16. Ceza Dairesi 2019/5493 E. , 2020/5840 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ceza Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : Konya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 19.10.2018 tarih ve 2017/40 - 2018/270 sayılı kararı
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
Hüküm : 1- Sanıklar ..., ..., ..., ... hakkında ayrı ayrı;
TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 3-5/1, TCK"nın 62, 53/1-2-3, 58/6-7-9, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddi,
2- Sanık ... hakkında CMK"nın 223/2-e maddesi uyarınca beraat kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Sanıklar ..., ... ve ... müdafilerinin duruşmalı inceleme taleplerinin yasal şartları oluşmadığından CMK’nın 299. maddesi gereğince ayrı ayrı REDDİNE,
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
I-) Sanıklar ... ve ... hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerinin yapılan temyiz incelemesinde;
Zorunluluk nedeni gösterilmeden SEGBİS vasıtasıyla savunma alınmasına, sanığın yargılamanın hiçbir aşamasında itiraz etmeyerek zımnen kabul etmiş olmasına, bu yöntemle savunma alınması, silahların eşitliği ve adil yargılama ilkesi çerçevesinde sanığın savunmasında zaafiyet yaratmadığı anlaşılması karşısında, bu yöne ilişkin sanık ...’nın temyiz itirazları yerinde görülmeyerek bozma nedeni yapılmamıştır.
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanıklar müdafileri ile sanık ...’nın temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddine, ancak;
Örgüt mensubu olduğu kabul edilen sanıklar hakkında verilen cezanın, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilirken uygulama maddesi olarak karar yerinde sadece TCK’nın 58/9 maddesinin gösterilmesi gerekirken, anılan maddenin atıf maddesi olarak kabulü ile uygulama yeri bulunmayan TCK’nın 58/6-7 maddesi gereğince tekerrür uygulanmasına karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup sanıklar müdafileri ile sanık ...’nın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu nedenle BOZULMASINA, ancak bu hususların yeniden yargılamayı gerektirmeden CMK"nın 303/1-c maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükümlerin tekerrür uygulamasına dair kısımlarının bütünüyle çıkarılarak yerine “Sanığın örgüt mensubu olmak suçundan mahkumiyetine karar verilmiş olmakla, sanığa verilen hapis cezasının 5237 sayılı TCK’nın 58/9 maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve ayrıca sanık hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına," ibaresi eklenmesi sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II- A)Sanıklar ... ve ... hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerinin yapılan temyiz incelemesinde;
Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 20.10.2009 gün ve 2009/1-85/242 sayılı Kararında açıklandığı üzere; sanıklardan birisinin savunulmasının diğer sanık yönünden savunmada zaafiyet yarattığı durumlarda menfaat uyuşmazlığı bulunduğunun kabulü gerektiği; silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yargılanan sanıkların karı koca olduğu ve sanık ...’in adına kayıtlı ve ByLock tespit edilen 0505..... numaralı GSM hattının ailecek ortak kullanılan telefon olduğunu eşinin, çoçuklarının ve hafta sonları kendisinin kullandığına dair savunmaları ile eşi olan sanık ...’in 0505 ..... numaralı telefon hattını 15 yıldır kullandığı, ev içerisinde çocuklarının ve eşinin kullandığı dair savunması ve ayrıca sanık ...’in, eşi olan sanık ...’e ait Bank Asya hesabındaki internet bankacılık işlemlerini kendisinin yaptığına dair savunmaları karşısında, sanıkların aynı avukat tarafından savunulması nedeniyle aralarında menfaat çatışmasının oluştuğu nazara alınmadan; sanıkların ayrı ayrı müdafiler yerine ortak müdafii tarafından savunmalarının yapılması suretiyle 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 38/1 ve 5271 sayılı CMK’nın 152. maddelerine aykırı davranılması,
B-)Sanık ... hakkında kurulan beraat hükmü yönünden yapılan temyiz incelemesinde;
Kovuşturma aşamasında kendisinin seçtiği bir müdafisi bulunmadığı gibi CMK"nın 156. maddesi uyarınca da hakkında re"sen bir müdafi görevlendirilmeyen sanığın, silahlı terör örgütü üyeliği suçundan da yargılanması yapıldığı dikkate alındığında, CMK"nın 150. maddesinin 2 ve 3. fıkraları uyarınca müdafii atandıktan sonra dosyada mevcut veri inceleme raporu ile sanık hakkında beyanda bulunan... ve...’ün ifadeleri dikkate alınarak, sübut bulan silahlı terör örgütüne üye olma suçundan mahkumiyetine karar vermek gerekirken eksik araştırma ve yerinde olmayan gerekçe ile yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık ..., sanıklar ... ve sanık ... müdafii ile Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sanıklar ... ve ... hakkında sair yönleri incelenmeyen hükümlerin öncelikle bu nedenlerle, CMK"nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanık ..."in tutuklulukta geçirdiği süre, atılı suç için kanun maddelerinde öngörülen ceza miktarı ve bozma nedeni gözetilerek tahliye talebinin reddi ile tutukluluk halinin devamına, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Konya 2. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 24.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.