20. Hukuk Dairesi 2015/11229 E. , 2017/1151 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunun 8. maddesiyle eklenen Ek 4. madde uyarınca yapılan kullanım kadastrosu sırasında ... ili, ... ilçesi, ... köyü, 208,15 m² yüzölçümündeki 107 ada 4 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağının beyanlar hanesine 6831 sayılı Kanunun 2/B madde şerhiyle birlikte "iş bu taşınmazın bahçe vasfıyla 20 yıldan beri ...nün fiilî kullanımında" olduğu yönünde şerh verilerek bahçe vasfıyla ... adına tesbit edilmiştir.
Davacı ... dava dilekçesinde; ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi 107 ada 4 parselin kullanım kadastro çalışmaları sırasında 208,15 m2 olarak davalı ... adına tespit edildiğini,...nün kızkardeşi olduğunu taşınmazı 760 m2 olarak 1989 yılından beri eşit olarak kullandıklarını, üzerinde 4 katlı betonarme bina bulunduğunu ileri sürerek zilyetlik şerhinin, yüzölçüm miktarının ve iktisap tarihinin düzeltilmesini talep ve dava etmiştir.
... Yönetimi ise, 107 ada 4 parsel sayılı taşınmaz içerisinde bulunan binanın bir kısmının ... sınırları içerisinde kaldığını ileri sürerek, binanın ... sınırları içinde kalan kısımının belirlenerek tutanağın beyanlar hanesinde bu hususun belirtilmesi istemiyle davaya müdahil olmuştur.
Mahkemece davacının davasının Kısmen Kabulü ile 107 ada 4 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesine şerh edilen “iş bu taşınmaz bahçe vasfı ile 20 yıldan beri ... evladı ..."nün fiili kullanımındadır” ibaresinin iptali ile yerine “İş bu taşınmaz bahçe vasfı ile 20 yıldan beri ... ve ..."nün müştereken fiilli kullanımındadır" ibaresinin yazılmasına, ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi 107 ada 4 sayılı parselin tespit gibi 2/B vasfı ile ... adına kayıt ve tesciline, davacının yüzölçümün miktarına yönelik itirazının reddine,
Asli Müdahilin davasının kabulü ile 107 ada 4 sayılı parselin bilirkişiler ... ve ..."ın 02.06.2013 tarihli rapor ve ekindeki ölçekli kroki uyarınca taşınmaz üzerindeki binanın 100.33 m2"lik kısmının ormanda kaldığının beyanlar hanesine yazılmasına karar verilmiş, hüküm davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Kanuna, 5831 sayılı Kanunun 8. maddesiyle eklenen Ek-4 maddesi gereğince yapılan kullanım kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3116 sayılı Kanun hükümleri gereğince 1943 yılında yapılan ... tahdidi ile tespit tarihinden önce yapılıp kesinleşen 1744 sayılı Kanun ile değişik 2. madde uygulaması ile 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve taşınmazın davacı ve davalı ..."nün fiili kullanımında olduğu belirlenerek 107 ada 4 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesindeki şerhin iptali ile yerine “İş bu taşınmaz bahçe vasfı ile 20 yıldan beri ... ve ..."nün müştereken fiilli kullanımındadır. “ibaresinin yazılmasına, ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi 107 ada 4 nolu parselin tespit gibi 2/B vasfı ile ... adına kayıt ve tesciline" şeklinde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak mahkemece davacının taşınmazın yüzölçümüne yönelik davasının reddine, asli müdahil ... yönetiminin davasının kabulü ile taşınmaz üzerindeki binanın 100,33 m2"lik kısmının ormanda kaldığının beyanlar hanesine yazılmasına karar verilmişse de mahkemenin bu değerlendirmesi yerinde değildir. Şöyle ki, mahkemece yapılan keşif sonrası ibraz edilen bilirkişi raporları gözönünde bulundurulduğunda davacı ..."ın 107 ada 4 parsel dışında, 2/B maddesi kapsamı dışında kalan (B) harfli bölümde de adına kullanım şerhi verilmesi istediği, (B) harfli bölüm hakkında ise Ek-4. madde çalışması kapsamında kadastro tutanağı düzenlenmediği anlaşılmıştır. Kadastro tutanağı düzenlenmeyen yerlerde kadastro Mahkemesinin görevli olmadığı gözönünde bulundurularak mahkemece davacının yüzölçümüne ilişkin davası yönünden görevsizlik kararı verilip dosyanın asliye hukuk mahkemesine gönderilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 14/02/2017 günü oy birliği ile karar verildi.