Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2021/3999
Karar No: 2022/5377
Karar Tarihi: 09.05.2022

Danıştay 6. Daire 2021/3999 Esas 2022/5377 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2021/3999 E.  ,  2022/5377 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ALTINCI DAİRE
    Esas No : 2021/3999
    Karar No : 2022/5377

    TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Endüstriyel Ürünler İmalat ve Ticaret A.Ş

    KARŞI TARAF (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU: … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem:İstanbul ili, Arnavutköy ilçesi, … Mahallesi, … Mevkii, … ada, … parsel sayılı taşınmazın da bulunduğu alanda Arnavutköy Belediye Encümeninin … tarihli, … sayılı kararı ile kabul edilen parselasyon işleminin ve anılan parselasyon işlemini dayanağı 8.5.2011 onay tarihli … 1/1000 ölçekli Uygulama İmar planının iptali istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi üzerine düzenlenen rapor ile dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, 1/1000 ölçekli uygulama imar planı yönünden; dava konusu parselin 1/5000 ölçekli nazım imar planında “sanayi alanı” fonksiyonunda, 1/1000 ölçekli uygulama imar planında ise kısmen “sanayi alanı” kısmen de "15 m genişliğindeki yol" alanında kaldığı, nazım imar planının ilke ve teknik olarak genel arazi kullanım kararlarını gösteren bir plan olduğu, nazım imar planında dava konusu taşınmazın kuzeyinden geçen 20 m ve güneyinden geçen 30 m genişliğindeki, bölgeyi besleyen ana yolların gösterildiği, planda gösterilmeyen 15 m en kesitli yolun, bölgeyi besleyen yollardan ziyade parsellere girişi, erişimi sağlayan bir mahiyette olduğu, bu bağlamda 15 m en kesitli yolun nazım imar planında gösterilmeyip, uygulama imar planında gösterilmesinin planlar arasında herhangi bir uyumsuzluğa neden olmadığı, 1/1000 ölçekli uygulama imar planında yapılaşma hakkı olarak 1,50 emsal değeri belirlendiği, dava konusu parsel kapsamında bir önceki uygulama imar planında farkının, dava konusu parselin kısmen 15 m genişliğindeki yol alanında kalması olduğu, bir önceki planda dava konusu parselin güneyinde 15 m genişliğinde tanımlanan yolun 30 metreye; kuzeyinde tanımlanan 15 m genişliğindeki yolun da 20 metreye genişletildiği, bu nedenle hem bu iki ulaşım aksı arasındaki bağlantıyı sağlamak, hem parsellere giriş vermek, hem de bölgenin sanayi alanı olması nedeniyle geniş araçların (tır vb.) karşılıklı gidiş-gelişine uygun bir şekilde, dava konusu parselin de bir kısmının içerisinde kaldığı 15 m genişliğinde yolun önerildiği, dava konusu parsel ve bulunduğu ada ile komşu adalar dikkate alınıp inceleme yapıldığında fonksiyon ve yapılaşma koşulları açısından herhangi bir değişikliğin söz konusu olmadığı, 1/1000 ölçekli planın dava konusu taşınmaz yönünden hukuka uygun uygun olduğu, parselasyon işlemi yönünden … ada … parselin bulunduğu alanda bulunan fabrika binasının bulunduğu yerden tahsis işlemi sonucu da … ada … parselde tahsisinin yapıldığı, ancak 68,55 m²nin … ada … parsele tahsis edilmesinin dağıtım ilke esaslarına uygun olmadığı, Düzenleme Ortaklı Payının (DOP) hesabının uygun olduğu, dava konusu parselden daha önceki ifraz ve terk işlemleri sonucu kesilen miktarın düzenleme ortaklık payı oranından az olması nedeni ile düzenleme ortaklık payı ile eski terk kesintisi arasındaki fark kadar … ada … sayılı parselden kesinti gerçekleştirilmiş olduğu, bu durumun ilgili yasa ve yönetmeliklere uygun olduğu sonucuna varılmıştır.
