Esas No: 2020/3568
Karar No: 2022/5384
Karar Tarihi: 09.05.2022
Danıştay 6. Daire 2020/3568 Esas 2022/5384 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2020/3568 E. , 2022/5384 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2020/3568
Karar No : 2022/5384
DAVACI : ... Odası (... Şubesi)
VEKİLİ : Av. ...
DAVALILAR : 1- ... Başkanlığı
2- ...
VEKİLİ : Av. ..
DAVANIN KONUSU : Ankara ili, Şereflikoçhisar ilçesi,... Mahallesi, ... ada, ... sayılı parsele ilişkin Hazine ve Maliye Bakanlığı Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından hazırlanan ve 02.01.2020 tarih ve 1984 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı ile onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliği ve 1/1.000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin iptali istenilmektedir.
DAVACININ İDDİALARI : Davacı tarafından, mülkiyeti ... Fabrikaları A.Ş. adına kayıtlı olan ve özelleştirme kapsamında bulunan dava konusu parsele, halihazır imar planında “resmi kurum alanı” iken davaya konu işlemle gelişme konut alanı (Ayrık Nizam 3 kat, TAKS: 0,30 KAKS:0,90) park alanı ve yol kullanım kararları getirildiği, Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 26. maddesinin 7. bendi uyarınca yoğunluk arttıran veya kentsel ulaşım sistemini etkileyen plan değişikliklerinde kentsel teknik altyapıya olan etkilerin belirlenmesi ve gerekli önlemlerin alınması amacıyla ayrıca kentsel teknik altyapı etki değerlendirmesi raporu hazırlanacağı veya hazırlatılacağı, dava konusu plan değişikliğinde bu gerekliliğin gözardı edildiği, dava konusu işlem resmi kurum alanının konut alanına dönüştürdüğü ve burada nüfus yoğunluğunu arttırdığı için 1/100.000 ölçekli 2038 Ankara Çevre Düzeni Planına aykırı olduğu, nüfus yoğunluğu arttırılırken yaya ve trafik yoğunluğuna ilişkin herhangi bir çalışma yapılmadığı, plan değişikliği ile sosyal donatı dengesinin bozulduğu, doğabilecek altyapı sorunlarına ilişkin herhangi bir öneri getirilmediği, yoğunluk ve kullanım değişikliğinin çevre fonksiyonlarla ilişkisi ve etkisinin irdelenmediği, dava konusu işlemin planlama hiyerarşisine, parsel ölçeğinde yapılmasının da planlama ilkelerine aykırı olduğu, yapılaşma koşullarının hangi gerekçelere dayandığına yönelik bilimsel ve çevresel etüde dayalı teknik gerekçe bulunmadığı, kamusal kullanım için ayrılmış olan resmi kurum alanının dava konusu plan değişikliği ile kaldırılarak eşdeğer bir alan ayrılmadığı ve bölgenin genel plan kurgusunun bozulduğu ileri sürülmektedir.
DAVALININ SAVUNMASI : Davalılar tarafından, alanın 1/25.000 ve 1/5000 ölçekli nazım imar planları bulunmadığı, dava konusu parselin 1/1000 ölçekli uygulama imar planında “resmi kurum alanı” olarak planlandığı, etrafında yoğun olarak konut alanları olması yanında ilkokul, lise, otopark ve park alanlarının bulunduğu parselin, ... Fabrikaları A.Ş. tarafından davalı idareye bildirilen atıl durumda ve kullanılmayan taşınmazlardan olduğu, kamu kaynaklarının etkin ve verimli kullanılması bağlamında parsele imar planı yapılması gerekliliğinin doğduğu, söz konusu parsele “gelişme konut alanı (Ayrık Nizam 3 kat, TAKS: 0.30, KAKS: 0.90), park ve yol” kullanım kararları getiren 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliklerinin 02.01.2020 tarih ve 1984 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı ile onaylandığı, parselin sosyal ve teknik altyapı alanı olarak kullanılmadığı, ... Fabrikası Ziraat Bölge Şefliği olarak kullanıldığı ve geçen sürede bu ihtiyacın kalmadığı, alanda belirlenen mevcut imarlı alanların, mevcut planla getirilmiş yakın çevre imar kullanım kararları yapılmış imar