Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2006/24962 Esas 2007/3156 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2006/24962
Karar No: 2007/3156
Karar Tarihi: 23.02.2007

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2006/24962 Esas 2007/3156 Karar Sayılı İlamı

12. Hukuk Dairesi         2006/24962 E.  ,  2007/3156 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Kırıkhan İcra Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 31/10/2006
    NUMARASI : 2006/33

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
    İİK.nun  82/12. maddesinde, borçlunun haline münasip evininin haczolunamayacağı belirlendikten sonra, aynı maddede “ancak evin kıymeti fazla ise bedelinden  haline münasip bir yer alınabilecek miktarı  borçluya  bırakılmak üzere  haczedilerek satılır.” Hükmüne yer verilmiştir. İncelenen  bilirkişi raporunda borçlunun haline münasip bir evi kaç liraya alabileceği  açıkça  tesbit edilmiş değildir. Öncelikle bu miktarın  bilirkişiden ek rapor  alınarak  saptanması  gerekir. Bundan sonra mahcuzun tesbit edilecek bu miktardan aşağı olmamak üzere  ve anılan madde hükmüne uygun biçimde  sınırlı olarak satılmasına, borçlunun  haline münasip  ev alması için gerekli  bedelinin  kendisine, varsa  artanın alacaklıya ödenmesine karar verilmesi zorunludur.
    Somut olayda bilirkişinin ek raporunda borçlunun 36,741 YTL  ile 100 m2 civarında bir daire alabileceği açıklanmıştır. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki aile terimi, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. Mahkemece yukarıdaki kurallar dairesinde öncelikle borçlunun haline münasip evi kaç liraya alabileceği net bir biçimde belirlendikten sonra satış bedelinden bu miktarın ayrılıp ev alması için borçluya verilmesine, kalanın alacaklıya ödenmesine hükmedilmek suretiyle sonuca ulaşılmalıdır. Bilirkişi raporunda önce borcun tamamı mahcuzun değerinden düşülmüş ve kalan miktarla ilgili görüş belirtilmiştir. Bu uygulama biçimi yasanın yukarıda açıklanan hükmüne aykırı olup hüküm bozulmalıdır. 
    SONUÇ  : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 23.02.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.

      

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.