    Belirtilen gerekçelerle, dava konusu işlemler hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve istinaf dilekçelerinde ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Dava konusu işlemlerin parselasyon usul ve esaslarına, imar mevzuatına aykırı olduğu, Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    MADDİ OLAY :İstanbul ili, Arnavutköy ilçesi, … Mahallesi, … Mevkii, … ada, … parsel sayılı taşınmazın da bulunduğu alanda 3194 sayılı Kanunun 18.maddesi uyarınca Arnavutköy Belediye Encümeninin … tarihli, … sayılı kararı ile kabul edilen parselasyon işleminin ve anılan parselasyon işlemini dayanağı 1/1000 ölçekli uygulama imar planının iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
    Uyuşmalık 1/1000 ölçekli uygulama imar planı yönünden incelendiğinde:
    İLGİLİ MEVZUAT:
    3194 sayılı İmar Kanununun 5. maddesinin işlem tarihinde yürürlükte olan halinde; nazım imar planı; varsa bölge ve çevre düzeni planlarına uygun olarak hali hazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları gösteren ve uygulama imar planının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen detaylı bir raporla açıklanan ve raporu ile beraber bir bütün olan plan olarak, uygulama imar planı ise; tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan olarak tanımlanmıştır.
    İşlem tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmeliğin 29. maddesinde; "İmar planında gösterilen yolların genişletme, daraltma ve güzergahına ait imar planı değişikliklerinde 1) Devamlığı olan bir yol belli bir kesimde daraltılamaz. 2) Yolların aydırılmasında, mülkiyet ve yapılaşma durumu esas alınır. 3) İmar planlarındaki gelişme alanlarında (7,00) metreden dar yaya, (10,00) metreden dar trafik yolu açılamaz, Meskun alanlarda mülkiyet ve yapılaşma durumlarının elverdiği ölçüde yukarıdaki standartlara uyulur. 4) İmar planı değişikliği ile çıkmaz sokak ihdas edilemez. 5) İmar planı içinde kalan karayolu, kent içi geçişinin değiştirilmesi durumunda, Karayolları Genel Müdürlüğü'nden alınacak görüşe uyulur." kuralı yer almıştır.
    HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
    Yukarıda yer alan hükümlere göre, nazım imar planları, halihazır haritalar üzerine çizilen ve ticaret, sanayi, konut gibi bölgelerle iskan bakımından yoğun veya seyrek bölgeleri ve iskana elverişli, iskana elverişli olmayan veya iskana izin verilmeyen bölgeleri, topoğrafik özelliklerden faydalanma konularını, ulaşım sistemlerini ve bu gibi ana hatları göstermek suretiyle arazi parçalarının kullanma şekillerini belirleyen planlar, uygulama imar planları ise, varsa kadastral durumu da işlenmiş halihazır haritaların üzerine nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve yol, yapı adası ve muhtelif bölgelerin detayları ile inşaat nizamlarını ve uygulama için gerekli bilgileri içeren planlardır.
    Alt ölçekli planların üst ölçekli planlarda belirlenen planlama ana ilkelerine, kararlarına uyumlu olması zorunludur.
    İşlem tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmeliğin gerek yukarıda içeriğine yer verilen düzenlemesi, gerekse Ek-2-a ve Ek-2-b 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ve 1/5000 ölçekli nazım imar planı lejandlarına göre, trafik yolu olan 10,00 metre üzerindeki en kesitli yolların ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümünü gösterecek olan 1/5000 ölçekli nazım imar planında yer alması gerekirken, daha dar en kesitli olan yaya yolunun (7,00 metrelik) ise üst ölçekli nazım imar planında yer almadan da 1/1000 ölçekli uygulama imar planında gösterilmesi mümkündür.