planı uygulamaları, komşu parseller, çevredeki yapılaşmalar, mülkiyet durumu, zemin etüdü ve parsele getirilen önceki kullanım kararları gibi hususlar dikkate alınarak; parselin konut alanı olarak planlanan bir konumda bulunması, ulaşılabilirliğinin yüksek olması gibi unsurlar göz önünde bulundurularak konut alanı olarak planlanmasının uygun görüldüğü, davalı idareye verilen planlama yetkisinin yalnızca özelleştirme kapsam ve programına alınan parsel sınırlarını kapsadığı, bu kapsamda İdarece parsel bazında hazırlanan imar planlarında hukuka aykırılık bulunmadığı, parsele ilişkin yapılan incelemede; batıda 20 metrelik ... Caddesine, kuzeyde 15 metrelik ... Caddesine, güneyde 15 metrelij ... Sokak’a cephesi, doğusunda 7 metrelik yaya yolu, Aksaray-Ankara Karayoluna yaklaşık 200 metre mesafede bulunduğu, etrafında yoğun olarak konut alanları olmasının yanı sıra ilkokul, lise, otopark ve park alanlarının yer aldığı, alanın çevresinde ve bölgesindeki parsellerdeki kullanım kararları, mevcut yapılaşma ve kullanım fonksiyonları, yapılaşmış alanlardaki taban alanı, inşaat alanı ve kat yüksekliği konusunda araştırma yapılmış olduğu, söz konusu parsele bu alanlara emsal teşkil edecek olan “gelişme konut alanı (Ayrık Nizam 3 Kat, TAKS: 0.30, KAKS: 0.90), park ve yol” kullanım kararının getirilebileceği, onaylı imar planı değişikliği ile parselde 27 dairelik 3 katlı bir bina yapılabileceği, Şereflikoçhisar ilçesinin ortalama aile büyüklüğünün 2.82 olduğu dikkate alındığında davaya konu plan kararı ile yaklaşık 76 kişilik bir ek nüfus getirileceği, parsel üzerinde yoğun ağaçlık olan kısmın park alanı olarak planlandığı, plan değişikliği ile alanda oluşan nüfus artışının çevresel problemler yaratmayacağı, donatı dengesini olumsuz etkilemeyeceği ve çevre-imar bütünlüğünü bozacak nitelikte olmayacağı, dava konusu taşınmaz imar planı değişikliğinden önce ... Fabrikası Bölge Şefliği olarak kullanıldığından, anılan kullanım fonksiyonu eşdeğer alan ayrılması gereken sosyal ve teknik altyapı vasfında olmadığı, altyapı etki değerlendirmesi raporu, analizi yapılmasına gerek görülmediği, yapılan imar planı değişikliğinin bölgede yoğunluk arttıran veya kentsel ulaşımı etkileyen bir değişiklik olmadığı, değişikliğin jeolojik yapısıyla ilgili detaylı incelemeler yapıldığı, dava konusu plan değişikliklerinde hukuka aykırılık bulunmadığı savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ... 'IN DÜŞÜNCESİ:
Dava, Ankara ili, Şereflikoçhisar ilçesi, ... Mahallesi, ... ada, ... sayılı parsele ilişkin Hazine ve Maliye Bakanlığı Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından hazırlanan ve 02.01.2020 tarih ve 1984 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı ile onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliği ve 1/1.000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin iptali istemiyle açılmıştır.
Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 24.maddesinin 9.fıkrasında "(9) Nazım imar planlarında karma kullanım olarak belirlenen fonksiyonların, uygulama imar planlarında ayrıştırılması esastır." düzenlemesine, 26.maddesinde de, "İmar planı değişikliği; plan ana kararlarını, sürekliliğini, bütünlüğünü, sosyal ve teknik altyapı dengesini bozmayacak nitelikte, kamu yararıamaçlı, teknik ve nesnel gerekçelere dayanılarak yapılır.
Kat adedi veya bina yüksekliğini artıran imar planı değişiklikleri, yörenin yerleşim özellikleri, dokusu ve kimliği dikkate alınmak suretiyle, şehrin veya alanın yakın çevresinin silüeti, yapıların güneşe göre cephesi ve yönlenmesi özelliklerini olumsuz yönde etkilememesi esas alınarak yapılır.
İmar planında verilmiş olan inşaat emsalinin, kat adedinin, ifraz şartlarının değiştirilmesi sonucu nüfus yoğunluğunun artırılmasına dair imar planı değişikliklerinde:
a) Artan nüfusun ihtiyacı olan sosyal ve teknik altyapı alanları standartlara uygun olarak plan değişikliğine konu alana hizmet vermek üzere ayrılır.
b) Nüfus yoğunluğuna bağlı olmaksızın, kat adedinin artırılmasının istenmesi durumunda; önerilecek kat adetlerinin tayininde aşağıdaki formüle göre bulunacak bütün yollardaki karşılıklı bina cepheleriarasındakiasgari uzaklık sağlanacaktır.
K = [(Y1 + Y2)/2] + 7,00 m
Yukarıdaki formülde;
K = Karşılıklı bina cepheleriarasındakimesafe (metre),
Y1 = Yolun bir cephesine önerilecek yapının yüksekliği,
Y2 = Yolun diğer cephesinde önerilecek yapının yüksekliğini, ifade eder.
c) Parsellerin birleştirilmesi ve yapı düzeni değişikliği içeren, kat adedinin artırılmasına yönelik uygulama imar planı değişikliklerinde de yukarıdaki formüle uyulması esastır.
Yoğunluk artıran veya kentsel ulaşım sistemini etkileyen imar plan değişikliklerinde, kentsel teknik altyapıya yönelik etkilerin belirlenmesi ve gerekli önlemlerin alınmasıamacıyla ayrıca kentsel teknik altyapıetki değerlendirmesi raporu,analizi hazırlanır veya hazırlatılır.
" düzenlemelerine yer verilmiştir.
Yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda; sosyal donatı alanına ilişkin olarak taşınmazın içinde bulunduğu mahalle ve/veya yerleşim kapsamında herhangi bir değerlendirmenin veya standartlara ilişkin hesaplama ve irdelemenin yapılmamış olmasının, plan açıklama raporunda bulunmamasının davaya konu işlemin önemli bir eksikliği olduğu ve planlama esasları ile Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğine aykırı olduğu, teknik altyapı yeterliliği konusunda da değerlendirme yapılması planlama yaklaşımlarının ve yukarıda anılan Yönetmeliğin bir gereği olduğu ve bu konu da eksiklik bulunduğu, yeşil alanda yer altında olanaklı kılınan genel otoparka ilişkin plan notunun ise doğru bir planlama yaklaşımı olmadığı, dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin plan notlarında yer alan “park alanı” kullanımının açıklamasında olanaklı kılınan yapıların ve düzenlemelerin, alandaki doğal değerin, yani yoğun ağaç dokusunun korunması ve sürdürülmesi açısından doğru bir yaklaşım olmadığı, söz konusu doğal değerin korunması açısından bu yeşil alanda yer altında otopark yapılmasına yönelik plan notunun da sakıncalı olduğu, bu konumda “genel otopark” yaratılmasını zorunlu kılan herhangi bir koşul olmadığı halde buradaki doğal yapıyı olumsuz etkileyebilecek, etkilememesi için ciddi mühendislik ve ziraat önlemleri alınmasını gerektirecek böyle bir yaklaşımın gerekçesi de bulunmadığı, söz konusu plan notunun şehircilik ve planlama ilkeleriyle bağdaşmadığı" görüş ve kanaatlerine yer verilmiştir.
Dosyanın ve yukarıda yer verilen bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinden, aynı plan notlarına sahip dava konusu 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliklerinin Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 24 ve 26.maddesinde öngörülen şekilde hazırlanmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI ...'IN DÜŞÜNCESİ: Dava, Ankara ili, Şereflikoçhisar ilçesi, ... Mahallesi, ... ada, ... sayılı parsele ilişkin Hazine ve Maliye Bakanlığı Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından hazırlanan ve 02.01.2020 tarih ve 1984 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı ile onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliği ve 1/1.000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin iptali istemiyle açılmıştır.
