmesi için (İİK.nun 40/2. maddesi gereğince) bozmadan sonra verilecek hükmün kesinleşmesi zorunludur. Somut olayda, infaz edildikten sonra tahliye ilamı bozulmuş olmakla, bozmadan sonra tahliye talebinin reddine dair Mahkemece verilmiş ve kesinleşmiş bir ilam sunulmadığına göre tahliye işlemine ilişkin icranın iadesi şartları bulunmamaktadır. O halde Mahkemece, borçlunun tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayetinin esasının incelenerek, tebliğ işleminin usulüne uygun yapılmadığının belirlenmesi halinde, 7201 Sayılı Tebligat Kanunun 32. maddesi gereğince tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılacağından ve muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunacağından tebliğ tarihinin düzeltilmesi ile yetinilmesi gerekirken tahliye ilamının bozulduğu gerekçesi ile tahliye işleminin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 27.02.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.