Esas No: 2020/2830
Karar No: 2022/5385
Karar Tarihi: 09.05.2022
Danıştay 6. Daire 2020/2830 Esas 2022/5385 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2020/2830 E. , 2022/5385 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2020/2830
Karar No : 2022/5385
DAVACI : ...Mimarlar Odası (...Şubesi)
VEKİLİ : Av. ...
DAVALILAR : 1- ...Bakanlığı Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ...
2- .../ ...
VEKİLİ : Av. ...
DAVANIN KONUSU : Nevşehir ili, Gülşehir ilçesi, ...Mahallesi, ...ada, ...sayılı parsele ilişkin Hazine ve Maliye Bakanlığı Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından hazırlanan ve ...tarih ve ...sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı ile onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliği ve 1/1.000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin iptali istenilmektedir.
DAVACININ İDDİALARI: Davacı tarafından, imar planında “resmi kurum alanı” kullanımında kalan parselin dava konusu değişiklik ile bu kullanımın “konut+ticaret alanı” olarak değiştirildiği, plan değişikliğinin “parsele özel” ve “yoğunluk arttırıcı” nitelik taşıdığından mevzuata ve kamu yararına aykırı olduğu ve bilimsel teknik bir gerekçeye dayanmadığı, dava konusu işlem ile yapı ve nüfus yoğunluğunun arttırıldığı, buna ilişkin alanda oluşacak yaya ve trafik yoğunluğuna ilişkin herhangi bir çalışma bulunmadığı, yoğunluk artışı için gerekli yeşil alan, sosyokültürel altyapı standardının oluşmasına yönelik bir karar getirilmediği, sosyal donatı dengesinin bozulduğu, plan değişikliği ile doğabilecek altyapı sorunlarına yönelik herhangi bir öneri getirilmediği, plan değişiklikleri ile yapı ve kullanıcı yoğunluğunun arttırılması, yoğunluk ve kullanım değişikliğinin çevre fonksiyonlarla ilişkisi ve etkisi, teknik altyapı sorunlarına neden olabilecek bir uygulama olduğu, kent bütünü ölçeğinde gerekli ve yeterli analizler yapılmadan gerçekleştirilen parçacı plan uygulamalarının nüfus-işgücü ve yoğunluk dengelerine zarar vererek kentsel ve bölgesel anlamda telafisi güç sonuçlar doğurduğu, yapılaşma koşulları, kullanım kararı değişikliğine ilişkin bilimsel ve çevresel etüde dayalı bir gerekçe bulunmadığı, yeni kullanımın çevreyle kurduğu ilişki, yakın çevresindeki ulaşım-dolaşım sistemine etkileri, kent bütününe etkisi ve zorunlu altyapı alanlarının dağılımına etkileri gibi zorunlu teknik değerlendirmelerin yapılmadığı, kamusal kullanım için ayrılmış olan “resmi kurum alanının” dava konusu plan değişikliği ile kaldırılmışken, eşdeğer bir alan ayrılmadığı, Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 26. maddesinin 7. bendi uyarınca yoğunluk arttıran veya kentsel ulaşım sistemini etkileyen plan değişikliklerinde kentsel teknik altyapıya olan etkilerin belirlenmesi ve gerekli önlemlerin alınması amacıyla ayrıca kentsel teknik altyapı etki değerlendirmesi raporu hazırlanması veya hazırlatılması gerektiği, dava konusu plan değişikliğinde bu gerekliliğin de gözardı edildiği ileri sürülmektedir.
DAVALININ SAVUNMASI : Davalı tarafından, planlama alanının 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planında “kentsel yerleşik alan” kullanımında kaldığı, alanda 1/25.000 ve 1/5000 ölçekli nazım imar planlarının bulunmadığı, dava konusu parselin 1/1000 ölçekli uygulama imar planında “Şeker Fabrikası Bölge Şefliği ve Yol” olarak planlı olduğu, parselin ilçe merkezinde Kızılırmak Caddesi’ne cepheli olup, atıl durumda bulunan taşınmazlardan olduğu, kamu kaynaklarının etkin ve verimli kullanılması bağlamında parsele imar planı yapılması gereksinimi doğduğu, bu doğrultuda bölgenin ihtiyaçları ve çevrede yer alan kullanımlar irdelenerek söz konusu parselde “ticaret+konut alanı (E: 1.70, Yençok: 4 Kat) ve yol” kullanım kararı getiren 1/5000 ve 1/1000 ölçekli ,imar planı değişiklikleri yapılarak bu değişikliklerin ...tarih ve ...sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı ile onaylandığı, parselin sosyal ve teknik altyapı alanı olarak onaylandığı bir planın bulunmadığı, Şeker Fabrikası Bölge Şefliği kullanımının geçen süre içinde ihtiyaç kalmadığı tespit edildiğinden, anılan imar planı değişikliğinin Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 26. maddesinde yer