    Bakılan uyuşmazlıkta, davacı tarafından 1/1000 ölçekli uygulama imar planında taşınmazın yola ayrılan kısmı yönünden iptal istemine yer verildiği sanayi alanına ilişkin bir iptal isteminin bulunmadığı, dava konusu taşınmaz, 1/5000 ölçekli nazım imar planında “sanayi alanı” fonksiyonunda kalırken uyuşmazlık konusu parselasyon işleminin dayanağı olan 1/1000 ölçekli uygulama imar planında ise kısmen “sanayi alanı” ve kısmen de "15 m genişliğindeki yol" alanında kaldığı, 15 metre en kesitli imar yollarının 1/1000 ölçekli uygulama imar planında yer almasına rağmen 1/5000 ölçekli nazım imar planında yer almadığı anlaşıldığından, dayanak 1/5000 ölçekli nazım imar planında gösterilmeyen yolun dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planında gösterilmesinin, uygulama imar planını dayanağı nazım imar planına aykırı hale getirdiği sonucuna ulaşılmıştır.
    Bu itibarla 1/1000 uygulama imar planı yönünden davanın reddi yolundaki idare mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin bölge idare mahkemesi idari dava dairesi kararında isabet görülmemiştir.
    Uyuşmazlık parselasyon işlemi yönünden incelendiğinde:
    İLGİLİ MEVZUAT:
    T.C. Anayasası'nın 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti'nin insan haklarına saygılı, demokratik, laik ve soysal bir hukuk devleti olduğu temel hak ve özgürlüklerin sınırlanmasına ilişkin 13. maddesinde de, temel hak ve hürriyetlerin, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasa’nın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabileceği, bu sınırlamaların, Anayasa’nın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamayacağı belirtilmiş, Mülkiyet Hakkı başlıklı 35. maddesinde, "Herkes mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar ancak kamu yararı amacıyla kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz." hükümleri yer almıştır.
    Hukuk devleti insan haklarına saygı gösteren, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, her eylem ve işlemi hukuka uygun olan, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasa’ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, Anayasa ve hukukun üstün kurallarıyla kendini bağlı sayıp yargı denetimine açık olan, yasaların üstünde yasa koyucunun da bozamayacağı temel hukuk ilkeleri ve Anayasa’nın bulunduğu bilincinde olan devlettir. Devletin veya bir kamu tüzel kişisinin kamu yararı amacıyla aldığı bir taşınmazı daha sonra imar planı değişikliği ile kamu yararına kullanma amacı dışında kendi özel mülkü olarak tescil ettirmesi temel insan haklarından olan mülkiyet hakkına keyfi bir şekilde el konularak bireylerin sahip oldukları taşınmazları üzerinde özgürce tasarruf etmelerinin engellenmesi, mülkiyet haklarının ellerinden alınması hukuk devleti ilkesine aykırıdır.
    Herkes, yasal şekilde elde ettiği mülküne sahip olma, kullanma, elden çıkarma ve miras bırakma hakkına sahiptir. Bunların kaybı karşılığında zamanında adil bir tazminat ödenmesi koşulu ile kamu menfaati nedeniyle veya yasada öngörülen koşullar çerçevesinde yapılması dışında hiç kimsenin elinden mülkü alınamaz. Mülkün kullanımı, kamu menfaati için gerekli olduğu ölçüde yasa ile düzenlenebilir.
    Öte yandan Avrupa İnsan Haklarının ve Temel Özgürlüklerinin Korunmasına İlişkin Sözleşme’ye Ek Protokol’ün 1. maddesinde: "Her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır. Herhangi bir kimse, ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir." hükmü yer almaktadır.
    3194 sayılı Kanunun 18. maddesinin dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan halinde, imar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakati aranmaksızın, birbirleri ile yol fazlaları ile kamu kurumlarına veya belediyeler ait bulunan yerlerle birleştirmeye bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re’sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyelerin yetkili olduğu, düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların dağılımı sırasında bunların yüzölçümlerinden yeteri kadar sahanın arsaların düzenlenmeden önceki yüzölçümlerinin yüzde kırkını geçmemek üzere düzenleme ortaklık payı olarak düşülebileceği, düzenleme ortaklık paylarının düzenlemeye tabi tutulan yerlerin ihtiyacı olan umumi hizmetlerden ve bu hizmetlerle ilgili tesislerden başka maksatlarla kullanılamayacağı, herhangi bir parselden bir defadan fazla düzenleme ortaklık payı alınamayacağı, ancak bu hükmün o parselde imar planı ile yeniden bir düzenleme yapılmasına mani teşkil etmeyeceği, üzerinde bina bulunan hisseli parsellerin şuyulandırmanın sadece zemine ait olup, şuyunun giderilmesinde bina bedelinin ayrıca dikkate alınacağı düzenleme sırasında plan ve mevzuata göre muhafazasında mahzur bulunmayan bir yapının ancak bir imar parseli içinde bırakılabileceği, bu maddede belirtilen kamu hizmetlerine ayrılan yerlere rastlayan yapıların kamulaştırılmadıkça yıktırılamayacağı, 19. maddesinde de; kesinleşen parselasyon planlarının tescil edilmek üzere tapu dairesine gönderileceği hükmüne yer verilmiştir.