Danıştay Altıncı Dairesinice yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda özetle, 1/100.000 ölçekli 2038 Ankara Çevre Düzeni Planı ile uyum ve planların kademeli birlikteliği ilkesi açısından eksik olduğu, kullanım ve yapılaşma kararları açısından davaya konu plan işlemleri çevre ve imar düzenine aykırılık taşımadığı, öte yandan sosyal donatı alanına ilişkin olarak taşınmazın içinde bulunduğu mahalle ve/veya yerleşim kapsamında herhangi bir değerlendirmenin veya standartlara ilişkin hesaplama ve irdelemenin yapılmamış olmasının, plan açıklama raporunda bulunmamasının davaya konu işlemin önemli bir eksikliği olduğu ve planlama esasları ile Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğine aykırı olduğu, teknik altyapı yeterliliği konusunda da değerlendirme yapılması planlama yaklaşımlarının ve yukarıda anılan Yönetmeliğin bir gereği olduğu ve bu konu da eksiklik bulunduğu, ulaşım ve erişim açısından davaya konu plan ile mevcut ulaşım sistemine olumsuz bir etki getirilmediği, yeşil alanda yer altında olanaklı kılınan genel otoparka ilişkin plan notunun ise doğru bir planlama yaklaşımı olmadığı, davaya konu işlemde yer alan park alanının doğru bir yaklaşım olduğu, planlanan alandaki mevcut durumun ve doğal yapının gözardı edilmeyerek, plana bir girdi oluşturması ve plan kararını yönlendirmesinin doğru bir şehircilik ve planlama yaklaşımı olduğu, dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin plan notlarında yer alan “park alanı” kullanımının açıklamasında olanaklı kılınan yapıların ve düzenlemelerin, alandaki doğal değerin, yani yoğun ağaç dokusunun korunması ve sürdürülmesi açısından doğru bir yaklaşım olmadığı, söz konusu doğal değerin korunması açısından bu yeşil alanda yer altında otopark yapılmasına yönelik plan notunun da sakıncalı olduğu, bu konumda “genel otopark” yaratılmasını zorunlu kılan herhangi bir koşul olmadığı halde buradaki doğal yapıyı olumsuz etkileyebilecek, etkilememesi için ciddi mühendislik ve ziraat önlemleri alınmasını gerektirecek böyle bir yaklaşımın gerekçesi de bulunmadığı, söz konusu plan notunun şehircilik ve planlama ilkeleriyle bağdaşmadığı belirtilmiştir.
Dava dosyasındaki bilgi ve belgelerle bilirkişi raporunun birlikte irdelenmesinden, imar mezuatına aykırı olarak dava konusu plan değişiklikleriyle parsele getirilen konut kullanımının yaratacağı ek nüfusun ihtiyacına yönelik sosyal donatı gereksinimi ve teknik alt yapıya etkisi için gerekli hesaplama ve değerlendirmelerin yapılmadığı, 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin plan notlarında yer alan “park alanı” kullanımında yer alan yapı ve düzenlemelerin, alandaki doğal değerin yoğun ağaç dokusunun korunması ve sürdürülmesi açısından sakıncalı olduğu anlaşıldığından, dava konusu imar planı değişikliklerinde imar mevzuatına, şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına uygun olmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu plan değişikliklerinin iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Ankara ili, Şereflikoçhisar ilçesi, ... Mahallesi, ... ada,... sayılı Resmi Kurum alanı olarak belirlenen parsel Hazine ve Maliye Bakanlığı Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından hazırlanan ve 02.01.2020 tarih ve 1984 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı ile onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliği ve 1/1.000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği ile gelişme konut alanı (ayrık nizam 3 kat, Taks:0,30, Kaks: 0,90), park ve yol alanı olarak belirlenmesi üzerine anılan plan değişikliğinin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
3194 sayılı İmar Kanununun "İmar Planlarında Bakanlığın Yetkisi"ni düzenleyen 9. maddesinin 2. fıkrada: "Belediye hudutları ve mücavir alanlar içerisinde bulunan ve özelleştirme programına alınmış kuruluşlara ait arsa ve arazilerin, ilgili kuruluşlardan (Belediye) gerekli görüş alınarak çevre imar bütünlüğünü bozmayacak imar tadilatları ve mevzi imar planlarının ve buna uygun imar durumları; Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca hazırlanarak Özelleştirme Yüksek Kurulunca onaylanmak suretiyle yürürlüğe girer ve ilgili Belediyeler bu arsa ve arazilerin imar fonksiyonlarını 5 yıl değiştiremezler. İlgili belediyeler görüşlerini onbeş gün içinde bildirir." hükmüne yer verilmiştir.