alan hükme tabii olmadığı, ilçenin merkezi bir konumunda bulunan taşınmazın ihtiyaç fazlası olarak tespit edilmesi ve atıl halde bulunan kamu kaynaklarının etkin ve verimli değerlendirilmesi amacının, parsele ilişkin imar planı yapılması için nesnel bir gerekçe olduğu, parselin merkezi bir konumda bulunması, ulaşılabilirliğinin yüksek olması ve ticari açıdan çok hareketli bir bölgede bulunması sebepleriyle ticaret-konut alanı olarak planlanmasının öngörüldüğü, dolayısıyla parsele özel bir yaklaşımla hareket edilmediği, çevre imar bütünlüğünün göz önünde bulundurulduğu, mevcut yapılaşma ve kullanımların tespit edildiği, ulaşılabilirliği ile güçlü bir notkada yer aldığı gibi hususlar dikkate alınarak çevreye uygun bütüncül bir planlama anlayışının benimsendiği, bitişiğinde yer alan ...sayılı parselin ticaret-konut alanı ve E: 1.70, Yençok: 4 kat olarak planlandığı, parselin komşu olduğu ...ve ...sayılı parsellerde eğitim kullanımlarının yer aldığı, yol boyunca oto kiralama, restoran, market, eczane gibi ticari kullanımların yer aldığı, davaya konu plan kararı ile yaklaşık 25 kişilik bir ek nüfus getirileceği, bahse konu plan değişikliği ile alanda oluşan nüfus artışının çevresel problemler yaratmayacağı, donatı dengesini olumsuz etkilemeyeceği ve çevre-imar bütünlüğünü bozacak nitelikte olmayacağı, altyapı etki değerlendirmesi raporu hazırlanması ve analizi yapılmasına gerek görülmediği, yapılan imar planı değişikliğinin bölgede yoğunluk arttıran veya kentsel ulaşımı etkileyen bir değişiklik olmadığı, değişikliğin jeolojik yapısıyla ilgili detaylı incelemelerin yapıldığı belirtilerek dava konusu plan değişikliklerinde hukuka aykırılık bulunmadığı savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ... DÜŞÜNCESİ: Dava, Nevşehir ili, Gülşehir ilçesi, ...Mahallesi, ...ada, ...sayılı parsele ilişkin Hazine ve Maliye Bakanlığı Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından hazırlanan ve 02.01.2020 tarih ve 1990 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı ile onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliği ve 1/1.000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin iptali istemiyle açılmıştır.
Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 24.maddesinin 9.fıkrasında "(9) Nazım imar planlarında karma kullanım olarak belirlenen fonksiyonların, uygulama imar planlarında ayrıştırılması esastır." düzenlemesine, 26.maddesinde de, "İmar planı değişikliği; plan ana kararlarını, sürekliliğini, bütünlüğünü, sosyal ve teknik altyapı dengesini bozmayacak nitelikte, kamu yararıamaçlı, teknik ve nesnel gerekçelere dayanılarak yapılır.
Kat adedi veya bina yüksekliğini artıran imar planı değişiklikleri, yörenin yerleşim özellikleri, dokusu ve kimliği dikkate alınmak suretiyle, şehrin veya alanın yakın çevresinin silüeti, yapıların güneşe göre cephesi ve yönlenmesi özelliklerini olumsuz yönde etkilememesi esas alınarak yapılır.
İmar planında verilmiş olan inşaat emsalinin, kat adedinin, ifraz şartlarının değiştirilmesi sonucu nüfus yoğunluğunun artırılmasına dair imar planı değişikliklerinde:
a) Artan nüfusun ihtiyacı olan sosyal ve teknik altyapı alanları standartlara uygun olarak plan değişikliğine konu alana hizmet vermek üzere ayrılır.
b) Nüfus yoğunluğuna bağlı olmaksızın, kat adedinin artırılmasının istenmesi durumunda; önerilecek kat adetlerinin tayininde aşağıdaki formüle göre bulunacak bütün yollardaki karşılıklı bina cepheleriarasındakiasgari uzaklık sağlanacaktır.
K = [(Y1 + Y2)/2] + 7,00 m
Yukarıdaki formülde;
K = Karşılıklı bina cepheleriarasındakimesafe (metre),
Y1 = Yolun bir cephesine önerilecek yapının yüksekliği,
Y2 = Yolun diğer cephesinde önerilecek yapının yüksekliğini, ifade eder.
c) Parsellerin birleştirilmesi ve yapı düzeni değişikliği içeren, kat adedinin artırılmasına yönelik uygulama imar planı değişikliklerinde de yukarıdaki formüle uyulması esastır.
Yoğunluk artıran veya kentsel ulaşım sistemini etkileyen imar plan değişikliklerinde, kentsel teknik altyapıya yönelik etkilerin belirlenmesi ve gerekli önlemlerin alınmasıamacıyla ayrıca kentsel teknik altyapıetki değerlendirmesi raporu,analizi hazırlanır veya hazırlatılır.
" düzenlemelerine yer verilmiştir.
Yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda; "ticaret-konut alanında olabilecek kullanımların sayıldığı plan notunun, barındırdığı genellik düzeyi ve kesin biçimde kulanım kararının belirlenmemiş olması nedeniyle planların kademeli birlikteliği esasına aykırılık taşıdığı, benzer şekilde 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinde önerilen kullanım kararının içerdiği geniş tanımların uygulamayı yönlendirmediği için bu ölçeğin işlevinin yerine getirilememesi anlamına geldiği ve bu nedenle planlama esas ve ilkelerine aykırılık taşıdığı, davaya konu taşınmaz açısından fonksiyon değişikliğine yönelik plan değişikliği işlemi yapılmasının gerekçesi bulunmadığı, sosyal donatı alanına ilişkin olarak taşınmazın içinde bulunduğu mahalle ve/veya yerleşim kapsamında hem mevcut duruma ilişkin olarak hem de ilave oluşacak nüfus dikkate alınarak herhangi bir değerlendirmenin veya standartlara ilişkin hesaplama ve irdelemenin yapılmamış olmasının ve plan açıklama raporunda bulunmamasının davaya konu işlemin önemli bir eksikliği olduğu ve planlama esasları ile Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğine aykırı olduğu, benzer şekilde davaya konu taşınmazda konut yerine alışveriş merkezi türünden bir kullanımın veya eğitim, sağlık tesisi kullanımlarının olması durumunda ana caddedeki trafik etkileri ile buna benzer diğer teknik altyapı etkilerine yönelik olarak da bir irdeleme ve değerlendirme bulunmadığı, bunun da planlama esasları ve Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği kapsamında önemli bir eksiklik olduğu, davaya konu plan değişikliği işlemiyle getirilen yapılaşma koşulları ve konut ya da ticaret biçimindeki kullanım kararının çevre ve imar bütünlüğüne aykırılık taşımadığı, ancak davaya konu plan işleminde “ticaret-konut” kullanımı altında sayılan fonksiyonların bazılarının yerseçimi açısından uygun olmadığı, önemli trafik ve erişim etkileri yaratabileceği, aynı kullanım kararı içinde birbirinden çok farklı fonksiyonların tanımlanmasının sorun olarak görülebileceği, bazı fonksiyonlar açısından yerseçimi olarak bu taşınmazın uygun olduğu, bazı fonksiyonlar açısından doğru bir yerseçimi olmadığı" görüş ve kanaatlerine yer verilmiştir.
Dosyanın ve yukarıda yer verilen bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinden, aynı plan notlarına sahip dava konusu 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliklerinin Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 24 ve 26.maddesinde öngörülen şekilde hazırlanmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu imar planı değişikliklerinin iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI ...DÜŞÜNCESİ: Dava, Nevşehir ili, Gülşehir ilçesi, ...Mahallesi, ...ada, ...sayılı parsele ilişkin Hazine ve Maliye Bakanlığı Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından hazırlanan ve 02.01.2020 tarih ve 1990 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı ile onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1.000 ölçekli uygulama imar planı değişikliklerinin iptali istemiyle açılmıştır.
3194 sayılı İmar Kanun'un 5. maddesinin dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan halinde, nazım imar planı; varsa bölge veya çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, detaylı bir raporla açıklanan ve raporuyla beraber bütün olan plan olarak, uygulama imar planı ise; tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan olarak tanımlanmıştır. Anılan Kanun'un 6.maddesinin dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan halinde, planlar kapsadıkları alan ve amaçları açısından bölge planları ve imar planları olarak iki ana kategoriye ayrılmış, imar planları da uygulamaya esas olan uygulama imar planları ve bu planın hazırlanmasındaki temel hedefleri, ilkeleri ve arazi kullanım kararlarını belirleyen nazım imar planları olarak sınıflandırılmıştır. Anılan Kanun'un 8. maddesinde ise alt ölçekli planların üst ölçekli planlarda belirlenen planlama ana ilkelerine, stratejilerine ve kararlarına uyumlu olması zorunluluğu getirilmiştir.
Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği'nin 24.maddesinin 9.fıkrasında "(9) Nazım imar planlarında karma kullanım olarak belirlenen fonksiyonların, uygulama imar planlarında ayrıştırılması esastır." düzenlemesine, 26.maddesinde de, "İmar planı değişikliği; plan ana kararlarını, sürekliliğini, bütünlüğünü, sosyal ve teknik altyapı dengesini bozmayacak nitelikte, kamu yararı amaçlı, teknik ve nesnel gerekçelere dayanılarak yapılır.
Kat adedi veya bina yüksekliğini artıran imar planı değişiklikleri, yörenin yerleşim özellikleri, dokusu ve kimliği dikkate alınmak suretiyle, şehrin veya alanın yakın çevresinin silüeti, yapıların güneşe göre cephesi ve yönlenmesi özelliklerini olumsuz yönde etkilememesi esas alınarak yapılır.
İmar planında verilmiş olan inşaat emsalinin, kat adedinin, ifraz şartlarının değiştirilmesi sonucu nüfus yoğunluğunun artırılmasına dair imar planı değişikliklerinde: a) Artan nüfusun ihtiyacı olan sosyal ve teknik altyapı alanları standartlara uygun olarak plan değişikliğine konu alana hizmet vermek üzere ayrılır.
b) Nüfus yoğunluğuna bağlı olmaksızın, kat adedinin artırılmasının istenmesi durumunda; önerilecek kat adetlerinin tayininde aşağıdaki formüle göre bulunacak bütün yollardaki karşılıklı bina cepheleriarasındakiasgari uzaklık sağlanacaktır.
K = [(Y1 + Y2)/2] + 7,00 m
Yukarıdaki formülde;
K = Karşılıklı bina cepheleriarasındakimesafe (metre),
Y1 = Yolun bir cephesine önerilecek yapının yüksekliği,
Y2 = Yolun diğer cephesinde önerilecek yapının yüksekliğini, ifade eder.
c) Parsellerin birleştirilmesi ve yapı düzeni değişikliği içeren, kat adedinin artırılmasına yönelik uygulama imar planı değişikliklerinde de yukarıdaki formüle uyulması esastır.
Yoğunluk artıran veya kentsel ulaşım sistemini etkileyen imar plan değişikliklerinde, kentsel teknik altyapıya yönelik etkilerin belirlenmesi ve gerekli önlemlerin alınmasıamacıyla ayrıca kentsel teknik altyapıetki değerlendirmesi raporu,analizi hazırlanır veya hazırlatılır.
" düzenlemelerine yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, mülkiyeti Türkiye Şeker Fabrikaları A. Ş. Adına kayıtlı olan ve özelleştirme kapsamında bulunan Nevşehir ili, Gülşehir ilçesi, ...Mahallesi, ...ada, ...sayılı parsele ilişkin dava konusu plan değişikliğine dair plan açıklama raporunda parsele ilişkin 1/5000 ölçekli nazım imar planı bulunmadığının belirtilmiş olmasına karşın dava dosyasında bulunan 1/5000 ölçekli nazım imar planında ve Gülşehir Belediyesi tarafından 04/10/2016 tarihinde onaylanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planında parselin kısmen " Resmi Kurum Alanı " , kısmen " Yol " alanında kaldığı , dava konusu imar planı değişiklikleriyle uyuşmazlık konusu ...ada, ...sayılı parselin kısmen " Ticaret-Konut Alanı (E:1.70 ,Yençok :4 kat ) ", kısmen "Yol" olarak belirlendiği , taşınmazın 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı'nda " Kentsel Yerleşik Alanı" kullanımında kaldığı, dava konusu plan değişikliği açıklama raporunda "Planlama Gerekçesi " başlığı altında ...ada, ...sayılı parselin Resmi Kurum Alanı olarak planlı iken Şeker Fabrikası Ziraat Bölge Şefliği olarak kullanıldığı ve günümüzde atıl durumda olan planlama alanının etkin ve verimli kullanılabilmesi için fiziki ve teknik eşikler, üst ölçekli planlama kararları , mevcut planla getirilmiş yakın çevredeki kullanım kararları , çevredeki yapılaşmalar ,mülkiyet durumu ve bölgenin ihtiyaçları vb. etkenler göz önünde bulundurularak parselin Ticaret +Konut Alanı olarak planlandığının belirtildiği, 1/5000 ve 1/1000 ölçekli plan değişikliklerine dair plan hükümlerinde "Ticaret-Konut Alanında; İş merkezleri,yönetim binaları, banka, finans kurumları, ofis-büro, çarşı, çok katlı mağazalar, alışveriş merkezleri ve otel gibi konaklama merkezleri , sinema, tiyatro, müze, kütüphane, sergi salonu gibi kültür tesisleri, lokanta, restoran, gazino, düğün salonu gibi eğlenceye yönelik birimler, sağlık kabini ve muayenehane, yurt, kurslar, etüt merkezleri ile konut yapılabilir. Bu alanda depolama ve imalat işlevleri yer almaz. Ticaret-Konut alanında zemin katta konut dışı kullanımlar yer alması durumunda üst kat konut veya ticaret olarak kullanılabilir.Konut kullanımı toplam emsalin % 80 'ini geçemez.Ticaret-Konut Alanında yapılaşma koşulları E:1.70 Yençok: 4 kat olacaktır. Plan üzerinde belirtilen yapı yaklaşma mesafelerine uyulacaktır.Yapı yaklaşma sınırlarının içi tamamen kullanılabilir." hükümlerine de yer verildiği görülmüştür.
Danıştay Altıncı Dairesi'nce, dava konusu imar planı değişikliklerinin uyuşmazlık konusu taşınmaz açısından geçmişten itibaren belirlenen fonksiyonların değerlendirilmesi suretiyle, dava konusu imar planı değişiklikleri ile getirilen kullanım kararlarının ve yapılaşma koşullarının çevre ve imar bütünlüğünü ve sosyal donatı dengesini bozucu nitelikte olup olmadığının, bozuyor ise sosyal donatı dengesini hangi yönlerden bozduğunun, üst ölçekli imar planları ile imar planlarının kademeli birlikteliği ilkesine uygun olup olmadığının, uyuşmazlığa konu taşınmaza verilen fonksiyonların yer seçiminin uygunluğunun, uyuşmazlığa konu alanda belirlenen fonksiyonlar açısından alanın kendi içerisinde ve çevresi ile birlikte ulaşım kademelenmesi yönünden incelenerek, belirlenen yol kullanımlarının planlama esasları ve şehircilik ilkeleri yönünden uygunluğunun, imar planı değişikliklerinin imar mevzuatı uyarınca zorunlu olup olmadığının tespiti amacıyla mahallinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda; dava konu işlem ile getirilen kullanım kararının üst ölçekli plan olan 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planına uygun olduğu,taşınmazın geçmiş planlarda sosyal donatı veya teknik altyapı alanı olarak planlanmadığı,bu nedenle de davaya konu işlemin bir sosyal/teknik altyapı alanının kaldırılmasına yönelik bir plan değişikliği işlemi olmadığı, artık gereksinim olmadığı için kalıdırılan veya başka konuma taşınan resmi kurum alanlarının fonksiyonu değiştirilirken eşdeğer alan ayrılmasının zorunlu olmadığı,davaya konu plan değişikliği işlemiyle getirilen yapılaşma koşulları ve konut ya da ticaret biçimindeki kullanım kararının çevre ve imar bütünlüğüne aykırılık taşımadığı bu yönlerden dava konusu imar planı değişikliklerinde hukuka aykırılık bulunmadığı, ticaret-konut alanında olabilecek kullanımların sayıldığı plan notunun, barındırdığı genellik düzeyi ve kesin biçimde kulanım kararının belirlenmemiş olması nedeniyle planların kademeli birlikteliği esasına aykırılık taşıdığı, benzer şekilde 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinde önerilen kullanım kararının içerdiği geniş tanımların uygulamayı yönlendirmediği için bu ölçeğin işlevinin yerine getirilememesi anlamına geldiği ve bu nedenle planlama esas ve ilkelerine aykırılık taşıdığı, davaya konu taşınmaz açısından fonksiyon değişikliğine yönelik plan değişikliği işlemi yapılmasının gerekçesi bulunmadığı, sosyal donatı alanına ilişkin olarak taşınmazın içinde bulunduğu mahalle ve/veya yerleşim kapsamında hem mevcut duruma ilişkin olarak hem de ilave oluşacak nüfus dikkate alınarak herhangi bir değerlendirmenin veya standartlara ilişkin hesaplama ve irdelemenin yapılmamış olmasının ve plan açıklama raporunda bulunmamasının davaya konu işlemin önemli bir eksikliği olduğu ve planlama esasları ile Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği'ne aykırı olduğu, benzer şekilde davaya konu taşınmazda konut yerine alışveriş merkezi türünden bir kullanımın veya eğitim, sağlık tesisi kullanımlarının olması durumunda ana caddedeki trafik etkileri ile buna benzer diğer teknik altyapı etkilerine yönelik olarak da bir irdeleme ve değerlendirme bulunmadığı, bunun da planlama esasları ve Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği kapsamında önemli bir eksiklik olduğu, davaya konu plan değişikliği işlemiyle getirilen yapılaşma koşulları ve konut ya da ticaret biçimindeki kullanım kararının çevre ve imar bütünlüğüne aykırılık taşımadığı, ancak davaya konu plan işleminde “ticaret-konut” kullanımı altında sayılan fonksiyonların bazılarının yerseçimi açısından uygun olmadığı, önemli trafik ve erişim etkileri yaratabileceği, aynı kullanım kararı içinde birbirinden çok farklı fonksiyonların tanımlanmasının sorun olarak görülebileceği, bazı fonksiyonlar açısından yerseçimi olarak bu taşınmazın uygun olduğu, bazı fonksiyonlar açısından doğru bir yerseçimi olmadığ görüşlerine yer verilmiştir.
Dosyanın, keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporuyla birlikte değerlendirilmesi sonucunda, plan değişiklikleriyle getirilen kullanım kararının üst ölçekli plan olan 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planına uygun olduğu,taşınmazın geçmiş planlarda sosyal donatı veya teknik altyapı alanı olarak planlanmadığı, artık gereksinim olmadığı için kaldırılan veya başka konuma taşınan resmi kurum alanlarının fonksiyonu değiştirilirken eşdeğer alan ayrılmasının zorunlu olmadığı,davaya konu plan değişikliği işlemiyle getirilen yapılaşma koşulları ve konut ya da ticaret biçimindeki kullanım kararının çevre ve imar bütünlüğüne aykırılık taşımadığı bu yönlerden dava konusu imar planı değişikliklerinde hukuka aykırılık bulunmadığı görülmekle birlikte; ticaret-konut alanında olabilecek kullanımların sayıldığı plan notunun, barındırdığı genellik düzeyi ve kesin biçimde kullanım kararının belirlenmemiş olması nedeniyle planların kademeli birlikteliği esasına aykırılık taşıdığı, 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinde aynı anda birbirinden farklı fonksiyonlara yer verilerek önerilen kullanım kararının içerdiği geniş tanımların uygulamayı yönlendirmediği için bu ölçeğin işlevinin yerine getirilememesi anlamına geldiği, bu hususun ayrıca getirilen fonksiyonların kendine has nitelikleri ve çevresindeki fonksiyonlar dikkate alınarak imar hukuku açısından denetiminin mümkün olmaması sonucunu yaratacağı , davaya konu taşınmaz açısından fonksiyon değişikliğine yönelik plan değişikliği işlemi yapılmasının gerekçesi bulunmadığı, sosyal donatı alanına ilişkin olarak taşınmazın içinde bulunduğu mahalle ve/veya yerleşim kapsamında hem mevcut duruma ilişkin olarak hem de ilave oluşacak nüfus dikkate alınarak herhangi bir değerlendirmenin veya standartlara ilişkin hesaplama ve irdelemenin yapılmamış olmasının ve plan açıklama raporunda bulunmamasının davaya konu işlemin önemli bir eksikliği olduğu, dolayısıyla dava konusu imar planı değişikliklerinin Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği'nin 24. ve 26. maddelerine, planlama esaslarına aykırılık teşkil ettiği sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu 1/5000 ve 1/1000 ölçekli imar planı değişikliklerinde şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına uyarlık bulunmadığından iptallerine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Nevşehir ili, Gülşehir ilçesi, ...Mahallesi, ...ada, ...sayılı, kısmen "Resmi Kurum Alanı" ve kısmen "Yol" alanında kalan parselin Hazine ve Maliye Bakanlığı Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından hazırlanan ve 02.01.2020 tarih ve 1990 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı ile onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliği ve 1/1.000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği ile parselin kısmen "Ticaret-Konut Alanı (E:1.70, Yençok :4 kat ) ", kısmen "Yol" olarak belirlenmesi üzerine anılan imar planı değişikliklerinin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
3194 sayılı İmar Kanununun "İmar Planlarında Bakanlığın Yetkisi"ni düzenleyen 9. maddesinin 2. fıkrada: "Belediye hudutları ve mücavir alanlar içerisinde bulunan ve özelleştirme programına alınmış kuruluşlara ait arsa ve arazilerin, ilgili kuruluşlardan (Belediye) gerekli görüş alınarak çevre imar bütünlüğünü bozmayacak imar tadilatları ve mevzi imar planlarının ve buna uygun imar durumları; Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca hazırlanarak Özelleştirme Yüksek Kurulunca onaylanmak suretiyle yürürlüğe girer ve ilgili Belediyeler bu arsa ve arazilerin imar fonksiyonlarını 5 yıl değiştiremezler. İlgili belediyeler görüşlerini onbeş gün içinde bildirir." hükmüne yer verilmiştir.
Anılan Kanun'un Ek:3. maddesinde: "Özelleştirme programındaki kuruluşlara ait veya kuruluş lehine irtifak ve/veya kullanım hakkı alınmış arsa ve araziler ile özel kanunları uyarınca özelleştirilmek üzere özelleştirme programına alınan arsa ve arazilerin, 3621 sayılı Kıyı Kanunu veya 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu kapsamında kalan yerler dahil olmak üzere genel ve özel kanun hükümleri kapsamında yer alan tüm alanlarda imar planlarını yapmaya ve onaylamaya yetkili olan kurum veya kuruluşlardan görüş alınarak çevre imar bütünlüğünü bozmayacak her tür ve ölçekte plan, imar planı ile değişiklik ve revizyonları müellifi şehir plancısı olmak üzere Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca yapılarak veya yaptırılarak Özelleştirme Yüksek Kurulunca onaylanmak ve Resmi Gazetede yayımlanmak suretiyle kesinleşir (İptal ibare: Anayasa Mahkemesi'nin 09/06/2011 tarih ve 2008/87 E, 2011/95 K. sayılı Kararı ile.) yürürlüğe girer. İlgili kuruluşlar bu madde kapsamında yapılan planları devir tarihinden itibaren beş yıl süreyle değiştiremezler. Bu süre içerisinde imar planlarına ilişkin olarak, verilecek mahkeme kararlarının gereklerinin yerine getirilmesini teminen yapılacak imar planı değişikliğine ilişkin iş ve işlemler Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca bu maddede belirtilen usul ve esaslara göre gerçekleştirilir. İlgili kuruluşlar görüşlerini onbeş gün içinde bildirirler. Bu madde kapsamında yapılan her ölçekteki plan ve imar planlarında 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 17 nci maddesinin (a) bendinin ikinci ve sekizinci paragrafındaki hükümler uygulanmaz. Özelleştirme sürecinde ihtiyaç duyulması halinde, bu planlara göre yapılacak imar uygulamasına ilişkin parselasyon planları Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından yapılır veya yaptırılır. Bu parselasyon planları Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca onaylanır (İptal ibare: Anayasa Mahkemesi'nin 09/06/2011 tarih ve 2008/87 E, 2011/95 K.sayılı Kararı ile.) Bu planlara göre yapılacak yapılarda her türlü ruhsat ve diğer belgeler ile izinler, ilgili mevzuat çerçevesinde yetkili kurum ve kuruluşlarca verilir." hükmü bulunmaktadır.
Kanun'un 5. maddesinin dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan halinde, nazım imar planı; varsa bölge veya çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, detaylı bir raporla açıklanan ve raporuyla beraber bütün olan plan olarak, uygulama imar planı ise; tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan olarak tanımlanmıştır.
Kanun'un 6.maddesinin dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan halinde, planlar kapsadıkları alan ve amaçları açısından bölge planları ve imar planları olarak iki ana kategoriye ayrılmış, imar planları da uygulamaya esas olan uygulama imar planları ve bu planın hazırlanmasındaki temel hedefleri, ilkeleri ve arazi kullanım kararlarını belirleyen nazım imar planları olarak sınıflandırılmıştır. Anılan Kanun'un 8. maddesinde ise alt ölçekli planların üst ölçekli planlarda belirlenen planlama ana ilkelerine, stratejilerine ve kararlarına uyumlu olması zorunluluğu getirilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen düzenlemeler uyarınca, özelleştirme programındaki kuruluşlara ait veya özelleştirilmek üzere özelleştirme programına alınan arsa ve arazilerde ilgili kuruluşlardan gerekli görüş alınmak suretiyle her ölçekteki imar planı değişiklikleri yapmak Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığının yetkisi dahilinde olmakla beraber; bu plan ve plan değişikliklerinin çevre ve imar bütünlüğünü bozmayacak şekilde ve mevzuata uygun olarak yapılması gerektiği açıktır.
İmar planları, planlanan yörenin bugünkü durumunun, olanaklarının ve ilerideki gelişmesinin gerçeğe en yakın şekilde saptanabilmesi için coğrafi veriler, beldenin kullanılışı, donatımı ve mali bilgiler gibi konularda yapılacak araştırma ve anket çalışmaları sonucu elde edilecek bilgiler ışığında, çeşitli kentsel işlevler arasında var olan ya da sağlanabilecek olanaklar ölçüsünde en iyi çözüm yollarını bulmak belde halkına iyi yaşama düzeni ve koşulları sağlamak amacıyla kentin kendine özgü yaşayış biçimi ve karakteri, nüfus, alan ve yapı ilişkileri, yörenin gerek çevresiyle ve gerekse çeşitli alanları arasında olan bağlantıları, halkın sosyal ve kültürel gereksinimleri, güvenlik ve sağlığı ile ilgili konular gözönüne alınarak hazırlanır ve koşulların zorunlu kıldığı biçim ve zamanda mevzuatta öngörülen yöntemlerle değiştirilebilir.
Uyuşmazlık konusu imar planı değişikliklerinin dava konusu taşınmazlar açısından geçmişten itibaren belirlenen fonksiyonların değerlendirilmesi suretiyle, uyuşmazlık konusu edilen imar planı değişiklikleri ile getirilen kullanım kararlarının ve yapılaşma koşullarının çevre ve imar bütünlüğünü ve sosyal donatı dengesini bozucu nitelikte olup olmadığının, bozuyor ise sosyal donatı dengesini hangi yönlerden bozduğunun, üst ölçekli imar planları ile imar planlarının kademeli birlikteliği ilkesine uygun olup olmadığının, uyuşmazlığa konu taşınmazlara verilen fonksiyonların yer seçiminin uygunluğunun, uyuşmazlığa konu alanda belirlenen fonksiyonlar açısından alanın kendi içerisinde ve çevresi ile birlikte ulaşım kademelenmesi yönünden incelenerek, belirlenen yol kullanımlarının planlama esasları ve şehircilik ilkeleri yönünden uygunluğunun, imar planı değişikliklerinin imar mevzuatı uyarınca zorunlu olup olmadığının tespiti amacıyla naip üye ...niyabetinde Prof. Dr. ..., Prof. Dr. ...ve Prof. Dr. ...'dan oluşan bilirkişi kurulunca yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporda; davaya konu işlem ile getirilen kullanım kararının üst ölçekli plan olan 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planına uygun olduğu, davaya konu 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinde ticaret-konut alanında olabilecek kullanımların sayıldığı plan notunun, barındırdığı genellik düzeyi ve kesin biçimde kulanım kararının belirlenmemiş olması nedeniyle planların kademeli birlikteliği esasına aykırılık taşıdığı, benzer şekilde 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinde önerilen kullanım kararının içerdiği geniş tanımların uygulamayı yönlendirmediği için bu ölçeğin işlevinin yerine getirilememesi anlamına geldiği ve bu nedenle planlama esas ve ilkelerine aykırılık taşıdığı, davaya konu taşınmaz açısından fonksiyon değişikliğine yönelik plan değişikliği işlemi yapılmasının gerekçesinin bulunmadığı, taşınmazın geçmiş planlarda sosyal donatı veya teknik altyapı alanı olarak planlanmadığı, bu nedenle de davaya konu işlemin bir sosyal/teknik altyapı alanının kaldırılmasına yönelik bir plan değişikliği işlemi olmadığı, artık gereksinim olmadığı için kalıdırılan veya başka konuma taşınan resmi kurum alanlarının fonksiyonu değiştirilirken eşdeğer alan ayrılmasının zorunlu olmadığı, öte yandan, plan değişikliği kapsamında sosyal donatı ve teknik altyapı dengelerinin nasıl etkilendiğine ilişkin bir değerlendirmenin muhakkak yapılması gerektiği, sosyal donatı alanına ilişkin olarak taşınmazın içinde bulunduğu mahalle ve/veya yerleşim kapsamında hem mevcut duruma ilişkin olarak hem de ilave oluşacak nüfus dikkate alınarak herhangi bir değerlendirmenin veya standartlara ilişkin hesaplama ve irdelemenin yapılmamış olmasının ve plan açıklama raporunda bulunmamasının davaya konu işlemin önemli bir eksikliği olduğu ve planlama esasları ile Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğine aykırı olduğu, benzer şekilde davaya konu taşınmazda konut yerine alışveriş merkezi türünden bir kullanımın veya eğitim, sağlık tesisi kullanımlarının olması durumunda ana caddedeki trafik etkileri ile buna benzer diğer teknik altyapı etkilerine yönelik olarak da bir irdeleme ve değerlendirme bulunmadığı, bunun da planlama esasları ve Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği kapsamında önemli bir eksiklik olduğu, davaya konu plan değişikliği işlemiyle getirilen yapılaşma koşulları ve konut ya da ticaret biçimindeki kullanım kararının çevre ve imar bütünlüğüne aykırılık taşımadığı, ancak davaya konu plan işleminde “ticaret-konut” kullanımı altında sayılan fonksiyonların bazılarının yerseçimi açısından uygun olmadığı, önemli trafik ve erişim etkileri yaratabileceği, aynı kullanım kararı içinde birbirinden çok farklı fonksiyonların tanımlanmasının sorun olarak görülebileceği, bazı fonksiyonlar açısından yerseçimi olarak bu taşınmazın uygun olduğu, bazı fonksiyonlar açısından doğru bir yerseçimi olmadığı görüş ve kanaatlerine yer verilmiştir.
Bilirkişi raporunun tebliği üzerine davalı idarece bilirkişi raporuna itiraz edilmiştir.
Bilirkişi raporunda davaya konu işlem ile getirilen kullanım kararının üst ölçekli plan olan 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planına uygun olduğu, taşınmazın geçmiş planlarda sosyal donatı veya teknik altyapı alanı olarak planlanmadığı, bu nedenle de davaya konu işlemin bir sosyal/teknik altyapı alanının kaldırılmasına yönelik bir plan değişikliği işlemi olmadığı, artık gereksinim olmadığı için kalıdırılan veya başka konuma taşınan resmi kurum alanlarının fonksiyonu değiştirilirken eşdeğer alan ayrılmasının zorunlu olmadığı, davaya konu plan değişikliği işlemiyle getirilen yapılaşma koşulları ve konut ya da ticaret biçimindeki kullanım kararının çevre ve imar bütünlüğüne aykırılık taşımadığı tespitleri yer almaktadır.
Her ne kadar, 1/5000 ve 1/1000 ölçekli imar planı değişikliklerine dair plan hükümlerinde "Ticaret-Konut Alanında; İş merkezleri,yönetim binaları, banka, finans kurumları, ofis-büro, çarşı, çok katlı mağazalar, alışveriş merkezleri ve otel gibi konaklama merkezleri , sinema, tiyatro, müze, kütüphane, sergi salonu gibi kültür tesisleri, lokanta, restoran, gazino, düğün salonu gibi eğlenceye yönelik birimler, sağlık kabini ve muayenehane, yurt, kurslar, etüt merkezleri ile konut yapılabilir. Bu alanda depolama ve imalat işlevleri yer almaz. Ticaret-Konut alanında zemin katta konut dışı kullanımlar yer alması durumunda üst kat konut veya ticaret olarak kullanılabilir.Konut kullanımı toplam emsalin % 80 'ini geçemez.Ticaret-Konut Alanında yapılaşma koşulları E:1.70 Yençok: 4 kat olacaktır. Plan üzerinde belirtilen yapı yaklaşma mesafelerine uyulacaktır.Yapı yaklaşma sınırlarının içi tamamen kullanılabilir." hükümlerine yer verilmiş olup bilirkişi heyetince “ticaret-konut” kullanımı altında sayılan bu fonksiyonların bazılarının yerseçimi açısından uygun olmadığı, önemli trafik ve erişim etkileri yaratabileceği, aynı kullanım kararı içinde birbirinden çok farklı fonksiyonların tanımlanmasının sorun olarak görülebileceği, bazı fonksiyonlar açısından yerseçimi olarak bu taşınmazın uygun olduğu, bazı fonksiyonlar açısından doğru bir yerseçimi olmadığ görüşlerine yer verilmiş ise de, imar planı değişikliği yapılan cadde üzerinde benzer kullanımların yer aldığından bilirkişilerin bu tespiti yerinde görülmemiştir.
Dosyanın, bilirkişi raporunun ve bilirkişi raporuna yapılan itirazların değerlendirilmesinden, taşınmazın bulunduğu alanda Özelleştirme İdaresi Başkanlığının imar planı yapma yetkisinin olduğu, davaya konu edilen imar planı yapılırken ilgili kurum ve kuruluşların görüşlerinin alındığı ve bu alanın yukarıda açıklanan önceki kullanımlarının değerlendirildiği, özelleştirme programına alınan alanda 3194 sayılı Kanunun 9. maddesinin 2. fıkrasında verilmiş olan yetkiye istinaden Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca yalnızca dava konusu parsel ile sınırlı bir alanda yapılan imar planı değişikliği yapıldığı ancak bilirkişi raporundaki planlama alanının çevresine ilişkin fotoğraflardan da anlaşıldığı üzere bölgedeki yapılaşma koşulları göz önünde bulundurulduğunda imar planı değişikliğinin çevre imar bütünlüğünü bozmadığı ve üst ölçekli plan kararlarıyla aykırılık içermediği sonucuna varılmıştır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVANIN REDDİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam ...- TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen ...-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
4. Maliye Bakanlığı tarafından keşif ve bilirkişi giderleri için harcanan ...-TL'nin davacıdan alınıp Hazine adına yatırılması için kararın bir örneğinin Hazine ve Maliye Bakanlığına tebliğine,
5. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
6. 2577 sayılı Kanunun 20/A maddesinin 2. fıkrasının (g) bendi uyarınca, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde Danıştay Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 09/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.