16. Ceza Dairesi 2018/2713 E. , 2020/5852 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma, tasarlayarak öldürme
Hüküm : Atılı suçlar yönünden CMK"nın 223/2-e maddesi gereğince ayrı ayrı beraat
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1-Silahlı terör örgütüne üye olma suçu açısından;
Sanığa yüklenen silahlı terör örgütüne üye olma suçundan doğrudan doğruya zarar görmeyen ve bu nedenle de davaya katılma hakkı bulunmayan katılanın davaya katılmasına ilişkin verilen karar hükmü temyiz yetkisi vermeyeceğinden, katılan vekilinin temyiz isteminin 5271 sayılı CMK"nın 298. maddesi uyarınca REDDİ,
2-Tasarlayarak öldürme suçu yönünden;
5726 sayılı Tanık Koruma Kanununun 9/8. maddesine göre "bu kanunun 5. maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerine göre, hakkında tedbir uygulanan tanığın beyanının tek başına hükme esas teşkil etmez" şeklindeki düzenleme karşısında, gizli tanığın beyanlarının yan delillerle desteklenmesi durumunda hükme esas alınabileceği, bu bağlamda soruşturma kapsamında ifadesi alınan gizli tanık ...’in ‘’olayın YDG-H içerisinde faaliyet yürüten şahıslar tarafından yapıldığını, bu şahısların olaydan yaklaşık 1 hafta önce şehitlik Benusen de bulunan Eşit Özgür Yurttaş Derneğinde toplantı yaptıklarını, bu toplantıya örgütün kırsal alanından 3 şahsın geldiğini, toplantıya,....... isimli şahısların katıldığını, toplantıdan sonra keşif işlemlerini ... isimli şahsın yaptığını duyduğunu, ölüm olayının gerçekleştiği gün ... isimli şahsı elinde silahla olay yerinden başında beyaz şapka ile kaçarken gördüğünü, yaptırılan teşhis işleminde Diyadin isimli şahsın sanık ... olarak teşhis ettiğini, bu şahsın terör örgütü içine giderek birkaç ay silahlı olarak faaliyet yürüttüğünü duyduğunu’’ şeklindeki anlatımlarının, sanığın savcılık huzurunda müdafiisi hazır olduğu halde verdiği ‘’yaklaşık 1-1,5 ay önce Emniyet tarafından arandım ve emniyette verdiğim ifademde 1 ay süreyle Kobani’de kaldım, silahlı çatışmaya girmedim” şeklindeki beyanı ile de doğrulanması karşısında;
Öncelikle katılanlar vekilinin 12.07.2016 tarihli celse duruşmasında maktulün öldürülmesine ilişkin soruşturmaların yürütüldüğünü ve olaya karışan farklı üç kişinin hakkında soruşturma olduğunu beyan etmesi nazara alınarak, katılanlar vekilinin iddiasının araştırılması ve ...’ın öldürülmesine ilişkin başkaca soruşturma/kovuşturma dosyaları var ise getirtilip incelenmesi, gizli tanık ...’in 5726 sayılı Tanık Koruma Kanunu’nda ki ilgili hususlar gözetilerek beyanının alınması, dosya kapsamında bulunan görüntülerin iyileştirilmesi yapılmak suretiyle sanık ...’in olay yerinde olup olmadığı ve ... ile birlikte hareket edip etmediği hususunda yeniden bilirkişi raporu alınması, sanıkların irtibatlarının belirlenmesi açısından HTS-BAZ tespiti ile ayrıntılı bilirkişi raporunun temin edilmesi, sanık hakkında örgüt üyeliği nedeniyle başkaca bir soruşturma/kovuşturma yürütülüp yürütülmediğinin saptanması ve var ise dosyaya teminin sağlanması, sanığın ikameti ile çalıştığını belirttiği yere gidiş istikametinin beyanına göre zıt istikametlerde oluşuna rağmen olay günü otogara gitttiği şeklindeki anlatımı ile üzerinde taşıdığı silahın elde edilişine ilişkin yakalandığı andan itibaren farklı anlatımlarda bulunduğu gözetildiğinde beyanları arasındaki çelişkilerin giderilmesi, hangi ifadeye üstünlük tanındığının karar yerinde gösterilmesi, tüm bu hususlar kapsamında sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve değerlendirmesi gerekirken yazılı şekilde eksik araştırma neticesinde sanığın beraatine yönelik hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu sebepten dolayı yerinde görülmüş olduğundan hükmün BOZULMASINA, 25.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.