17. Ceza Dairesi 2018/6875 E. , 2019/9466 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, mala zarar verme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Yerel mahkemece sanıklar hakkında verilen hükümler temyiz edilmekle, başvuruların süresi ve kararların niteliği ile suçların tarihine göre dosya görüşüldü:
I-Sanıklar ... ve ... hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
Katılana ait suç konusu bilgisayarın sanıkların yakalandıkları esnada araçta ele geçirildiği, bu haliyle hırsızlık suçu yönünden rızaya dayalı bir iade söz konusu olmadığından sanıklar hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına ilişkin tebliğnamedeki (1) numaralı bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
Dairemizce de benimsenen, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 17/12/2013 tarih ve 2012/3-1479 Esas, 2013/611 Karar sayılı ilamında ayrıntısı ile belirtildiği gibi, "5271 sayılı CMK"nun 226. maddesinde öngörüldüğü biçimde suçun hukuki niteliği değişmemiş, sanık hakkında uygulama şartları gerçekleşmediği için, uygulanmayan 5237 sayılı TCK’nun 29. maddesi ile cezanın artırılmasını gerektiren başka bir durum da ilk kez duruşmada ortaya çıkmamıştır. Sanık hakkında düzenlenen iddianamede yanılgı ile sanık hakkında uygulanması istenen bir indirim hükmünün sanık aleyhine olacak şekilde uygulanmaması sanığa ek savunma hakkı verilmesini gerektirmeyecektir. Bu bağlamda sanık TCK"nun 29. maddesinin mahkemece uygulanıp uygulanmayacağı yönünden duruşmanın başından beri savunma yapma imkanına sahip olmuştur. Dolayısıyla savunma hakkının sınırlandırılması söz konusu olmayıp, sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nun 29. maddesinin uygulanmaması nedeniyle ayrıca ek savunma hakkı vermeyen yerel mahkeme hükmünde usul ve kanuna aykırılık bulunmamaktadır. Nitekim Ceza Genel Kurulunun 13.12.2011 gün ve 356–272 ile 02.12.2011 gün ve 281–285 sayılı kararlarında da benzer sonuca ulaşılmıştır." denilmiştir.
Her ne kadar iddianamede sanıklar hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması talep edilmiş ise de, dosya kapsamından sanıklar hakkında TCK"nın 168. maddesi hükmünün uygulanma şartları oluşmadığı, sanıkların TCK"nun 168. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı yönünde duruşmanın başından beri savunma yapma imkanı bulunması ve bu hali ile savunma hakkının da kısıtlanması söz konusu olmadığından tebliğnamedeki (2) numaralı bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.
Anayasa Mahkemesinin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 08/10/2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı kararı ile TCK"nun 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararları kapsam ve içerik itibarıyla infaz aşamasında mahallinde gözetilebileceğinden, bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre, sanık ... müdafii ile o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin tebliğnameye aykırı olarak ONANMASINA,
II-Sanıklar ... ve ... hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
1-14.08.2014 tarihli makbuz içeriğine göre sanık müdafii tarafından 200,00 TL’nin katılan adına havale edildiği, katılan ...’ın hazırlık ifadesinde aracının camının kırılmasından kaynaklanan zarar miktarını belirtmediği, duruşmadaki beyanında ise zararını 280,00 TL olduğunu ve sanık tarafından gönderilen havaleyi kabul etmediğini belirttiği ancak zarar miktarı hususunda dosya arasında denetime olanak verecek bir belge ya da fatura bulunmadığı dikkate alındığında, müştekinin belgelendirebildiği zarar miktarı sorularak; katılanın zararının giderilmesini istemediğini beyan etmesi karşısında, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 09.02.2016 tarih, 2013/735 Esas ve 2016/55 Karar sayılı kararı ile, katılan adına mahkeme veznesine zarar bedelinin sanıklar tarafından depo edilmesi sağlanarak sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun tayini gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi,
2-Anayasa Mahkemesinin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 08/10/2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı kararı ile TCK"nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararları kapsamında hak yoksunluklarına ilişkin hükümlerin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafii ve o yer Cumhuriyet Savcısı"nın temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 20.06.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.