3. Hukuk Dairesi 2019/5486 E. , 2019/10060 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, geçici ödemeye ilişkin itirazın reddine dair ara karar ile asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, asıl davada; müteveffa ... "ın 29.05.2007 günü, komşularının konutlarında elektrik olduğu halde kendi konutunda elektrik olmaması nedeniyle evinin elektrik tesisatının bağlı olduğu direğe çıktığını, burada elektrik akımına kapılarak vefat ettiğini, kazanın oluşumunda davalı idarenin elektrik direklerine tırmanmayı engelleyici tedbirler almamış, uyarıcı levhalar asmamış ve elektrik hattını yer altından geçirmemiş olması nedeniyle kusurlu olduğunu belirterek, davacı eş ... için 15.000-TL, davacı çocuk ... için 5.000-TL olmak üzere toplam 20.000-TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 1.000-TL cenaze ve defin gideri tazminatının, birleşen davada ise bilirkişi raporunun ardından ... için 54.405,65 TL, ... için 13.039,72 TL olmak üzere toplamda 67.445,37 TL destekten yoksun kalma tazminatının, ayrıca ... için 40.000 TL, ... için 20.000 TL olmak üzere toplam 60.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, zamanaşımı def"ini ileri sürmüş, esastan da davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, asıl davada; davacıların kazanın meydana geldiği ve murislerinin öldüğü 29.05.2007 tarihinde eylemi ve zararın miktarını öğrendikleri, tazminat davasının açıldığı 09.09.2014 tarihine kadar BK.nun 60 maddesinde belirtilen 1 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği, Cumhuriyet Savcılığı tarafından yapılan soruşturmada olayda suç unsurunun bulunmadığından bahisle takipsizlik kararı verildiği, bu durumda eylemin aynı zamanda suç tekil etmemesi nedeniyle olayda uzamış ceza zamanaşımı süresinin uygulamayacağı gerekçesi ile davanın zamanaşımından reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2016/12078 esas 2017/18096 karar sayılı 25/12/2017 tarihli ilamıyla;
“....Hal böyle iken, mahkemece, dava konusu olay hakkında, yukarıda anılan uzamış ceza zamanaşımı hükümlerinin uygulanması gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile 818 sayılı BK hükümleri gereğince 1 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğinden bahisle davanın reddi yönünde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülmüş,” gerekçesiyle bozulmuştur.
Söz konusu bozma ilamına uyulduktan sonra bu defa; asıl davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 15.000,00 TL, Davacı ... için 5.000,00 TL olmak üzere toplam 20.000,00 TL maddi tazminatın, 400 TL cenaze ve defin giderlerinin haksız fiilin vuku bulduğu 29/05/2007 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, birleşen davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 54.405,65 TL, davacı ... için 13.039,72 TL olmak üzere toplam 67.445,37 TL maddi tazminatın, davacı ... için 23.000,00 TL, davalı ... için 13.000,00 TL olmak üzere toplam 36.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiilin vuku bulduğu 29/05/2007 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacılar lehine ara kararıyla ödenmesine karar verilen geçici ödemenin hükmedilen maddi tazminatlardan mahsubuna karar verilmiş, geçici ödemeye ilişkin ara karar ve hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Davalı vekilinin geçici ödemeye yönelik temyizinin incelenmesinde;
Geçici ödeme Borçlar Kanunun"nun 76. maddesinde ,"Zarar gören iddiasının haklılığını gösteren inandırıcı kanıtlar sunduğu ve ekonomik durumu da gerektirdiği taktirde hakim,istem üzerine davalının zarar görene geçici ödeme yapmasına karar verebilir. Davalının yaptığı geçici ödemeler,hükmedilen tazminattan mahsup edilir. Tazminata hükmedilmezse hakim davacının aldığı geçici ödemeleri,yasal faizi ile birlikte geri vermesine karar verir" şeklinde düzenlenmiştir.
HMK"nın 389. maddesinde "" Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
Geçici ödeme ihtiyati tedbir niteliğindedir. Bu nedenle; ihtiyati tedbir talebine ilişkin kararın, 6100 sayılı HMK. nun yürürlükte olduğu dönemde ittihaz olunduğu açıktır. HMK. nun 341. maddesi “İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir.” hükmünü içermektedir. Ancak, aynı kanunun Geçici 3.maddesi ile de “Bölge adliye mahkemelerinin 26.09.2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı ilk derece mahkemeleri ile bölge adliye mahkemelerinin kuruluş, görev ve yetkileri hakkında kanunun geçici 2.maddesi uyarınca Resmi Gazete"de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar 1086 sayılı kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmü getirilmiştir.
Bu durumda, uyuşmazlığa, 1086 sayılı HUMK. nun temyize ilişkin hükümlerinin uygulanacağı sonucuna varılmaktadır.
Bu açıklamaların ışığı altında temyiz olunan hükmün incelenmesi neticesinde ihtiyati tedbire ilişkin olduğu ve kararın temyizi sebebiyle aşağıdaki değerlendirme yapılmıştır.
HUMK"nın 427.maddesine göre temyiz, mahkemelerden verilen nihai kararlara karşı başvurulacak kanun yoludur. İhtiyati tedbir kararı ise, geçici nitelikte bir önlem olup, durum ve şartların değişmesi halinde değiştirilebileceğinden buna ilişkin mahkeme kararının temyiz edilme olanağı 1086 sayılı HUMK ve 6100 sayılı Kanunun ek 3.maddesine göre yoktur.
2- Davalı vekilinin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi gerekir:
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının geçici ödemeye ilişkin temyiz talebinin reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle HUMK"nın 440. maddesi gereğince usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 1.045,15 TL bakiye temyiz harcının temyiz edenden alınmasına, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/12/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.