Anılan Kanun'un Ek:3. maddesinde: "Özelleştirme programındaki kuruluşlara ait veya kuruluş lehine irtifak ve/veya kullanım hakkı alınmış arsa ve araziler ile özel kanunları uyarınca özelleştirilmek üzere özelleştirme programına alınan arsa ve arazilerin, 3621 sayılı Kıyı Kanunu veya 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu kapsamında kalan yerler dahil olmak üzere genel ve özel kanun hükümleri kapsamında yer alan tüm alanlarda imar planlarını yapmaya ve onaylamaya yetkili olan kurum veya kuruluşlardan görüş alınarak çevre imar bütünlüğünü bozmayacak her tür ve ölçekte plan, imar planı ile değişiklik ve revizyonları müellifi şehir plancısı olmak üzere Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca yapılarak veya yaptırılarak Özelleştirme Yüksek Kurulunca onaylanmak ve Resmi Gazetede yayımlanmak suretiyle kesinleşir (İptal ibare: Anayasa Mahkemesi'nin 09/06/2011 tarih ve 2008/87 E, 2011/95 K. sayılı Kararı ile.) yürürlüğe girer. İlgili kuruluşlar bu madde kapsamında yapılan planları devir tarihinden itibaren beş yıl süreyle değiştiremezler. Bu süre içerisinde imar planlarına ilişkin olarak, verilecek mahkeme kararlarının gereklerinin yerine getirilmesini teminen yapılacak imar planı değişikliğine ilişkin iş ve işlemler Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca bu maddede belirtilen usul ve esaslara göre gerçekleştirilir. İlgili kuruluşlar görüşlerini onbeş gün içinde bildirirler. Bu madde kapsamında yapılan her ölçekteki plan ve imar planlarında 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 17 nci maddesinin (a) bendinin ikinci ve sekizinci paragrafındaki hükümler uygulanmaz. Özelleştirme sürecinde ihtiyaç duyulması halinde, bu planlara göre yapılacak imar uygulamasına ilişkin parselasyon planları Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından yapılır veya yaptırılır. Bu parselasyon planları Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca onaylanır (İptal ibare: Anayasa Mahkemesi'nin 09/06/2011 tarih ve 2008/87 E, 2011/95 K.sayılı Kararı ile.) Bu planlara göre yapılacak yapılarda her türlü ruhsat ve diğer belgeler ile izinler, ilgili mevzuat çerçevesinde yetkili kurum ve kuruluşlarca verilir." hükmü bulunmaktadır.
Kanun'un 5. maddesinin dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan halinde, nazım imar planı; varsa bölge veya çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, detaylı bir raporla açıklanan ve raporuyla beraber bütün olan plan olarak, uygulama imar planı ise; tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan olarak tanımlanmıştır.
Kanun'un 6.maddesinin dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan halinde, planlar kapsadıkları alan ve amaçları açısından bölge planları ve imar planları olarak iki ana kategoriye ayrılmış, imar planları da uygulamaya esas olan uygulama imar planları ve bu planın hazırlanmasındaki temel hedefleri, ilkeleri ve arazi kullanım kararlarını belirleyen nazım imar planları olarak sınıflandırılmıştır. Anılan Kanun'un 8. maddesinde ise alt ölçekli planların üst ölçekli planlarda belirlenen planlama ana ilkelerine, stratejilerine ve kararlarına uyumlu olması zorunluluğu getirilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen düzenlemeler uyarınca, özelleştirme programındaki kuruluşlara ait veya özelleştirilmek üzere özelleştirme programına alınan arsa ve arazilerde ilgili kuruluşlardan gerekli görüş alınmak suretiyle her ölçekteki imar planı değişiklikleri yapmak Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığının yetkisi dahilinde olmakla beraber; bu plan ve plan değişikliklerinin çevre ve imar bütünlüğünü bozmayacak şekilde ve mevzuata uygun olarak yapılması gerektiği açıktır.
İmar planları, planlanan yörenin bugünkü durumunun, olanaklarının ve ilerideki gelişmesinin gerçeğe en yakın şekilde saptanabilmesi için coğrafi veriler, beldenin kullanılışı, donatımı ve mali bilgiler gibi konularda yapılacak araştırma ve anket çalışmaları sonucu elde edilecek bilgiler ışığında, çeşitli kentsel işlevler arasında var olan ya da sağlanabilecek olanaklar ölçüsünde en iyi çözüm yollarını bulmak belde halkına iyi yaşama düzeni ve koşulları sağlamak amacıyla kentin kendine özgü yaşayış biçimi ve karakteri, nüfus, alan ve yapı ilişkileri, yörenin gerek çevresiyle ve gerekse çeşitli alanları arasında olan bağlantıları, halkın sosyal ve kültürel gereksinimleri, güvenlik ve sağlığı ile ilgili konular gözönüne alınarak hazırlanır ve koşulların zorunlu kıldığı biçim ve zamanda mevzuatta öngörülen yöntemlerle değiştirilebilir.
Uyuşmazlık konusu imar planı değişikliklerinin dava konusu taşınmazlar açısından geçmişten itibaren belirlenen fonksiyonların değerlendirilmesi suretiyle, uyuşmazlık konusu edilen imar planı değişiklikleri ile getirilen kullanım kararlarının ve yapılaşma koşullarının çevre ve imar bütünlüğünü ve sosyal donatı dengesini bozucu nitelikte olup olmadığının, bozuyor ise sosyal donatı dengesini hangi yönlerden bozduğunun, üst ölçekli imar planları ile imar planlarının kademeli birlikteliği ilkesine uygun olup olmadığının, uyuşmazlığa konu taşınmazlara verilen fonksiyonların yer seçiminin uygunluğunun, uyuşmazlığa konu alanda belirlenen fonksiyonlar açısından alanın kendi içerisinde ve çevresi ile birlikte ulaşım kademelenmesi yönünden incelenerek, belirlenen yol kullanımlarının planlama esasları ve şehircilik ilkeleri yönünden uygunluğunun, imar planı değişikliklerinin imar mevzuatı uyarınca zorunlu olup olmadığının tespiti amacıyla naip üye ... niyabetinde Prof. Dr. ..., Prof. Dr. ... ve Prof. Dr. ... 'dan oluşan bilirkişi kurulunca yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporda; dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planında ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinde öngörülen kullanımın, söz konusu planların onaylandığı sırada yürürlükte olan 1/100.000 ölçekli 2038 Ankara Çevre Düzeni Planının “Kentsel Meskun (Yerleşik) Alan” kullanımı ile tutarlı olduğu, 1/100.000 ölçekli plan ifadelerinde bu bölgeye ilişkin olarak yapı sınırlaması getirilerek korunacak alan ve suya dair orta mesafeli koruma kararlarını dikkate almadığı, bu nedenle 1/100.000 ölçekli 2038 Ankara Çevre Düzeni Planı ile uyum ve planların kademeli birlikteliği ilkesi açısından eksik kaldığı, kullanım ve yapılaşma kararları açısından davaya konu plan işlemleri çevre ve imar düzenine aykırılık taşımadığı, öte yandan sosyal donatı alanına ilişkin olarak taşınmazın içinde bulunduğu mahalle ve/veya yerleşim kapsamında herhangi bir değerlendirmenin veya standartlara ilişkin hesaplama ve irdelemenin yapılmamış olmasının, plan açıklama raporunda bulunmamasının davaya konu işlemin önemli bir eksikliği olduğu ve planlama esasları ile Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğine aykırı olduğu, teknik altyapı yeterliliği konusunda da değerlendirme yapılması planlama yaklaşımlarının ve yukarıda anılan Yönetmeliğin bir gereği olduğu ve bu konu da eksiklik bulunduğu, ulaşım ve erişim açısından davaya konu plan ile mevcut ulaşım sistemine olumsuz bir etki getirilmediği, yeşil alanda yer altında olanaklı kılınan genel otoparka ilişkin plan notunun ise doğru bir planlama yaklaşımı olmadığı, davaya konu işlemde yer alan park alanının doğru bir yaklaşım olduğu, planlanan alandaki mevcut durumun ve doğal yapının gözardı edilmeyerek, plana bir girdi oluşturması ve plan kararını yönlendirmesinin doğru bir şehircilik ve planlama yaklaşımı olduğu, dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin plan notlarında yer alan “park alanı” kullanımının açıklamasında olanaklı kılınan yapıların ve düzenlemelerin, alandaki doğal değerin, yani yoğun ağaç dokusunun korunması ve sürdürülmesi açısından doğru bir yaklaşım olmadığı, söz konusu doğal değerin korunması açısından bu yeşil alanda yer altında otopark yapılmasına yönelik plan notunun da sakıncalı olduğu, bu konumda “genel otopark” yaratılmasını zorunlu kılan herhangi bir koşul olmadığı halde buradaki doğal yapıyı olumsuz etkileyebilecek, etkilememesi için ciddi mühendislik ve ziraat önlemleri alınmasını gerektirecek böyle bir yaklaşımın gerekçesi de bulunmadığı, söz konusu plan notunun şehircilik ve planlama ilkeleriyle bağdaşmadığı görüş ve kanaatlerine yer verilmiştir.
Bilirkişi raporunun tebliği üzerine davalı idarece bilirkişi raporuna itiraz edilmiştir.
Her ne kadar, bilirkişi heyetince, dava konusu imar planları 1/100.000 ölçekli 2038 Ankara Çevre Düzeni Planına uygunluk yönünden incelenmiş ise de, Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin ... tarih ve ... sayılı kararıyla kabul edilen 1/100.000 ölçekli 2038 Ankara Çevre Düzeni Planında uyuşmazlık konusu parsel “Kentsel Meskun (Yerleşik) Alan” kullanımında kaldığı, ancak anılan çevre düzeni planının ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:... , ... sayılı kararı ile iptaline karar verildiği, bu kararın temyiz edilmediğinden kesinleştiğinden bilirkişi heyetinin dava konusu parsele yönelik imar planlarına yönelik değerlendirmelerine itibar edilmemiştir.
Bilirkişi raporunda, kullanım ve yapılaşma kararları açısından davaya konu plan işlemleri çevre ve imar düzenine aykırılık taşımadığı,ulaşım ve erişim açısından davaya konu plan ile mevcut ulaşım sistemine olumsuz bir etki getirilmediği, davaya konu işlemde yer alan park alanının doğru bir yaklaşım olduğu,planlanan alandaki mevcut durumun ve doğal yapının gözardı edilmeyerek, plana bir girdi oluşturması ve plan kararını yönlendirmesinin doğru bir şehircilik ve planlama yaklaşımı olduğu tespitleri yer almaktadır.
Uyuşmazlık konusu parselin sosyal ve teknik altyapı alanı olarak değil, resmi kurum alanı (... Fabrikası Ziraat Bölge Şefliği) olarak kullanılması ve Kurumun özelleştirilmesi nedeniyle eş değer yer ayrılmasına gerek bulunmamaktadır.
Dosyanın, bilirkişi raporunun ve bilirkişi raporuna yapılan itirazların birlikte değerlendirilmesinden, taşınmazın bulunduğu alanda Özelleştirme İdaresi Başkanlığının imar planı yapma yetkisinin olduğu, davaya konu edilen imar planı yapılırken ilgili kurum ve kuruluşların görüşlerinin alındığı ve bu alanın yukarıda açıklanan önceki kullanımlarının değerlendirildiği, özelleştirme programına alınan alanda 3194 sayılı Kanunun 9. maddesinin 2. fıkrasında verilmiş olan yetkiye istinaden Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca yalnızca dava konusu parsel ile sınırlı bir alanda yapılan imar planı değişikliği yapıldığı ancak bilirkişi raporundaki planlama alanının çevresine ilişkin fotoğraflardan da anlaşıldığı üzere bölgedeki yapılaşma koşulları göz önünde bulundurulduğunda imar planı değişikliğinin çevre imar bütünlüğünü bozmadığı ve üst ölçekli plan kararlarıyla aykırılık içermediği sonucuna varılmıştır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVANIN REDDİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam ... -TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ...-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
4. Maliye Bakanlığı tarafından keşif ve bilirkişi giderleri için harcanan ... -TL'nin davacıdan alınıp Hazine adına yatırılması için kararın bir örneğinin Hazine ve Maliye Bakanlığına tebliğine,
5. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
6. 2577 sayılı Kanunun 20/A maddesinin 2. fıkrasının (g) bendi uyarınca, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde Danıştay Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 09/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.