    3194 sayılı İmar Kanunu uyarınca çıkarılan ve dava konusu parselasyon işleminin onaylandığı tarihte yürürlükte olan İmar Kanununun 18 inci Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlenmesi İle İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 'İmar Parsellerinin Oluşturulması ve Dağıtımındaki Esaslar' başlıklı 10. maddesinde; "İmar parsellerinin oluşturulması ve dağıtımında aşağıdaki esaslar dikkate alınır: a) Düzenlemeyle oluşacak imar parsellerinin mümkün mertebe aynı yerdeki veya yakınındaki eski parsellere tahsisi sağlanır, b) Plân ve mevzuata göre korunması mümkün olan yapıların tam ve hissesiz bir imar parseline intibak ettirilmesi sağlanır, c) Mal sahibine tahsis edilen miktarın bir imar parselinden küçük olması veya diğer teknik ve hukuki nedenlerle müstakil imar parseli verilmemesi halinde, İmar parselasyon plânları ve imar durumu belirlenmiş düzenleme alanlarında yapılacak binaların toplam inşaat alanı veya bağımsız bölüm adetleri belirtilen imar adaları veya parselleri, kat mülkiyetine esas olmak üzere hisselendirilebilir. Hisselendirme, imar ada veya parselin yüzölçümü payda kabul edilerek, hisse sahiplerine ait düzenleme ortaklık payları çıkarıldıktan sonra kalan yüzölçümü miktarı hisse kabul edilerek kat mülkiyeti uygulanmak üzere yapılır." düzenlemesi yer almaktadır.
    Yukarıdaki hükümlere göre; Belediyeler veya valiliklerce düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların dağıtımı sırasında bunların yüzölçümlerinden yeteri kadar saha, düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında "düzenleme ortaklık payı" olarak düşülebileceği, ancak alınacak düzenleme ortaklık paylarının düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların düzenlemeden önceki yüz ölçümlerinin işlem tarihi itibariyle %40'ını geçemeyeceği kurala bağlanmış, anılan Yasa kuralının uygulamasına ilişkin Yönetmeliğin 11. maddesinde de, düzenleme ortaklık payı oranının bir düzenleme sahasında tespit edilen düzenleme ortaklık payı miktarının, bu saha içindeki kadastro veya imar parsellerinin yüzölçümü miktarına oranı olduğu, evvelce yapılan düzenlemeler dolayısıyla düzenleme ortaklık payı veya bu maksatla başka isimlerle bir pay alınmış olan arazi veya arsaların bu ortaklık payı hesabına katılamayacağı belirtilmiş bulunmaktadır.
    Diğer yandan, 3194 sayılı İmar Kanunu uyarınca çıkarılan ve dava konusu parselasyon işleminin onaylandığı tarihte yürürlükte olan İmar Kanununun 18 inci Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlenmesi İle İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin "Kamu Tesisleri Arsalarına Tahsis" başlıklı 12. maddesinde; "Düzenleme sahasında bulunan okul, hastane, kreş, belediye hizmet veya diğer resmi tesis alanı gibi umumi tesislere ayrılan alanların parselleri düzenlemeye giren parsellerin alanları oranında pay verilmek suretiyle hisselendirilir." kuralına yer verilmiştir.
    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    İşlem tarihi itibariyle, yukarıdaki hükümlere göre; imar planlarında öngörülen, "ilk ve ortaöğretim kurumları, yol, otoyol hariç erişme kontrolünün uygulandığı yol, su yolu, meydan, park, otopark, çocuk bahçesi, yeşil saha, ibadet yeri ve karakol gibi umumi hizmetler ve bu hizmetlerle ilgili tesislerin" yapımında ihtiyaç duyulan alanlar için düzenlemeye giren arsa ve arazilerin yüzde kırkını geçemeyecek şekilde "düzenleme ortaklık payı" (DOP) adı altında alınan alanlar karşılığında kesinti yapılan arsa ve arazilerin maliklerine herhangi bir bedel ödemesi söz konusu değilken, imar planı hükümleri doğrultusunda İmar Kanununun 18 inci Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi Ve Arsa Düzenlenmesi İle İlgili Esaslar Hakkinda Yönetmeliğin 12. maddesinde belirtilen, düzenleme sahasında bulunan "okul, hastane, kreş, belediye hizmet veya diğer resmi tesis alanı gibi umumi tesislere" ayrılan alanlar için "düzenlemeye giren parsellerin alanları oranında" alınması gereken "Kamu Ortaklık Payı" (KOP) alanlarının ise ilgili belediye veya valilikçe kamulaştırılması gerekmektedir.
    Aksine bir uygulamayla, İmar Kanununun 18 inci Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi Ve Arsa Düzenlenmesi İle İlgili Esaslar Hakkinda Yönetmeliğin 12. maddesi uyarınca oluşturulan kamu ortaklık payı parsellerinin, ilgili malikleri adına hisselendirilmeyerek, parselasyonu yapan yetkili belediye veya valilik adına tescil edilmesi kamulaştırma yapmaksızın vatandaşın mülküne idari işlemle doğrudan el koyma sonucunu doğurur ki; bu durum, mülkiyet hakkının kanunla sınırlanabileceğini düzenleyen Anayasanın 35.maddesine aykırılık oluşturacaktır.
    Öte yandan, İmar hukukunda yasal bir dayanağı bulunmamakla birlikte bedelsiz terk kavramı, imar planı bulunan alanlarda 3194 sayılı Kanunun 18. maddesi kapsamında parselasyon işleminin yapılmaması ya da çeşitli sebeplerle yapılmasının mümkün olmadığı durumlarda 3194 sayılı İmar Kanunununun 15. ve 16. maddeleri çerçevesinde, taşınmazın imar planında yapılaşılabilecek kısmı için parsel oluşturularak yapı ruhsatı düzenlenebilmesi amacıyla aynı taşınmazın yol, yeşil alan vb. kısımlarının kişinin isteği doğrultusunda kamuya bırakılması işlemidir. İlgililerin taşınmazlarının imar planında yol, park gibi kamu alanlarında kalan kısımlarını bedelsiz terk etmelerinin nedeni taşınmazlarının kalan kısmında yapılaşabilmektir. Başka bir deyişle yapılaşabilmek için kamu alanlarında kalan taşınmaz kısımlarını kamu gücü karşısında bedelsiz terk etmek zorunda kalmaktadırlar.
    Düzenleme ortaklık payı oranının, bir düzenleme sahasında tespit edilen düzenleme ortaklık payı miktarının, bu saha içindeki kadastral veya imar parsellerinin yüz ölçümü miktarına oranı olduğu, evvelce yapılan düzenlemeler dolayısıyla düzenleme ortaklık payı veya bu maksatla başka isimlerle bir pay alınmış arazi ve arsaların bu ortaklık payı hesabına katılmayacağı, herhangi bir imar uygulama işlemine dayanmayan bedelsiz terkin düzenleme ortaklık payı olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, ancak taşınmaz sahiplerinin talepleri üzerine bir uygulama işlemine dayanan ve yapılaşma amacıyla taşınmazın bir kısmının kamuya terk edilmesi suretiyle yapılan kesintilerin ise ''düzenleme ortaklık payı'' ile aynı amaca hizmet ettiği, terk oranını sonradan yapılacak bir parselasyon işleminde belirlenmiş düzenleme ortaklık payı oranına tamamlayan fark kadar düzenleme ortaklık payı alınabileceği ve bu durumun hakkaniyete ve eşitlik ilkesine uygun olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Nitekim, Danıştay Altıncı Dairesinin içtihatlarına koşut şekilde 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesine 10.07.2019 tarihinde 7181 sayılı Kanun ile eklenen 8. fıkrada yer alan; parselasyon planı yapılmadan ifraz ve tevhit edilerek tescil edilen parsellerden, imar planında umumi hizmet alanlarına rastladığı için terk edilen veya bağışlanan alanların yeni yapılacak parselasyon planında düzenleme ortaklık payı hesabında dikkate alınacağı yolundaki hüküm ile de bu husus açıklığa kavuşturulmuştur.
    Dosyanın incelenmesinden,
    Aynı işlemin iptali istemiyle başka şahıslarca açılan davalarda … Bölge İdare Mahkemesi …. İdari dava dairesince verilen, sırasıyla … tarih ve E:…, K:… sayılı, … tarih ve E:…, K:…sayılı, … tarih ve E:…, K:… sayılı kararların temyiz edilmesi üzerine Danıştay Altıncı Dairesince verilen, sırasıyla 04/02/2021 tarih, E:2019/20607, K:2021/1294 sayılı, 04/02/2021 tarih, E:2020/1904, K:2021/1293 sayılı, 04/02/2021 tarih, E:2019/21576, K:2021/1295 sayılı kararların birlikte değerlendirilmesinden;
    Dava konusu işlemde,
    - Bazı parsellerden daha önce bağış adı altında yapılan kesintilerle muhtelif KOP parsellerinin oluşturulduğu, kamu ortaklık payı olarak oluşturulan taşınmazların 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarındaki kullanım amacına göre sadece bu amaca özgülenmesi ve 1/1000 ölçekli imar planlarındaki kullanımda özgülenen ilgili idare adına tescil edilmesi gerekirken davalı Arnavutköy Belediyesi adına tescil edilmesinin hukuka, eşitlik ve hakkaniyete uygun bulunmadığı,
    - DOP hesabında, bazı taşınmazlardan daha önceki tarihlerde yapılan ifraz işlemleri esnasında bağış (kamuya terk) adı altında alınan bedelsiz terklerin dikkate alınmadığı, bu durumun hukuka, eşitlik ve hakkaniyete uygun bulunmadığı,
    sonucuna ulaşıldığından dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerekirken aksi yönde verilen … Bölge İdare Mahkemesi İstanbul ... İdari Dava Dairesinin kararında hukuki isabet görülmemiştir.
    Öte yandan, başka taşınmaz maliklerince dava konusu parselasyon işleminin dayanağı olan 1/1000 ölçekli uygulama imar planının iptali istemiyle açılan davada, dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planında öngörülen 15 metre genişliğindeki yolun üst ölçekli 1/5000 ölçekli nazım imar planında gösterilmemesinin planlama hiyerarşisi ve ilkelerine aykırı olduğu gerekçesiyle iptali yolunda verilen ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:…sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun, işlemin mevzuata uygun olarak yapıldığı, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle kabul edilerek, İdare Mahkemesi kararı kaldırılması davanın reddi yolunda verilen Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı Danıştay Altıncı Dairesinin 04/02/2021 tarih ve E:2020/5137, K:2021/1292 sayılı kararı ile bozulmuş anılan bozma kararına uyularak istinaf başvurusunun gerekçeli reddine dair … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince verilen … tarih ve E:…, K:…sayılı karar Danıştay Altıncı Dairesinin 9.05.2022 tarih, E:2021/9986, K:2022/5265 sayılı kararı ile onanmıştır. Bu durumda, yargı kararı ile iptaline karar verilen 1/1000 ölçekli uygulama imar planına dayalı olarak tesis edilen dava konusu parselasyon işleminin dayanaksız kaldığı böylece bu yönüyle de hukuka aykırı hale geldiği açıktır.


    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacının / davalının temyiz isteminin kabulüne,
    2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
    3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 09/05/2022 tarihinde, kesin olarak, oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi