Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/6393
Karar No: 2017/5064
Karar Tarihi: 08.06.2017

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/6393 Esas 2017/5064 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2016/6393 E.  ,  2017/5064 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı, 20.06.2011 tarihinden itibaren yetim aylığı almaya hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün davalı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

    K A R A R


    Dava; davalı Kurumun 10/09/2014 tarihli red kararının iptali, 20/06/2011 tarihinden geçerli yetim aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti, istemine ilişkindir.
    Mahkemece davanın kısmen kabulü ile dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere davacıya hak sahibi yetim aylığı bağlanmasına karar verilmiştir.
    Hüküm, davalı Kurum vekilince temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; Davacının Kurumdan ölüm aylığı almakta iken 5510 sayılı Yasa"nın 56/2.fıkrası uyarınca boşandığı eşi ile birlikte yaşadığı iddiasıyla, 18/06/2010-19/05/2011 arası borç çıkarılan aylıklarının tahsili amacıyla ... İş Mahkemesinin 2012/3E. ve 2012/276 K. sayılı dosyasıyla açılan alacak davasında kabul kararı verildiği, kararın 10. Hukuk Dairesince onanıp kesinleştiği, davacı ...’ın Kurumdan 20/06/2011 tarihinden geçerli olmak üzere yeniden yetim aylığının bağlanmasını talep ettiği, davalı kurum tarafından talebinin reddedilmesi nedeniyle işbu davanın açıldığı, ... İlçe Emniyet Müdürlüğü 30/11/2015 tarihli Tutanağında; davacının ... ... Caddesi ... Apt. K:3 ... adresinde yalnız yaşadığı , eşinden ayrı olduğu, iki çocuğunun olduğu, kızının ...’da evli olduğu, oğlunun ise hapishanede olduğunun tespit edildiği, Mahkemece yalnızca davacının akrabası olan iki tanığın dinlendiği, tanıkların tarafsız olmadığı, bunun dışında araştırma yapılmadığı anlaşılmıştır.
    Davanın, yasal dayanağı 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 56. maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada: “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96. madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Düzenleme ile ölen sigortalının kız çocuğu veya dul eşi yönünden, boşanılan eşle boşanma sonrasında fiilen birlikte olma durumunda, ölüm aylığının kesilmesi ve ödenmiş aylıkların geri alınması öngörülmektedir. Buna göre, daha önce sosyal güvenlik kanunlarında yer almayan, boşanılan eşle fiilen birlikte yaşama olgusu, gelir veya aylık kesme nedeni ve bağlama engeli olarak benimsenmiştir.
    5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 59/2. maddesinde: “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” hükmü yer almaktadır.
    5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 56"ncı maddesinin ikinci fıkrasına dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve özellikle taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir. Bu nedenle Anayasanın 20"nci maddesi ile 5510 sayılı Kanun, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu, 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri Ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun, 4857 sayılı İş Kanunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ve diğer ilgili mevzuat hükümleri göz önünde bulundurulmak suretiyle yöntemince araştırma yapılmalı, tarafların göstereceği tüm kanıtlar toplanmalı, bildirilen ve dinlenilmesi istenilen tanıkların ifadeleri alınmalı, davacının ve boşandığı eşinin su, elektrik, telefon aboneliklerinin hangi adreste kimin adına tesis edildiğini saptanmalı, varsa çalışmaları nedeniyle resmi/özel kurum ve kuruluşlara verilen belgelerde yer alan adresler dikkate alınmalı, boşanan eşler 4857 sayılı Kanun hükümleri kapsamında yer almakta iseler adlarına ödeme yapılabilecek özel olarak açılan banka hesabı bulunup bulunmadığı belirlenmeli, davacının ve boşandığı eşinin kayıtlı olduğu adreslerde kapsamlı Emniyet Müdürlüğü/Jandarma Komutanlığı araştırması yapılmalı, tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurulmalı, boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre karar verilmelidir.
    Somut olayda; davacının ... İş Mahkemesinin 2012/3 ve 2012/276 karar sayılı kesinleşen dosyasıyla boşandığı eşiyle beraber yaşadığı olgusu mahkeme kararıyla saptanmıştır. Bu ilamın kesinleşme tarihinden sonra, davacının boşandığı eşiyle birlikte yaşamadığı iddiasında ispat külfeti artık davacıdadır. Davacı, eşiyle birlikte yaşamadığını ispatlayacak bütün delilleri Mahkemeye sunmalıdır. Davacının, Kurumun ... İş Mahkemesinin 2012/3E. ve 2012/276 K. sayılı dosyasıyla açtığı alacak davasının kesinleşmesinden sonra adres değiştirerek .../ ...’e taşınması savunmasını geliştirme mahiyetindedir. Şekli adres değişikliğinden sonra yeniden aylık bağlanması talebinin kabul görmesi için Mahkemece yukarıda izah edilen detaylı araştırmalar yapılmalı, tüm deliller eksiksiz toplanmalı ve sonuca göre karar verilmelidir.
    Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın kısmen kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 08/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi