Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/4154
Karar No: 2019/10054
Karar Tarihi: 12.12.2019

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2019/4154 Esas 2019/10054 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2019/4154 E.  ,  2019/10054 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : GAZİANTEP BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ
    MAHKEMESİ : DİYARBAKIR 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen tazminat davasının kısmen kabulüne dair verilen hüküm hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı ... ve ... A.Ş. Vekillerinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesinin ardından, bölge adliye mahkemesi tarafından verilen ek kararla davalı ... vekilinin temyiz isteminin reddedilmesi üzerine davalı vekili tarafından bu defa ek karar temyiz edilmiş; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacılar, murisleri ..."ın 08/08/2011 günü misafir olarak bulunmaktayken, toplu konutların iç korkuluk yapımındaki eksiklik, korkuluk aralıklarının fazla ve yüksekliğinin az olmasından dolayı düşerek hayatını kaybettiğini, korkulukların aralık ve yüksekliklerinin ... standartlarına ve projesine uygun olmadığını, olay nedeniyle maddi ve manevi olarak destekten yoksun kaldıklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak suretiyle anne ... ve baba ... için ayrı ayrı 500"er TL maddi tazminat ile Anne ... için 100.000 TL, Baba ... için 100.000 TL, kardeş ... için 30.000 TL, kardeş ... için 30.000 TL manevi tazminatın davalılardan yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... vekili; kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, konutları 3. kişi alıcılara sattıklarını, konut alıcılarının malik hak ve yetkilerini kullandıklarını, sorumluluğun alıcılara ve yükleniciye ait olduğunu, diğer davalı ile anahtar teslimi götürü bedel üzerinden sözleşme yapıldığını, idarenin sadece kayden malik olduğunu, 2005 yılında konutların teslim edildiğini, yönetimin de aynı yıl 24/12/2005 devredildiğini, bakım ve onarımın site yönetiminde olduğunu, zamanaşımı süresinin geçtiğini, müteveffanın kusurlu olduğunu savunarak reddini istemiştir.
    Davalı ... vekili; zaman aşımı süresinin geçtiğini, dava konusu kazanın meydana gelmesinde davacıların kusurlu olduğunu, merdiven boşluğunun çocuk için oyun alanı olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Davalı ... İnş.San.Tic.vekili; zaman aşımı itirazında bulunarak dava dışı ..."ın ölümünden müvekkili şirketin sorumlu olmadığını, alt yüklenici olarak dava konusu işin tamamlanarak davalı ..."ye teslim edildiğini, kesin kabulün yapıldığını dava konusu olayın meydana gelmesinden yaklaşık 5 yıl sonra huzurdaki davanın açılmasının usule aykırı olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince ilk olarak; bilirkişi raporları doğrultusunda; davalıların ve davacı anne-babanın kusurlu olduğu, kusur dağılımının davalılar açısından davalıların kendi iç ilişkilerinde göz önüne alınması gerektiği gerekçesiyle Davacı ... ve ..."ın maddi tazminat talebinin kabulü ile; 86.592,76 TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, Davacı ... ve ... için ayrı ayrı 50.000,00 TL, davacılar ... ve ... için ayrı ayrı 25.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, manevi tazminata ilişkin fazlaya dair taleplerinin reddine karar verilmiştir.
    İlk derece mahkemesi kararına karşı davalılar ..., ... İnşaat ve ... tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesinin 03/10/2018 tarihli ilamında; davalılardan ... inşaat firmasının ihale yolu ile ... tarafından belirlenen projeye uygun olarak yaptığı binanın imar yönetmeliğinde belirtilen korkuluk yüksekliğini gözetmemesinin ve diğer davalı denetim firmasının her iki davalı arasındaki proje uygunluğu yönündeki denetimle sınırlı olacak şekilde işlev görmesi dikkate alındığında her üç davalı şirketin eşit kusurlu olarak görülmesinin üstlendikleri sorumluluklar dikkate alındığında bilirkişi raporlarının tarafları ve mahkemeyi bağlayıcı, istinaf denetimine uygun olmadığı belirtilerek gerektiğinde mahallinde keşif de yapılmak suretiyle, tarafların kusur oranlarının belirlenmesi amacıyla tarafları ve mahkemeyi bağlayıcı, denetime uygun rapor alınarak kusur oranında değişim halinde çelişkinin de giderilmesi gerekçesiyle davalılar vekilinin istinaf taleplerinin kabulü ile kararın kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
    İlk derece mahkemesince yapılan ikinci yargılama sonucunda; ek rapor doğrultusunda davalı ..."nin %10, davalı ... Şirketi"nin %25, ... Şirketi"nin %40, davacı ebeveynlerin ise %25 kusurlu oldukları gerekçesiyle davacı ... için 44.326,96 TL, davacı ... için 42.265,81 TL destekten yoksun kalma tazminatının, Davacı ... ve ... için ayrı ayrı 50.000,00 TL, davacılar ... ve ... için ayrı ayrı 25.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı ..."a verilmesine,davacıların manevi tazminata ilişkin fazlaya dair taleplerinin reddine karar verilmiş, hükme karşı davalılar ... ve ... tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince temyize konu kararda; bilirkişi raporlarının olay ve dosya kapsamına göre yerinde olduğu anlaşıldığından davalı ... ve ... A.Ş. vekillerinin maddi tazminata yönelik istinaf taleplerinin esastan reddine, davacı ebeveynlerin kusur oranı olayın meydana geliş şekli, tarafların sosyal ekonomik durumu birlikte değerlendirildiğinde davacılar lehine takdir edilen manevi tazminatın çok olduğu gerekçesiyle maddi tazminata yönelik istinaf taleplerinin esastan reddine, maddi tazminata yönelik hükmün aynen korunmasına, manevi tazminata yönelik istinaf taleplerinin kabulüne, kararın kaldırılmasına, davacı ... için 44.326,96 TL, davacı ... için 42.265,81 TL maddi tazminatın, davacıların manevi tazminat davalarının kısmen kabulü ile; davacı baba ... ve ... lehine 30.000,00"er TL, davacılar ... ve ... lehine 10.000,00"er TL olmak üzere toplam 80.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm, süresi içinde davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesinin ardından, bölge adliye mahkemesi tarafından verilen ek kararla davalı ... vekilinin temyiz isteminin reddedilmesi üzerine davalı vekili tarafından bu defa ek karar temyiz edilmiştir.
    1-) HMK"nın 6763 sayılı Kanunun 42. maddesi ile değişik 362/1-a maddesi hükmüne göre, Bölge Adliye Mahkemelerinin miktar veya değeri 40.000,00 TL"yi geçmeyen davalara ilişkin verdiği kararlar aleyhine temyiz yoluna başvurulamaz. Bu miktar, HMK"nın Ek 1. maddesi uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm tarihi itibariyle 58.800 TL"dir.
    Yargılama neticesinde hükmedilen miktar itibariyle temyize konu Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı taraf yönünden temyiz kesinlik sınırının üstünde olduğu sabit olup; kararın kesin olduğundan bahisle davalının temyiz isteminin reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararı yerinde olmadığından, 18/06/2019 tarihli ek kararın kaldırılmasına karar verilerek; davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine geçilmiştir.
    2-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    3-) Türk Borçlar Kanunu’nun 56.maddesi (BK.nun 47.maddesi) hükmüne göre; hakimin, özel halleri gözönünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    Manevi tazminat, bozulan ruh huzurunun, duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabın kısmen ve imkan nispetinde iadesini amaçladığından hâkim, M.K"nun 4.maddesi gereğince hak ve nesafete göre takdir hakkını kullanarak, manevi tazminat miktarını tespit etmelidir.
    Hakim belirlemeyi yaparken somut olayın özelliğini, zarar görenin ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetmelidir. ( Hukuk Genel Kurulunun 28.05.2003 gün 2003/21-368-355 ve 23.06.2004 gün 2004/13-291-370 sayılı kararları )
    Somut olayda; manevi tazminat yönünden, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, olayın oluş şekli, niteliği, olay tarihi, günün ekonomik koşulları ve yukarıda açıklanan ilkeler nazara alındığında hükmedilen manevi tazminat miktarının bölge adliye mahkemesince az tayin edildiği, bu yönden istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    4-) Karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T."nin 3/2.maddesine göre; “Müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur.”
    Somut olayda; manevi tazminat yönünden verilen ret kararı tüm davalılar için aynı sebepten dolayı verilmiş olmasına rağmen kendini vekil ile temsil ettiren davalılar için ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edildiği anlaşılmıştır.
    O halde mahkemece; yargılamada kendisini vekil ile temsil ettiren davalılar için tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı ... yönünden bölge adliye mahkemesinin temyiz dilekçesinin reddine ilişkin ek kararının kaldırılmasına, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalı ...’nin temyiz itirazlarının reddine, üçüncü ve dördüncü bentte açıklanan nedenlerle HMK"nın 373 üncü maddesinin birinci bendi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HMK"nın 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca dosyanın kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine,12/12/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi