Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/968
Karar No: 2019/2810
Karar Tarihi: 18.04.2019

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2018/968 Esas 2019/2810 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2018/968 E.  ,  2019/2810 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ ... HUKUK DAİRESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - TAZMİNAT

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tazminat davası sonunda, yerel mahkemece temliklerin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, davalılar vekili tarafından hükmün istinaf edilmesi üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    -KARAR-
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa tazminat isteğine ilişkindir.
    Davacılar, ortak mirasbırakanları ...’ün, 1940 parsel sayılı taşınmazını mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak davalı oğlu ...’a 24.09.1996 tarihinde satış suretiyle temlik ettiğini, anılan taşınmazın ifrazı neticesinde ..., ... ve ... sayılı parsellerin oluştuğunu, davalı ...’ın da ... sayılı parseli davalı kardeşi ...’ye, ... sayılı parseli ise diğer davalı kardeşi ...’e muvazaalı olarak devrettiğini, mirasbırakanın mal satmayı gerektirecek bir ihtiyacı bulunmadığı gibi davalıların da alım gücünün olmadığını ileri sürerek, dava konusu ..., ... ve ... sayılı parsellerin tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini, mümkün olmazsa bedele hükmedilmesini istemişlerdir.
    Davalılar, ... sayılı parselde amcalarına ait pay yönünden mirasbırakanın önalım hakkını kullanabilmesi için gereken bedeli ...’ın karşıladığını, davalılar ... ve ...’in de paylarına isabet eden parayı ...’a ödediklerini, bu nedenle mirasbırakanın anılan temliki gerçekleştirdiğini, iddiaların asılsız olduğunu, davacıların da bu durumu bildiklerini kötüniyetli dava açtıklarını bildirip, davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, temliklerin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, davalılar vekilinin istinaf isteği ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddedilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1921 doğumlu mirasbırakan ...’ün 02.02.2000 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak davacı ve davalı çocuklarını bıraktığı, dava dışı mirasçısının bulunmadığı, mirasbırakanın maliki olduğu ... parsel sayılı taşınmazını ( 1.713,92 m2’lik portakal bahçesi ) 24.09.1996 tarih ve 2137 yevmiye no’lu akit ile 14 milyon ETL bedelle davalı ...’e satış suretiyle temlik ettiği, 29.04.1998 tarihinde anılan taşınmazın ifrazı ile dava konusu ... ( 489,13 m2’lik arsa ), 2189 ( 479,22 m2’lik arsa ) ve 2190 ( 569,93 m2’lik arsa ) sayılı parsellerin oluştuğu, davalı ...’ın ... sayılı parseli 29.04.1998 tarih ve 907 yevmiye no’lu akit ile davalı ...’e, ... sayılı parseli 20.06.2002 tarih ve 1253 yevmiye no’lu akit ile davalı ...’e satış suretiyle devrettiği, 11.04.2017 tarihinde kesinleşen imar uygulaması ile ..., ... ve ... sayılı parsellerin ... ada ... ve ... sayılı parsellere revizyon gördüğü anlaşılmaktadır.
    Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu"nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu"nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Somut olaya gelince; mirasbırakanın temlik tarihinde dava konusu taşınmaz ( ... sayılı parsel ) dışında 1.885 m2’lik portakal bahçesi niteliğindeki ... sayılı parselin 2.075 m2’lik portakal bahçesi ve kerpiç ev niteliğindeki ... sayılı parselin 7.438 m2’lik tarla
    niteliğindeki ... sayılı parselin tamamına, 5.125 m2’lik tarla niteliğindeki ... sayılı parselin ½ payına, 16.000 m2’lik tarla niteliğindeki 238 sayılı parselin ½ payına, 2.079 m2’lik tarla niteliğindeki ... sayılı parselin 1/3 payına ve 120 m2’lik tarla niteliğindeki ... sayılı parselin 1/3 payına malik olduğu ölümü üzerine 29.03.2002 tarihinde tüm mirasçılarına intikal ettiği, mirasbırakanın geriye bıraktığı taşınmazların azımsanmayacak miktarda olduğu, mirasbırakanın mal kaçırma amacı ile hareket etmesi halinde mal kaçırmak istediği mirasçılarına herhangi bir şey bırakmama ya da daha az mal bırakma amacına uygun hareket etmeye çalışacağı, ne var ki eldeki davada mirasbırakanın bu şekilde hareket etmediği, dinlenen tanık beyanlarından mirasbırakan ile davacı çocukları arasında herhangi bir husumetin ortaya konulamadığı, mirasbırakanın bir çocuğunu diğer çocuğuna tercih etmesi için bir nedeninin bulunmadığı, ayrıca 6100 sayılı HMK’nın 190. ve 4721 sayılı TMK’nın 6. maddeleri uyarınca herkesin iddiasını ispatla mükellef olduğu gözetildiğinde davacı tarafın muvazaa iddiasını kanıtlayamadığı, akitte gösterilen bedel ile keşfen saptanan gerçek değer arasındaki farkın da tek başına temlikin muvazaalı olduğunu göstermeyeceği bir bütün halinde değerlendirildiğinde mirasbırakan tarafından yapılan temlikin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.
    Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Davalılar vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 373/1. maddesi uyarınca ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerden dolayı 6100 sayılı HMK’nın 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.04.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi