11. Ceza Dairesi 2017/4037 E. , 2018/1236 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
1) Sanığın sahte araç muayeneleri yaparak üzerine atılı resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği iddiası ile hakkında açılan kamu davasında; dosya arasında bulunan bilirkişi raporları ve mahkemenin duruşmada yaptığı incelemeye göre bazı araç muayene işlemlerinde hologram bulunmadığının tespit edilmesi karşısında; muayene işleminin yapılması sırasında hologram yapıştırılması zorunluluğunun hangi tarihte getirildiği araştırılıp buna göre belgelerin aldatma kabiliyetlerinin olup olmadığının değerlendirilmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2) Dairemizce de benimsenip kabul edilen Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 22.04.2014 gün, 2013/11-397 E., 2014/202 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere, 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK"nın “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “resmi belgede sahtecilik” suçunun hukuki konusunun kamu güveni olduğu, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında, bir veya birden fazla kişi de haksızlığa uğrayıp, suçtan zarar görmesi halinde dahi, suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğuna dair kabulünün etkilenmeyeceği, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerekeceği ve bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla ya da aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanması mümkün olduğu ve her iddianameye kadar olan eylemlerin zincirleme biçimde işlenmiş bir mühür bozma suçunu, iddianameden sonraki eylemlerin ise hukuki kesinti nedeniyle ayrı suçu oluşturacağı cihetle; somut olayda ... plakalı aracın 22.01.2008, ... plakalı aracın 20.06.2008, ... plakalı aracın 05.08.2008, ... plakalı aracın 14.10.2008, ... plakalı aracın 17.12.2008, ... plakalı aracın 20.10.2008, ... plakalı aracın 27.10.2008, ... plakalı aracın 10.02.2009, ... plakalı aracın 16.02.2009 tarihli sahte muayene işlemlerinin Bolu Cumhuriyet Başsavcılığının 27.03.2009 tarih ve 2009/810 E. sayılı iddianamesi kapsamında kaldığı, bu iddianame ile suçun hukuki kesintiye uğradığı ve ...plakalı aracın 08.04.2009 ve ... plakalı aracın 08.04.2009 tarihli sahte muayene işleminin Bolu Cumhuriyet Başsavcılığının 15.09.2009 tarih ve 2009/1965 E. sayılı iddianamesi kapsamında kaldığı ve sanık hakkında iki kez zincirleme şekilde 204/1, 43. maddeleri gereğince cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden beş kez ayrı ayrı mahkumiyetine karar verilerek yazılı şekilde hüküm kurulması ve UYAP ortamında yapılan araştırmada, benzer nitelikteki fiilleri nedeniyle mahkûmiyetine karar verilmiş ve derdest olan kamu davaları bulunduğu anlaşıldığından benzer nitelikteki dava dosyaları getirtilip incelenerek mümkünse birleştirilmeleri, aksi halde bu davayı ilgilendiren kısımlarının onaylı örnekleri dosya içerisine konulup, o dosyalar bakımından da zincirleme suç hükümlerinin uygulanma olanağının bulunup bulunmadığının tartışılması, kesinleşmiş hükümler var ise zincirleme suç kapsamında kaldığının anlaşılması halinde, tayin olunacak cezadan kesinleşmiş önceki cezanın mahsup edilmesi gerektiği gözetilmeden eksik araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, yasaya aykırı,
3) Kabule göre de, 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 14.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.